Bugün 15 Temmuz. Bundan 8 yıl önce, ülkenin en kılcal damarlarına kadar sızmış bir suç şebekesinin asker silahıyla millete kurşun sıktığı, bomba attığı, tankla, topla, uçak ve helikopterle saldırdığı kalkışmanın utanç yıl dönümü.
252 vatandaşımızın yaşamını yitirirdi, 2 binden fazla insanımızın yaralanıp gazi olduğu FETÖ’cü teröristlerin o acımasız kalkışmasını, içimizdeki kimileri kontrollü darbe olarak adlandırsa da, Türkiye o akşam uçurumun kenarında dönmüştür.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı ve cesur direnişi, halkın kendisine canı pahasına verdiği destek sayesinde o girişim başarısız kılınmıştır.
Türkiye o gece, ipi Okyanus ötesindeki çetebaşına bağlı hainlerden oluşmuş bu suç örgütünün eline geçmiş olsaydı, şimdi belkide bambaşka bir rejim, coğrafya ve ortamda olacaktık.
Çok şükür ki, 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına uyarak meydanlar inen ve halka silah doğrultan FETÖ’cülere karşı, göğsünü siper eden kahramanlar sayesinde bugün demokrasimiz korunabilmiştir.
O nedenle, bu uğurda şehit düşmüş, yaralanmış, gazi olmuşlara ülke olarak çok şey borçluyuz. Şehitlerimizi bu vesileyle rahmetle anıyoruz. Geride bıraktıkları emanetlerine minnet duygularımızı ifade ediyoruz.
Türkiye, geçmişte de cunta heveslilerinin darbe girişimleriyle çok şey kaybetmiş, ülke onlarca yıl geriye gitmiş, demokrasisi kesintiye uğramış, yetişmiş insan kaynağı heba olmuş, ekonomisi ağır yara almıştır.
Peki, Türkiye bir daha böylesi bir ihaneti yaşar mı?
Ülke olarak, yurttaş olarak bizler demokrasiye sahip çıktığımız sürece bunun mümkün olmayacağına inanıyoruz.
Demokrasiyi koruma ve kollama görevi hepimizin. Sandıktaki irademize sahip çıktığımızda böylesi bir girişime kimse bir daha cesaret edemeyecektir.
Ancak, ihanet şebekesinin bir gün tekrar ülkeyi ele geçirme hayallerinin bitmediği gerçeğini de asla akıldan çıkarmamak gerekiyor. Halen, içimizde bile nedamet duymayanların sayısının hiç de küçümsenmeyecek rakamlarda olduğunu unutmamak gerek.
Bugün için devletin tokadıyla güçleri kırılmış gibi görünse de, dört gözle Türkiye’yi yeniden ele geçirebilecekleri rüyasıyla yanıp tutuşan binlerce şebeke mensubunun halen içeriden ve dışarıdan çemkirdiği biliniyor.
Türkiye’yi o gece Allah korudu.
Allah ülkemizi bir daha bu ve benzeri suç örgütlerinin eline bırakmasın, onlara ham hayal peşinde koşma fırsatı vermesin. Bölücü hevese kapılmışlar da yol yakınken o rüyadan uyansınlar.
Türkiye sizin de bu hayalinizin gerçekleşmesine asla izin vermez.
Ötanazi tasarısına Bozbey’den itiraz
Ülkemizin bir sokak hayvanları gerçeği var. Kimi zaman tehlikeli olan bu hayvanların, saldırganlaştıklarında yurttaşlarımızın ölümüne
sebep oldukları biliniyor. Hükümet, soruna çözüm arayışında.
TBMM’ye sunulan yasa teklifinde uyutma olarak bilinen, gerçekte öldürmeyi içeren ötanazi maddesi de var. Veteriner hekimler bu maddeye çok sıcak değiller.
Bursa Büyükşehir Belediyesi de ötanazi teklifine itiraz etti. Başkan Mustafa Bozbey sosyal medya hesaplarından, “Kısırlatır, aşılat, yerinde yaşat” başlıklı paylaşımıyla, ötanaziye karşı olduklarını duyurudu.
Bozbey, hayvanların uyutulmadan, kısırlaştırılarak bulundukları ortamlarda yaşatılması gerektiğini vurguladı. Bozbey, uyutmanın, yani ötanazinin yerel yönetimlerin üzerine yıkılmasını da kabul etmeyeceklerini açıkladı.
Belediyeler bu işe karşı durursa o yasa uygulanamaz.
Ötanazi konusu toplumun tüm kesimlerince kabullenilecek bir uygulama gibi görünmüyor.
Bakalım nasıl yasalaşacak?
Osmangazi OKİ’ye yeni Genel Müdür
Geçmişte, devletin Merinos markasıyla, amiyane tabirle don gömlek dikip, kendi mağazalarında sattığı dönemler var. Şimdilerde bu durum eleştiriliyor olabilir ama demek ki, ülke şartları bunu gerektirmiş.
Belediyelerimizin sosyal tesis işletmesine aynı yaklaşımı gösterenler de var. Belediye çay, kahve, çorba, köfte, pilav satar mı deniyor?
Tam da satması gereken bir dönemden geçiliyor. Piyasada her şey ateş pahası. 150 gram dönerin bin liraya yakın rakama satıldığı, 8-10 kaşıklık çorbanın 200-250 liradan tezgaha konduğu günleri yaşıyoruz.
Tıpkı, BESAŞ gibi piyasayı dengelemek amacıyla böylesi belediye sosyal tesislerine ihtiyaç var.
Osmangazi Belediyesi de bu işi önemsiyor.
Geçmişte hizmete açılan Sümbüllübahçe, Değirmen, Ördekli, Macerapark, Sukaypark, Haraççıoğlu, Taşkonak, Gökdere çok rağbet görüyor.
Şimdi ise Başkan Erkan Aydın bunlara Halk Lokantası ve Genç Kafe’yi de ekledi. İlk lokanta Osmangazi Meydanı’nda açıldı. 80 liraya 4 kap yemek çıkıyor. Aynı yerde hizmete girecek Genç Kafe de gün sayıyor.
Belediyede bütün bu işletmelerin bağlı olduğu Osmangazi Kültür İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne tecrübeli bir isim atandı. Uzun yıllar Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’ne bağlı Kestel, Orhaneli ve Çalı’daki kooperatiflerde müdür olarak çalışmış Ali Alper Yaldız getirildi. Adliyecilik geçmişi de olan hemşerimiz Yaldız’ın maliyeci donanımı ve tecrübesi, genç ve enerjik yapısıyla, burada da oluşturacağı ekibiyle ciro rekorları kıracağına, başarılı olacağına inanıyoruz.
Osmangazi’nin ilçe genelinde irili ufaklı 20’den fazla işletmesi bulunuyor.