Malatya’nın Kale ilçesinde meydana gelen 5.9 şiddetindeki deprem, çevredeki illerden de hissedildi.
Dün bu sütunlardan Mudanya açıkları ve Gemlik Körfezi’ndeki sismik hareketlenmelere ilişkin Jeolog Turgut Bilgin’in verilerinden oluşan iletisini ve uyarısını paylaşmıştık.
Türkiye’deki deprem fayları sürekli hareket halinde. Dün Malatya’dan gelen sarsıntı haberi bir kez daha hepimizi ürküttü.
Bursa’da da uzmanlarca büyüklüğü 7’leri bulabilecek bir deprem beklentisi sürekli dillendiriliyor.
Daha önceki gün BGC’deki söyleşide meslektaşlarımızın sorularını yanıtlayan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, yıkıcı 1855 depreminin üstünden yeni bir deprem için öngörülen 150 yıllık sürenin 2005 yılında aşıldığını ve alüvyon toprağa sahip Bursa’da her an yıkıcı yeni bir depremin olabileceği ihtimalini hatırlatmış.
Aslında etrafımızdaki irili ufaklı depremler bizi sürekli biçimde uyarıyor.
Belediyelerimizin bugün için sorumluluk sahalarındaki hemşerilerine yapabilecekleri en büyük hizmet, onların güvenli yapılara geçişlerini hızlandırmak olacaktır.
Bunun yolu da kentsel dönüşümden geçiyor.
Ne yazık ki, kentsel dönüşüm konusunda şehrimiz ayak sürüyor.
Kendi kendine yeten bir şehir olarak görülen Bursa’ya, Ankara da bu konuda destek vermiyor.
Dolayısıyla, şehir olarak çözümü kendimiz üretmek zorundayız.
Hızla, riskli yapılarımızı dönüştürmek, metrekare takıntısını bir kenara bırakıp, küçük de olsa sağlam binalara geçmek durumundayız.
Bu bir tercih meselesi.
Dönüşümleri hızlandırmaz, büyük konutta oturma hevesimizden uzaklaşmaz ve fedakârlık yapmaz isek, bizi büyük bir risk bekliyor demektir.
Artık uzmanların uyarılarını beklememize gerek yok. Hepimiz o tedbirleri almak için harekete geçmekle yükümlüyüz.
Yerel yöneticilerimizden yapı sahiplerine ve müteahhitlere kadar herkesi bir çatı altında toplayıp bu işi daha fazla vakit kaybetmeksizin hızlandırmamız gerekiyor.
Osmangazi Belediyesi bunun için bir iştirak kuruyor. İmar AŞ. aracılığıyla ilçedeki riskli yapıların dönüşümü başlatılacak.
Yıldırım Belediyesi, kendi bünyesindeki birimiyle bu konuda çok yol aldı.
Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm işlerini yürüten BURKENT şirketi de seçim öncesi olduğu gibi, devam eden projeleri hızlandırmalı, yeni sahaları da bunlara katmalı.
Nilüfer Belediyesi’nin kentsel dönüşümle işinin olmadığını biliyoruz. Fakat, onun sorumluluk sahasında da 2000 öncesi yapılmış ve mühendislik hizmeti almamış riskli yapıların bulunduğu da bir gerçek.
Malatya’nın Kale ilçesinden gelen bu son uyarı Bursa’yı harekete geçirmeye yetmeli.
Bozbey’in uzlaşı arayışı
Şu bir gerçek ki, Türkiye’de tüm belediyeler yerel seçim öncesi hoyratça harcama yaptılar.
Öncelikleri bir kenara bırakıp, ödenmesi gereken borçları da es geçerek seçimi alabilme adına popülizm kokan işlere kalkıştılar.
Marmara ve civarındaki kentlerin üyesi olduğu Marmara Belediyeler Birliği’nin başkanlığını malumunuz Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey üstlendi.
Bozbey, görevi devraldıktan sonra hükümete dönük belediye borçlarının yapılandırılması ve affı gibi yeni çağrılar yaptı.
MBB’nin Bursa’daki son buluşmasında da bunu yineledi.
Bozbey’in kendi belediyesinin de SGK ve Maliyeye borcu var. Hatta, yüklü miktarda yapılan kaynaktan ilk kesinti Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni mali dengesini sarstı.
Hem Bursa hem de MBB’ye üye belediyeler adına dün Ankara’da Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşen Bozbey soruna bir çözüm arayışındaydı.
Nasıl bir sonuç aldı bilmiyoruz ama Bozbey’in Bakan Şimşek ile görüşmesini hem Bursa hem de MBB adına bir uzlaşı arayışı olarak değerlendiriyoruz.
Umarız, belediyelerimizi rahatlatacak bir mutabakata varılmıştır.
Yoksa bunun sıkıntısını şehirlerin halkları çekecek.
Nilüfer’in Bostanları kent geneline yayılmalı
Nilüfer Belediyesi’nin önceki dönem hizmete alınan bostanlarını ilgiyle izliyoruz.
Kendi üretiminin yanı sıra direkt üreticiden alıp, mahallelere açılan küçük bostanlarla satışı yapılan ürünlerle hem köylü destekleniyor hem de tekelci fiyatlarla gıda terörü estirenlere karşı da tüketici korunmuş oluyor.
Fakat, bunların sayıları ve ürün çeşitleri yeterli değil.
Nilüfer Belediyesi’nin bu projesi Büyükşehir ile el ele verilerek BESAŞ’ın da dahil olduğu bir modelle kent geneline yaygınlaştırılmalı. Böyle bir girişimin olduğunu duymuştuk.
Belediyelerimiz üretici ve tüketiciye bu yolla sahip çıkmalılar.
Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir dün, “Halkımızın sağlıklı ve güvenli gıdaya erişimini önemsiyoruz. NİLKOOP aracılığıyla üretip paketlediğimiz ürünler ile Türkiye’nin dört bir yanındaki kooperatiflerden tedarik ettiğimiz 122 çeşit sağlıklı gıdayı Nilüfer Bostan şubelerimizde halkımızla buluşturuyoruz. 6 mahalledeki Nilüfer Bostan şubelerimizi de, Nilüfer’deki kadın derneklerimizin ürettiği geleneksel gıdalar da hemşerilerimize ulaşıyor. Daha iyi bir yaşam ve daha iyi bir gelecek için gıda hakkını savuruyoruz” mesajını paylaştı.
Belediyelerimiz üreticiyi destekleyen yetkilerle de donatıldı. O halde, küçük de olsa gıda tröstlerine karşı harekete geçmek doğru bir karar.