İlhan Ateş
İlhan Ateş
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Disiplin

Köşe Yazısını Dinle

2024-2025 öğretim yılı bir hafta önce başladı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da okul gündeminde daima önemli bir yere sahip disiplin konusuna değinmek istiyorum.

Disiplin önemli bir kavram: iki tür disiplinden bahsetmek yanlış olmaz, biri dıştan gelen, zorlama sonucu sağlanan disiplindir. Zorlayan aile, okul, ordu vs. gibi bir kurum yanında bir kişi, ortam veya başka bir unsurdur. Bunlar ortadan kalktığında kişi eğer o disiplin kurallarını bırakıyorsa o tür disiplinin içselleştirilmediği, onlara zoraki uyulduğu gibi bir sonuç çıkar. Ama bir de dıştan gelen bir zorlama olmadan kişinin kendini disiplin altına alması, bazı şeyleri yapma veya yapmama konusunda iradeli davranması vardır ki bu son derece değerlidir. Buna da iç disiplin diyoruz. İç disiplini olan insanlarla çalışmak, birlikte yaşamak uyumluluk sağladığından iyidir, beraberinde de başarıyı getirir. Örneğin askerlikte en önemli şeylerin başında disiplin gelir. Disiplinsiz bir ordunun bir savaşta başarılı olması mümkün değildir. Benzer şekilde yetenekli de olsalar disiplinsiz kişiler hiçbir zaman üst seviyelere çıkamazlar, hep olmaları gereken yerin altında kalırlar…

Yazılı ve görsel medyada ara ara disiplinsizlikten doğan öğretmen ve öğrencilerle ilgili haberler okuruz. Bunların bir kısmında bir öğretmenin öğrencisine şiddet uyguladığı söylenir, öğretmen eleştirilir, hakkında soruşturma açıldığı yazılır. Bazı durumlarda açığa alma söz konusu olur. Başka bir haberdeyse bir öğrencinin öğretmenine karşı sergilediği bir kötü davranışı okuruz. Öğretmenin saldırıya uğradığını, dövüldüğünü, bıçaklandığını öğrenir veya ekranda izleriz…

Eskilerden de bir örnek verelim. Küçük yaşlardan itibaren günlük tutmaya başlayan Kazım Karabekir bilgilendirici ve okunmaya değer bir eser olan “Hayatım” adlı kitabında 1890’lar ile 1900 başlarında yaşadıklarını anlatır. 2.Abdülhamid dönemidir, Osmanlı İmparatorluğunun zor ve sıkıntılı yıllarıdır. Anlatılanlar Karabekir’in yirmi yaşına kadarki hayatıyla ilgilidir. Özellikle yer yer insanı güldüren askeri okul anıları kitapta önemli bir yer tutar. Disiplin için başvurulan falakadan bahsettiği sayfalar da az ilginç değildir. Şimdilerde sıra dayağı, falaka yok. Veliler de artık eskisi gibi “eti senin kemiği benim” anlayışında değiller…

Medyada, kamuoyunda öğretmen mi öğrenci mi daha çok kollanır? Milyonlarca öğrencinin binlerle ifade edilen öğretmenlerden daha fazla desteğe sahip olacağı açıktır. Onların sesi daha çok çıkar, öğretmenin sesi kısıktır. Hastahanelerin nöroloji servislerine en çok başvuran meslek grupları arasında ortaokul ve lise öğretmenlerinin ön sıralarda olduğu bir sır değildir. Şu son sıralarda öğretmenlere yönelik saldırılara verilecek cezaların artırılacağı söyleniyor. Emekli bir öğretmen olarak öğretmenlerin, kendim de dahil özellikle kalabalık sınıflar, problem öğrenciler karşısında zorlandıklarına az tanık olmadım. Yeterli donanıma sahip değilse öğretmenin işi daha da zorlaşıyor, sınıfa hakim olamıyor. Bilgi en büyük otorite, dersinde bilgili bir öğretmenin işi daha kolay. Bilgisi az bir öğretmen bu açığı bazen korkutarak kapatmaya çalışır ki bu asla bir çözüm değildir. Eğitim sistemimizin sorunlu olduğu, bu konuda ne yazık ki dünya ülkeleri arasında iyi bir yerde olmadığımız herkesin bildiği bir gerçek. Eğitim sistemimiz bir köşe yazısında etraflıca anlatılamayacak kadar karmaşık sorunlar içeriyor…

Bu genel bilgilerden sonra bir de özel anlatımlara bakalım. Yer Bursa Çelebi Mehmet Lisesi, tarih 1995 yılı Aralık ayının son günlerinden biri.  Öğle arası bir müdür yardımcısının odasındayım. Odada bir başka kadın müdür yardımcısı da var. Bir öğretmenin okulun en problemli ve yaramaz öğrencilerinin bulunduğu 9A sınıfında iki kız ve üç erkek öğrenciyi dövdüğünden bahsedilince erkek müdür muavini şunları anlattı:

“Şimdi öğrenci dövme olayını duyduğumuz zaman çok yadırgıyoruz. Oysa benim öğrencilik günlerimde bizler çok sık dayak yerdik. Öğretmen dövme de yaygındı o zamanlar. Mesela ben lise birinci sınıf öğrencisiyken zayıf, esmer mi esmer bir Kimya öğretmeni vardı. Bir gün sözlü yaptı aniden. İki kız öğrenci, mazeretleri olduğunu beyan ederek sözlüye kalkmadı. Sonra öğretmen beni kaldırdı. Sorduklarını bilemedim. Niye çalışamadığımın gerekçelerini anlattım. Öğretmen sinirlendi ve moralimi bozacak tarzda bir sürü laf etti.  Gençliğin de etkisiyle öğretmene, ‘İki kız öğrencinin gösterdikleri mazeretlere inandınız da neden benim mazeretime inanmıyorsunuz?’ diye sordum. Bu sorum üzerine öğretmen daha da sinirlendi ve üzerime doğru gelmeye başladı. Beni döveceği kesindi. Savunma içgüdüsüyle çevreme baktım. Boşta duran bir tabureye gözüm ilişti. Kaptım onu hemen ve öğretmene sallamaya başladım. O önde, ben arkada sınıfta dört dönüyorduk. Vurdum da ona. Ertesi gün idareye çağrıldım. Üç öğretmen tarafından kayışla fena halde dövüldüm ve okuldan uzaklaştırıldım. O şekilde bir yıl kaybettim. Ertesi yıl tekrar okula gittiğimde birçok öğretmenin beni mimlemiş olduğunu farkettim.  Üstümdeki o kötü imajı temizlemek için çok uğraştım; efendiliği hiç elden bırakmadım ve okulun her türlü sosyal faaliyetine katıldım. Sonunda okulda sevilen bir öğrenci olmayı başardım,” dedi.

Kadın müdür muavini de “Benim de buna benzer bir anım var. Lise ikinci sınıftayken Coğrafya dersimize çirkin ve bekar bir bayan öğretmen gelirdi. Güzel kızları pek kıskanırdı. Benim eteğimin biraz kısa olmasına takmıştı.  Bundan olacak, derse geldiğinde hep beni kaldırır, ‘Anlat şu konuyu!’ derdi. Ben de anlatırdım; ne başka öğrencileri kaldırırdı, ne de kendisi anlatırdı. Bir gün Almanca dersinden yazılımız vardı, o nedenle hazırlanmadım Coğrafya’ya. Geldi öğretmen, ‘Kalk, anlat dersi!’ dedi.  ‘Almanca yazılısı vardı, ona çalıştım, Coğrafya’ya çalışamadım!’ dedim.  ‘Almanca ders de Coğrafya ders değil mi?’ diyerek kızdı bana ve ardından okkalı bir tokat attı. Yüzümün bir tarafının uyuştuğunu hissettim. O kadar kendimden geçmişim ki ne yaptığımı bilmeden ben de savurdum bir tokat öğretmene!  Neticede ‘öğretmen döven bir kız öğrenci’ olarak beş gün okuldan uzaklaştırma cezası aldım,” diye anlattı…

Yeni öğretim yılında öğretmenlere kolaylık, öğrencilere zihin açıklığı diliyorum…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X