Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yerli ve milli otomobil için babayiğitlere çağrı yaptığında, müzmin muhalifler, AK Parti karşıtları Türkiye’nin kendi otomobilini yapabileceğine inanmamışlardı. Yıllardır ülkemizde başka ülke ve markaların montajcılığını yapanlar da buna mesafeli durmuşlardı.
Burun kıvıranlar, alaya alanlar, küçümseyenler, kendi mühendis ve işçisinin bunun başaramayacağını düşünenler, sosyal medya hesaplarından klavye kalemşörlüğüne kalkışmışlardı.
Hatta, onların ilk aracın üretim bandından indiği tören sonrası da ülkelerini küçümseyen, salondaki araçların üretilmiş olarak yurtdışından getirildiği tezviratlarını sürdürmüşlerdi.
Peki ne oldu?
İlan edildiği gibi Türkiye’nin otomobili artık satışa çıktı. TOGG dün yerli aracın başlangıç fiyatını da duyurdu.
Bu segmentteki konforu yüksek araç için tahmin edilen rakamların altında bir fiyat açıklandı. Elbette, parası ve gücü olanlarımız talipli olabilecekler. Rakamı yüksek bulanlar çıkabilir.
Bizim için önemli olan; bu aracın Türkiye’de üretilmesi, marka, mülkiyet ve sinai haklarımızın da kendimize ait bir araç olması. Hiçbir marka emeklemeden yürümez ve koşamaz.
TOGG’un başarısı Türkiye’nin başarısıdır. Atlatılan onca sıkıntılara rağmen projenin açıklanan termin doğrultusunda artık halkla buluşma safhasına geçildi.
Bu ülkenin vatansever bir yurttaşı olarak bundan büyük gurur duyuyoruz.
TOGG’un SUV modeliyle başlayan yolculuğunun kısa sürede Anadolu’nun dört bir yanını sarmasını, gücü olanların kolayca ulaşabileceği bir marka olmasını diliyoruz.
Şüphe etmiyoruz ki, onu kentlerimizde, sokak, caddelerimizde her gördüğümüz de daha büyük bir sevinç ve gurur duyacağız.
Türkiye bütün bir dünyaya, kendi otomobilini kendisinin üretebileceğini, yerlilik oranının belirlenen takvim doğrultusunda yüzde yüzlere yaklaşan bir orana ulaşacağını göstermiş oldu.
Ülkemizin bunu başaramayacağını düşünenlerin, bırakın karar vericileri, mahcubiyetle projeye emek verenlerden özür dilemeleri gerekmez mi?
Türkiye’nin otomobiline katkı koyan herkesi kutluyoruz.
Çelik, Yıldız ve Cingil istifa etti
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde Başkan Alinur Aktaş’ın başkanvekillerinden Süleyman Çelik ve Ahmet Yıldız görevlerinden istifa ettiler. Aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi ve Meclis 1. Başkanvekili olan Çelik ve Yıldız’ın AK Parti’den milletvekili aday adaylığı başvurusu için görevlerinden ayrıldıklarını öğrendik.
AK Parti’nin Bursa milletvekilliği aday adaylığı listesi için başvurular sürerken, Büyükşehir cephesinden de buna iki isim katılmış oldu.
Yenişehir’in eski belediye başkanlarından Çelik ile 2019 yerel seçimlerinde Osmangazi Belediye başkan adaylığı son anda direkten dönen Ahmet Yıldız’ın şanslarını bir de vekillik için deneyecekleri anlaşılıyor.
Büyükşehir kulislerinde, Başkan Aktaş’a yakın bir ismin daha milletvekili aday adayı olabileceği dillendiriliyor.
Diğer yandan, yine Yenişehir’in eski belediye başkanlarından Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Bülent Hamdi Cingil de milletvekili aday adaylığı için görevinden istifa etti.
Belediye cephesinden mebus adaylığı için istifa edeceklere yeni isimlerin de katılabileceği konuşuluyor.
Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi’ne de başvurular sürüyor. Bursa’nın gıda toptancılarından Aytuğ Onur’un da CHP’den Bursa milletvekilliği aday adaylığı başvurusu yaptığı dillendiriliyor. Onur’un başvuru dosyasını Ankara’ya teslim ettiğini öğrendik.
Sizin adaletiniz batsın
Futbol müsabakalarını izliyorsunuzdur. Hemen her maçta sahalarda ve tribünlerde görülmek istenmeyen olaylar yanaşabilir. Elbet bunların bir karşılığı olacaktır.
Fakat, kentimizde önceki hafta oynanan Amed Sportif maçındaki çıkan olaylar nedeniyle Bursaspor’a orantısız bir ceza verilmişti. Sahasında 9 maç seyircisiz oynama ve 320 bin liralık para cezası kesen Türkiye Futbol Federasyonu’nun Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ipin ucunu kaçırmış, kentimizin takımının trübünde açılan o nahoş pankartlar üzerinden adeta ipe çekmişti.
O karara Bursaspor Kulubü’nün itirazı oldu. Savunmayı bizzat Bursaspor Kulüp Başkanı Ömer Furkan Banaz, Yönetici Rıdvan Gültekin ile kulüp avukatı yaptı. Kalem kırılmış, savunulsa da adamlar bildiğini okumuş.
Dün o itirazı değerlendiren Tahkim Kurulu, sahasında seyircisiz oynama cezasından 2 maç eksiltmeye gitti. Para cezasını da 320 bin liradan 250 bin liraya düşürdü.
Batsın sizin adaletiniz.
Üstelik, kararı oybirliğiyle almışlar. İçlerinde bir tek vicdanlı adam çıkmamış. Koca bir şehrin takımını eften püften gerekçelerle tam 7 maç seyircisinden uzaklaştırmış.
Doğrusu PFDK’nın bu ‘gaddar’ isimlerini merak etmiyor değiliz. Tanısak, karşılaşsak, ‘vicdanınız rahat mı’ diye sormak isteriz.
Niye, daha fazlası rakip sahada yaşandığı halde o takıma verilen ceza ile Bursaspor’a kesilen ceza arasında dağlar kadar fark oluşmuş.
Futbolla haşır neşir olan, olmayan vicdanlı herkesin merak ettiği soru işte bu.