Elektronik postamızda görünce sevindik. Kentimiz, otomobil ve raylı sistem araçlarının üretildiği dünyanın ender şehirlerinden biri.
Oysa, Bursa’nın sadece raylı sistem ve lastik tekerlekli binek araçlar ürettiği bilinir.
Lastik tekerlekli toplu taşıma araçları da imal edip ABD, Avrupa ve diğer dünya şehirlerine pazarlanıyor.
Bursa’da merkezi bulunan Karsan fabrikamızın ürettiği elektrikli otonom otobüsler artık İsveç’nin Göteborg kentinde de önümüzdeki yıl ağustos ayından itibaren yolcu taşımaya başlayacak.
Haberi okuyunca, Bursa olarak bir kez daha gururlanmamız gerektiğini düşündük.
Zira, toplu taşıma araçları üreticisi bir kent olan Bursa’nın elde ettiği bu deneyim, lastik tekerlekli elektrikli sürücüsüz otobüs imal etmeye kadar vardırılmış. Bu Bursa’nın, Türk mühendislerinin ve işçilerimizin büyük başarısıdır.
Henüz Bursa’da kullanılmayan bu yöntemin imal edicisi Bursalı bir markamız. Ne kadar övünsek azdır.
Dileriz İsveç’in Göteborg kenti, sürücüsüz otobüsler için firmamıza şans getirir. Seviye 4 otonom olarak adlandırılan Karsan Otonom e-Atak şimdiye kadar Norveç ve Finlandiya’da açık trafikte denenerek, 100 bin kilometre yol kat etmiş ve 35 bin yolcu taşımış. Karsan, geliştirilen otonom teknolojisi ile sektörün de öncülerinden olmuş.
Dileriz bir gün kendi kentimizde de sürücüsüz otobüslerin kullanıldığı dönemi görürüz. Karmaşık ve yoğun bir güzergahı olan Bursa’da bu sistemin kullanılıp kullanılamayacağını da bilmiyoruz.
Ancak, yeni yerleşim alanlarında belki bu sürücüsüz sistemden de faydalanılabilir.
Projede emeği olan herkesi kutluyoruz.
Osmangazi’ye zeytin piyangosu
Belediyelerin mali anlamda sıkıntı yaşadıkları bir dönemde adeta kılık kırk yararcasına hesap yaptıkları ve harcamaları kısmaya çalıştıkları zorlu bir süreç yaşanıyor.
Buna bir de vergi ve SGK prim borçları yüzünden kaynaktan kesintiler de eklenince, yerel yönetimlerin gerçekten personel maaşlarını ödemede dahi zorlandıklarını biliyoruz.
Osmangazi’nin mali tablosu ise fena değil. Bir milyar lira dolayında borç görünse de, bunun ödenebilir ve sürdürülebilir düzeyde olduğu dillendiriliyor.
Bu minvalde, gelirleri artırmaya dönük de çabalar da var. Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri olan Osmangazi Belediyesi’nin mülkiyetindeki zeytinliklerden adeta yılbaşı piyangosu çıkmış.
İlçenin değişik mahallelerindeki zeytin ağaçlarından 4 ton zeytin toplandığını öğrendik. Bu yıl, zeytin yetiştiriliciliğinde ‘var’ yılı olarak geçiyor. İlçede seçim sonrası peşine düşülen o arazilerde Park Bahçeler Müdürlüğü elemanlarına toplatılan zeytinler daha sonra Hürriyet’teki Hamidiye Ziraat Mektebi’nde çektirilerek bir tona yakın zeytinyağı elde edilmiş.
Dün masamızın üstünde Osmangazi Belediyesi’nden gelen o zeytin yağını görüce, hikâyesini bildiğimiz bu olayı okurlarımıza da aktaralım istedik.
Yani, sahip çıkılan zeytinlikleden Osmangazi Belediyesi Kültür İşletmeleri’nin sosyal tesislerinde bir yıl boyu kullanılacak zeytinyağı elde edilmiş.
Fena da olmamış.
OKİ Genel Müdürlüğü şimdi bunu, belediyenin kendi malı olan zeytinyağıyla yemekler pişirip, salatalara katarak sosyal tesislerine gelen müşterilerine lezzet olarak sunacak.
Zeytinlerin peşini bırakmayan Kemal Yetişen ağabeyimizi de kutluyoruz.
Asgari ücret açıklanmadan piyasaların ateşi yükseliyor
Çarşı, pazar ve marketlere bugünlerde yaklaşmak kolay değil. Her şey ateş pahası. 30’lu yumurtanın 150 lirayı geçtiği insafsız bir fiyatlama politikası karşımıza çıkıyor. Havaların soğumasıyla birlikte pazardaki sebze ve meyve fiyatlarının da alabildiğine arttığını görüyoruz.
Bütün bunların asgari ücret sonrası, yani yılbaşında işçi, memur ve emekli maaşlarıyla birlikte artması beklenirken, üç harfliler başta olmak üzere piyasada adeta etiket değiştirme terörü esiyor.
Asgari ücret tespit komisyonu ise bugünlerde toplantı üstüne toplantılar yapıyor. Ortaya her gün değişik rakamlar salınarak, kamuoyunun nabzı yoklanıyor.
Alana az, verene çok gelecek bir rakam üzerinde muhakkak mutabık kalınacaktır. Yeni asgari ücretin zaten zor süreç geçiren, ayakta kalmakta güçlük çeken küçük ve orta ölçekli işyerlerini, fabrikaları daha da sıkıntıya sokacağı konuşuluyor. İşten çıkarmaların, küçülmenin, kapatmaların giderek artacağı yeni bir ekonomik bunalımın yaşanmasından endişe ediliyor.
Etrafımızın ateş çemberine döndüğü bir dönemde buna bir de ekonomik kriz eklenirse vay halimize.