Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın Hazine ve Maliye Bakanlığı‘nın borcu bulunan belediyelerin SGK primlerini İller Bankası paylarından keseceğini açıklaması ülke gündemine bomba gibi düşmüştü. CHP emeklilerin komik düzeyde kalmış maaşları üzerinden hükümete yükleniyor. Hükümet de, SGK‘ya borç takan CHP‘li belediyeleri ifşa etti.

Yüzde 68‘i CHP‘li belediyelerden oluşan SGK prim borçlularına dönük bu hamle ortalığı fena karıştırdı. Bursa‘ya 3 günlük bir çıkarma yapan ve Büyükşehir ile birlikte 6 CHP’li ilçe belediye başkanını ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel hükümetin bu hamlesini ‘mali darbe’ diye tanımladı.

Özel bu girişimi, CHP‘li belediyelerin halka hizmet götürmesinin önünü kesmek olarak yorumladı.31 Mart‘ta AK Parti‘den devraldıkları Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin SGK‘ya prim borcunun 4,5 milyar lira olduğunu iddia etti.

Bütün bu açıklamalarla ortalık toz duman oldu. İlk yalanlama AK Partili önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş‘tan geldi. Aktaş, CHP liderinin ‘doğruları’ söylemediğini, ‘kamuoyunu yanılttığını’, 31 Mart itibariyle Büyükşehir Belediyesi ve BUSKİ Genel Müdürlüğü‘nün prim borcu bulunmadığını, sadece BURULAŞ Genel Müdürülüğü‘nün 600 milyon lira dolayında bir SGK prim borcunu devrettiklerini açıkladı.

Aktaş bir iddiada daha bulundu.

CHP‘li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey‘in 4 aydır çalışanların SGK primlerini ve vergilerini ödemediğini de iddia etti.

4,5 milyar lira nere, 600 milyon lira nere?

Kim doğru kim yalan söylüyor?

Arada dağlar kadar fark var.

Kamuoyu kime inanacak?

CHP Genel Başkanı’na Bursa‘nın rakamları şişirilerek mi verildi?

Ödenmemiş borçların açıklanması belli ki, iki tarafı da rahatsız etti.

Fakat, burada devletin kayıtları esas olmalı. Kim ne derse desin, devletin resmi evrakları her şeyi ortaya döker.

 

SGK Bursa tartışmaya noktayı koyup tüm borçları  paylaşmalı 

Türkiye gündemine oturan prim tahsilat bombası öyle görünüyor ki, daha çok tartışılacak.

Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin BUSKİ ve 8 iştirakinin 31 Mart tarihli ve 31 Temmuz tarihli vergi ve SGK prim borçlarını açıklamak en doğru yol olacaktır.

Burada ilk görev SGK Bursa İl Müdürlüğü‘ne düşmektedir.

Ülke gündemine oturmuş bir iddiada kayıtlarındaki 2 tarihi baz alarak Bursa kamuoyuna borçlu belediyelerin rakamlarını paylaşmalıdır.

O vakit kimin doğru kimin yanlış konuştuğu ortaya çıkacaktır.

Değerlendirmeyi de Bursa kamuoyu yapacaktır.

Bize göre bir sorumluluk da Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı‘na düşüyor.

Büyükşehir Belediyesi ile birlikte 17 ilçe belediyesinin vergi borcu var mıdır?

Varsa ne kadardır?

Ortada uçuşan rakamları teyit etmek, düzeltmek zor olmasa gerek.

Kurumlarımız siyasi bir tartışmanın ortasında kalmamalı.

Devletin kurumlarının yapacağı açıklamaya güvenilmeli, itibar edilmeli.

Devlet zaten SGK prim tahsilatları üzerinden kendisi ile restleşmek isteyen belediyelere gereğini yapacağını duyurdu. Kaynaktan tüm alacağını kesecek. Belki başkanlar buna işçi çıkarma, maaş ödememe gibi kartla karşılık verecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Rize ziyaretinde belediyelerin SGK prim borçları tahsilatından taviz vermeyeceklerini yineledi.

Burada kaybeden belediyelerimiz olur. Tüm belediyelerimiz SGK ile uzlaşarak, yeniden yapılandırarak borçlarını tasfiye yolunu seçmeli.

Çalışanların ücretlerinden tevkif edilmiş primler, vergiler ilgili kurumlara ödenmeli. Geciken her borcun, ağır gecikme faizi ile ödeneceği bir gerçek.

Borçlar aynı zamanda belediyelerin ve onları yöneten başkanların da namusudur.

 

CHP’nin lokanta rekabeti ile karşı muhalefet hamlesi 

Ülkede ekonomik krizin yol açtığı bir geçim zorluğu realitesi var. Bunu 22 yıllık iktidar çözebilmiş değil.

CHP doğal olarak  bunu siyasal fırsata dönüştürmek istiyor. Ülke genelindeki belediyeleri aracılığıyla ucuz yemek lokantalarını giderek çoğaltıyor.

Bir yandan da CHP‘li belediyelerin açtığı lokantalarda kendi içlerinde fiyat rekabeti göze çarpıyor.

Elbette, bu durumdan lokantayı kullanan yurttaşlar memnun. İstanbul‘da 35, Bursa‘da 60, Osmangazi‘de 80 liraya 4 kap yemek yeniyor.

CHP‘li başkanlar bir bakıma sosyal destek bütçelerini bu lokantalarla da değerlendiriyor. Şu devirde bu rakamlara 4 simit bile alınamazken ucuz yemek fırsatı kaçırılmamalı.

Niyet esnaf ile rekabet değil.

Niyet farklı.