Sosyal medyayı takip edenler bilir.
Orada her şeyi bulabilirsiniz.
Birkaç gündür dikkatimizi çekiyor.
Türkiye’nin kalkınmasına lokomotiflik edecek dev yatırımlara dönük ne hikmetse, 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından arka arkaya yürütmeyi durdurma kararları açıklanmaya başladı.
Dev projeler için gelen kısmi durdurma karaları hükümet karşıtlarını sevince boğdu.
Zamanlama manidar değil mi?
Neden 7 Haziran öncesi değil de şimdi?
AK Parti hükümetinin tek başına iktidar gücünü kaybetmesinin hemen sonrası açıklanan kararlar düşündürücü değil mi?
Seçim öncesi duyurulsa, AK Parti’ye puan kazandıracağı kesin.
Geçen hafta İstanbul’da 3. Boğaz Köprüsü inşaatını gezmiştik.
Bu proje için de İstanbul’daki meslek odalarının açtıkları davalar nedeniyle bağlantı yolları ve ana gövdeye ilişkin durdurma kararları verildi.
Yatırım durur mu?
Şimdilik bilmiyoruz.
Ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş.
Durması bize göre mümkün değil?
Ormanlar aşılmış, dağlar tepeler yarılmış.
Elbette, Türkiye bir hukuk devleti.
Yargı karar vermişse, hukuki problem giderilene dek durmalı.
Ama bu projeler için karar verenler eğer, ‘paralel yapı’dan talimat almıyorlarsa, herhalde kamu menfaatini de göz ardı etmeyeceklerdir.
Bir dakika bile durdurma ülkenin çıkarına olamaz.
Kısmi durdurmalar dev yatırımlara sekte vurmamalı.
Sosyal medya bu konuda yıkılıyor.
Hem 3. Köprü hem de 3.Havalimanı için idari yargının kararlarını alaya alanlar kadar, sevinip, bayram kutlamalarını andıran mesajlara da rastlıyorsunuz.
Örneğin;
müzmin muhalif bir yayın organının dijital sitesinden paylaşılan şu mesaj her şeyi özetlemiyor mu?
“3.köprü artık 2 kuleden ibaret”
Günde 15 milyon insan ve 3 milyon aracın trafiğe çıktığı dev metropoldeki köprü inşaatının durması işte bu başlıkla veriliyor.
Peki, kime yararı var bu kararın?
Başlıkta da sorduk.
Milyonlarca insanın daha kolay ve daha çabuk ulaşım için kullanacağı köprü inşaatının durmasına sevinince ele ne geçecek?
Türkiye’nin büyümesinden korkanlar ve tökezlemesini isteyenlerle aynı safa geçilmiş olunmuyor mu?
Sosyal medyadan başlamışken karşı bir atak da var.
Hükümet yanlısı kimi sosyal medya hesapları, İstanbul’un meslek odalarının görmezden geldiği orman içlerindeki villalar, beton siteler, üniversiteler ve malikanelerin de fotoğraflarını paylaşıyor.
Bunların başını Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek çekiyor.
Gökçek, orman alanlarındaki betonlaşmayı gösteren fotoğrafları, ağındaki 2,6 milyon takipçisine paylaşarak, “İstanbul Şehir Plancıları, bunlar yapılırken gözünüz kör müydü?” diye soran mesajlar atıyor.
Sırf ideolojik yaklaşımla açılan davalar büyük projeleri sekteye uğratacağı gibi ülkemize ve kentlerimize de faydası olmayacaktır.
AK Parti hükümetine karşı, yatırımları durdurmak suretiyle başarılı olacaklarını zannedenlerin, asıl gerekçeleri bize göre de çevre endişesi ve planlama ilkeleri değildir.
3. Havalimanı için de benzer kararlar var.
Avrupa’daki uçuşlarda merkez ülke haline gelecek bu yatırımdan en çok Alman havayolu devinin hoşlanmadığı biliniyor.
İstanbul’daki sulak alanları yok edeceği endişesiyle açılan davanın da iyi niyetten yoksun olduğunu düşünenlerdeniz.
Maden çıkarma amaçlı açılmış çukurların doldurulması ağırlıklı çalışmaları engellemek suretiyle sadece hükümete değil ülkeye de kötülük yapıldığı kanaatindeyiz.
Şu da bir gerçek ki, bu projeler tamamlandığında ilk yararlananlar yine dava açanlar olacaktır.