Bugün hangi şehre giderseniz gidin muhakkak, menşei Bursa olan bir su markası ile karşılaşırsınız.

Uludağ’ın eteklerinden billur gibi süzülüp akan kaynak sularımız, değişik markalar altında şişelenerek, TIR’larla başka şehirlere ve ülkelere pazarlanıyor.

Peki, Bursa olarak bundan yeterince pay alabiliyor muyuz?

Aldığımızı sanmıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de bu görüşte.

İlimizin su kaynakları, geçmişte İl Özel İdaresi’nin, bugün Büyükşehir Belediyesi kuruluşu BUSKİ Genel Müdürlüğü’nün saniyedeki akış hızına göre özel firmalara ihaleyle kiralanıyor.

Oysa, bunun çok üstünde suyun kaynaklarımızdan çekilerek, şişelenip piyasaya verildiğini ve yeterince ölçülemediğini düşünenlerdeniz.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de önceki günkü Büyükşehir Belediye Meclis oturumunda su kaynaklarından Bursa’nın daha çok pay almasına vurgu yapmış. Türkiye’deki paketli suyun yüzde 22’sinin Uludağ’dan elde edildiğine dikkat çekmiş.

Haksız da değil.

Bursa’nın ekmeğini yiyen, suyunu satan, havasını kirleten ama ihraacat yapan firmalarımız nedense bundan şehre pay vermeye istekli değiller.

Vergilerini başka kente ödeyen firmalar yüzünden şehrin büyük kaybı var. Meslektaşımız Serkan İnceoğlu da dünkü yazısında Gemlik’te üretim yapan yerli otomobil markamız TOGG’un vergisini Kocaeli’ye ödemesine dikkat çekmiş. Bundan Bursa’nın yıllık pay kaybını varın siz düşünün.

Bursa değil, Kocaeli kazanıyor.

Su kaynaklarımızdan yeterli pay alınamadığı gibi Bursa’ya istihdamdan başka bir katkısı olmayan dev firmalardan da şehir hak ettiği payını alamıyor.

Bunun siyasetüstü bir konu olduğunu, tüm partilerin, milletvekillerinin bu olaya el atmaları gerektiğini düşünüyoruz.

Öteden beri var olan sorunun bu dönem had safhaya ulaştığını görüyoruz.

Belediyelerimizin kaynak sıkıntısı yaşadıkları bir dönemde şehir olarak  haklarımızı korumak ve sahip çıkmak durumundayız.

Bunun yolu da siyasetten ve siyasilerimizden geçiyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey’in su şirketlerine ve vergisini başka kentlere ödeyen dev fabrikalara yaptığı çağrı umarız karşılık bulur.

Yoksa her yıl Bursa’nın 1-2 milyar liralık payını İstanbul ve Kocaeli almaya devam eder.

 

Seyirci şampiyon olmuş gibi şendi

Hafta sonu Bursaspor evinde Artvin Hopaspor’u ağırladı. Karşılaşmadan 2-1 galip ayrılan Bursaspor, en yakın rakibi  Karşıyaka bu hafta da Silifkespor’dan 4 gol yiyip, puan kaybedince, aradaki farkı 9 puana çıkardı. Maçı basın tribününden baştan sona izledik. Bursaspor şampiyonluğa emin adımlarla ilerliyor. Seyircisi de o kadar mutlu ki, bu kez de kendisini yalnız bırakmadı. Stadyumu dolduran 42 bin 500 seyirci adeta şampiyon olmuş gibi tribünlerde bir dakika bile susmadan Bursaspor’u destekledi.

Şehir inandığında, yöneticilere güvendiğinde nelerin başarılabileceğini sezon başından bu yana film şeridi gibi izliyoruz. Her maçını kapalı gişe oynayan bir takım olan Bursaspor, sportif başarısıyla göz kamaştırıyor. Elbette, istenilen vasıfta oyun sergilenemiyor olabilir ama, önemli olan neticeye gitmek ve rakipten her maçta 3 puanı koparabilmek.

Bursaspor bunu şimdiye kadar başardı. 13 maçta 11 galibiyet ve 2 beraberlik alarak, üstelik namağlup biçimde hedefine ilerliyor.

Bu başarının kesintiye uğramaması gerek. Bir yandan kulüp mali açmazdan kurtulurken diğer yandan sahadan her maçtan puanla ayrılmak da büyük bir maharet.

Hem yönetim hem teknik kadro hem futbolcular hem de seyirci bu durumdan son derece hoşnut.

Hep vurguluyoruz.

Bursaspor 3. Lig’de misafir. Bunu Hopaspor’un takım kaptanı da takdir ettiğimiz ifadelerle vurguladı.

Ait olduğu yere dönene dek şehir olarak Bursaspor’a destek olmak hepimizin boynunun borcu.

Bursaspor her daim Süper Lig takımıdır.

 

BURFAŞ’ın stat sınırında kapalı satış birimi olmalı

Büyükşehir Belediyesi’nin tüm kuruluşlarıyla Bursaspor’a sahip çıkmasını önemsiyoruz. Stadyuma girişte tel örgüler içinde BURFAŞ’ın seyyar kafeteryası ve ve köfte ekmek satılan derme çatma bir çadırı var.

Bu görüntüler BURFAŞ’a yakışmıyor. Buraya, duvar dibine, camekanlı, modern, hijyenik bir satış noktası yapılabilir. Veya varsa, stadyum altındaki dükkânlardan biri BURFAŞ’a tahsis edilebilir.

Stadın içindeki büfede bir sorun yok ama, dışarıda, açıkta gıda ürünleri satılması doğru değil.

Stadın sahibi Büyükşehir Belediyesi. O halde belediye kendi şirketine uygun bir yer bulmalı ve burada maç günleri dışında da satış yapılmalı.

Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi hizmete girdiğinde, buranın daha da hareketleneceği düşünülerek o mekân şimdiden hazır hale getirilmeli.

BURFAŞ yöneticilerinin de o eksiği fark ettiklerini düşünüyoruz.

Konu Başkan Bozbey’e aktarıldığında muhakkak çözülecektir.