Bursa`nın yakın çevresinde çeşitli gerekçelerle tahrip edilen doğa parçalarını görmek gerçekten içimizi burkuyor.
Daha geçtiğimiz yıllarda mermercilere karşı çetin bir mücadele yürüten Orhaneli Başköy sakinlerinin kısmen de olsa hedeflerine ulaştıklarını biliyoruz.
İçme sularını kirleten madencilere karşı topyekun mücadele veren Başköylüler, gerek hukuken gerekse çoluk çocuk karşı koyarak bunların bir kısmını kapattırmayı başardılar.
Oysa;
Mustafakemalpaşa`da bu işe öncülük erecek birileri yok.
Dün gece Olay TV`de yayınlanan Kent ve Yaşam programında teknolojiye direnen eski su değirmenlerinin öyküsü vardı.
Mustafakemalpaşa`nın en uzak coğrafyasında değirmen izi sürerken, tahrip edilen tabiatı ve kirletilen su kaynaklarını da üzülerek fark ettik.
Civardaki 7-8 köye birden su aktaran Söğütalan`taki `Sugözü` kaynağı, bölgede faaliyet gösteren maden ocakları yüzünden beyazımsı bir görünüme bürünmüş.
Kayalıkların arasında eskiden pırıl pırıl akan su, şimdilerde kirli bir sütü andırıyor.
Söğütalan eskiden belde imiş. Belde statüsü kaldırılarak mahalleye dönüşmüş.
Söğütalan Muhtarı Sedat Aytekin ile konuştuğumuzda, kirlenen su için ilgili kurumlar nezdinde yaptıkları başvurulardan hiç bir sonuç alamadıklarını söylüyor.
Bursa`da ise bambaşka bir görüntü veriliyor.
Yöneticilerin doğaya, çevre saygılı olmayan işletmelere asla taviz vermeyeceklerine dönük açıklamaları birbirini kovalıyor.
Söğütalan`daki su kirliliğine baktığınızda bu söylemlerin içinin boş kaldığını görüyoruz.
Onca yerleşimin içme ve kullanma suyu ihtiyacını sağlayan ana kaynağın, bölgeden maden çıkaran işletmelerce kirletilmesine göz yumulması kabullenilebilir bir durum değil.
Umarız, hem TV yayınımız hem de bu satırlar, Söğütalan ve çevresindeki vahim tabloya karşı birilerini harekete geçirir.
Bu arada, söz değirmenden açılmışken, ailecek bu işe gönül vermiş Halil Ayar`ın Söğütalan`da yıkık eski bir un değirmenini satın alarak yeniden ayağa kaldırdığı için kutluyoruz.
Artık onlara yakınlarda rastlamak çok çor.
Özbilge DSP `hazır` diyor
Seçim atmosferine girmeye artık sayılı aylar kaldı.
Önümüzdeki yıl haziran ayında yapılacak genel seçimler uzunca süredir Parlamento dışında kalmış DSP`yi de yakından ilgilendiriyor.
Dün DSP Parti Meclisi Üyesi ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Özbilge ile konuştuk.
Geçtiğimiz hafta Genel Başkan Masum Türker ile birlikte Çanakkale`de üye katılım ve milletvekili aday adaylığı açıklama törenlerine katılmış.
Çanakkale`de şimdiden 13 milletvekili aday adayı olduğunu söylüyor.
DSP`nin erken ya da zamanında yapılacak genel seçime hazır olduğunu anlatan Özbilge, 29. yılına giren DSP`nin, yaşanan süreçte Parlamento`daki eksikliğinin hissedildiğini anlatıyor.
Seçim aşamasında birilerinin yine ortaya çıkıp, `oylar bölünmesin` edebiyatı yapabileceğine dikkat çeken Özbilge, `Bunun adı öğretilmiş çaresizlik` diyor.
Özbilge, Masum Türker`e karşı hareket başlatan ve partiden ihraç edilen muhalifler için ise, “DSP`de tek bir hareket vardır. O da Demokratik Sol harekettir” diyor.