Önceki hafta İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, kentimizin en büyük sorunlarından olan kaçak yapılaşma ve kentsel dönüşüme ilişkin kapsamlı bir rapor açıkladı.

Bursa‘nın yapı stokunun yüzde 65‘inden fazlasının mühendislik hizmetinden yoksun binalardan oluştuğu yinelendi.

İMSİAD panelinde ise, sadece Osmangazi‘de dönüşmesi gereken dayanıksız yapı adedinin 400 bin olduğunu bizzat Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın açıkladı.

Önümüzde böylesi acil çözülmesi gereken sorunumuz varken, peki yapı bürokrasisi ne durumda?

İnanın bu konuda kolaylaştırıcı, vatandaşın önünü açan en ufak bir düzenleme yok.

Oligarşik bürokrasi her alanda olduğu gibi vatandaşı adeta ruhsatsız yapıya da teşvik ediyor.

Bursa Kent Konseyi‘nin efsane başkanı merhum Semih Pala aynı zamanda inşaat yüksek mühendisi bir dostumuzdu. O, zaman zaman bu duruma dikkat çekerken, belediyelerden yapı ruhsatı almak için atılacak adım sayısını hesaplar ve kamuoyu ile paylaşırdı. Sayıyı şimdi tam hatırlamıyoruz ama 40 dolayında aşamadan sorma ruhsat alınabildiğine vurgu yapardı. Oysa, kaçak, ruhsatsız bina yapmanın ise sadece bir usta bulup anlaşacak kadar kolay olduğunu hatırlatırdı.

Merhumun o ruhsat alma hesabı şimdi yapılmaya kalkılsa, inanın üstüne bir o kadar daha madde eklenmiştir. Çünkü; Yapı Denetim Yasası da sonradan çıktı.

Ne Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne de belediyelerimizin vatandaşın önünü açıcı, ruhsatlı bina yapmayı kolaylaştırıcı en ufak bir düzenlemesi yok. Kırsalda, tip projelerle bina yapmanın da deveye hendek atlatmaktan daha zor olduğunu duyuyoruz.

Oysa, belediyeye ruhsatlı bina yapmak için başvuranların ayaklarına kırmızı halılar serip, çiçek ve kolonyalarla karşılamamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Deprem geliyor, binalarımız dönüşmüş değil. Üstelik, ruhsatlı bina yapmak isteyenleri de yokuşa sürüp, adeta ‘gidin kaçak yapın’ der gibi zorluyoruz. Bir de, ruhsat almak için harcanması ve ödenmesi gereken rakamlar da az değil.

Belediyelerimiz kendi imar birimlerindeki bürokrasiyi de azaltmalılar. Aylarca incelemede kalan projelerle ruhsatlı bina sayımız artırılamaz. Eleman yetersiz ise takviye edilmeli.

Ruhsat almayı savsaklayan, geciktiren, oyalayan teknik elemanlar da gözden geçirilmeli.

Bursa‘da ruhsatlı yapılacak her bina can ve mal güvenliğimiz için önem arz ediyor.

Ruhsat almayı zorlaştıranlar, geciktirenler, yorgunu yokuşa sürenler, ‘bugün git yarın gelciler’ aynı zamanda, depremlerde insanlarımızın çürük binalarda ölmelerine de sebep olacaklardır.

 

Balkan Türklerinin büyük STK’sı camiaya 40 yıldır hizmet veriyor 

Komşu Bulgaristan‘da 80‘lerde başlayan ve tavan yapan asimilasyon, baskı ve ayrımcı uygulamalara karşı Türk devletinin bizzat kurdurduğu uluslararası STK olan BALGÖÇ bugün 40 yaşında.

1985‘de Bulgaristan‘daki totaliter rejimin Türk azınlığa uyguladığı baskı ve ayrımcılığı uluslararası toplumun ve örgütlerinin dikkatine sunmak için çıkılan yolda çok mesafe katedildi. Kurucu Genel Başkan merhum Mümin Gençoğlu ile başlayan o yolculuk bugün BALGÖÇ‘ü ülkemizin de en büyük STK‘larından biri haline getirdi. Uluslararası camiada ve Bulgaristan‘da da kabullenildi.

BALGÖÇ önceki akşam 40. yılını Merinos AKKM‘de kutladı. Genel Başkan Prof. Dr. Emin Balkan 40 yılda verilen hak mücadelesini ve kazanımları hatırlattı. Eksiklerin tamamlanması için çağrısını yineledi.

Bugün de camianın en büyük savunucusu olan BALGÖÇ‘e daha nice 40 yıllar diliyoruz.

 

Paşa’nın Sofracısı’na veda

1940 ve 50‘lerde, siyasi tarihimizin en çalkantılı dönemlerinde, ülkemizde silinmez izleri bulunan ünlü bir ailenin yanında 3 yıl boyunca hizmet etti.

Türkiye Cumhuriyeti‘nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve ailesinin köşkteki sofracısı olan amcamız Memiş Aydın yaşamını yitirdi. Kendisi, Ankara‘da Pembe Köşk‘te geçirdiği tarihi anılarını derlediğimiz kitabımız, ‘Paşa’nın Sofracısı‘nın da kahramanıydı.

Demokrat Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında yaşanan siyasi rekabetin ve kavganın zirve yaptığı dönemde, 1954-1957 yılları arasında Bursa‘nın en ücra köyünden çıkıp, İsmet İnönü ve ailesinin güvenini kazanmış genç bir delikanlı iken tanık olduğu ve biriktirdiği anıları, biz de ölümünden kısa süre önce kitaplaştırma fırsatı bulmuştuk.

Başkent’te Bursalı Memiş’in Paşa köşkündeki biriktirdiği anıları şimdi daha da bir anlam kazandı. Uzunca süredir tedavi gören büyüğümüz hayata daha fazla tutunamadı.

Ondan geriye ise, ailesine bırakacağı böylesi anlamlı bir anı mirası kaldı.

Memiş amcamızın cenazesi dün Harmancık ilçesine bağlı İshaklar Mahallesi‘nde toprağa verildi.

Mekanı cennet olsun.