Son yıllarda Bursa’nın güneyindeki dört ilçeden kent merkezine göç öyle yoğunlaştı ki, artık kırsalda kalan ve burada yaşayan nüfusun yaş ortalaması 60’ların üstüne çıktı.

Giderek hızlanan ve durdurulamayan göç ve kaybedilen yaşlı nüfus nedeniyle Dağ bölgesi gelecekte ıssız topraklara dönüşecek gibi görünüyor. 

Dün elektronik postamıza Gurbet Aydemir adlı okurumuzdan bir ileti geldi.

Belgeleri incelediğimizde, gerçekten Bursa Valiliği’nin yukarıda bahsettiğimiz göçü daha da tetikleyecek bir karara imza attığını gördük.

İlçeye bağlı Dedebali ve Gölcük mahallelerinde MV İnşaat adlı bir şirkete kalker ocağı açma, kırma, eleme ve mekanik plent tesisi kurma izni verilmiş.

Yöreden bu izne büyük bir tepki var.

Bursa Valiliği ve İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün yerel tepkileri, meydana gelebilecek olumsuzlukları göz ardı ederek karar verdikleri düşünülüyor.

Kalker ocağının Dedebali, Gedikören, Akpınar, Dutluca, Saçaklı, Kışmanlar, Gölcük ve Maraşatlar mahallelerinin yerleşim, tarım arazisi ve hayvan otlatma meralarının yakınında olması nedeniyle buradan kalkacak tozun bölgede zaten can çekiştiren hayvancılığı ve diğer canlı yaşamını olumsuz etkileyeceği düşünülüyor.

Bu konuda 6 muhtardan İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne itiraz yapılmış, fakat Bursa Valiliği açılması planlanan kalker ocağı için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı vermiş.

Dedebali Muhtarı İsmail Aslan, Gedikören Muhtarı Mustafa Gülşen,  Akpınar Muhtarı Mehmet Okyay, Dutluca Muhtarı Osman Çetin, Saçaklı Muhtarı Suzan Ay ve Kışmanlar Muhtarı Recai Durmuş Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yaptıkları itirazdan sonuç alamamışlar.

Elektronik postamıza gelen iletide bir iddia var.

Eğer doğru ise, bu gerçekten karara imza atanları sıkıntıya sokabilir.

Adı geçen firmanın bölgede kalker ocağı işletmek için 87,31 hektar alan çevirdiği, ÇED prosedürüne takılmamak için ise 25 bin hektar altında kalan, yani 21,29 hektar alan için izin istediği de iddia ediliyor.

Buna dayanarak da İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü adı geçen firmaya ‘ÇED gerekli değildir’ kararı çıkarıyor.

Aydemir’in gönderdiği belgeler içinde AFAD’ın bir raporu var ki, bu zaten her şeyi özetliyor.

Bakınız o raporda neler vurgulanıyor:

“Taş ocağının faaliyet göstereceği saha, civar mahallelerden Dedebali’ye 650 metre, Dutluca’ya bin 900 metre, Saçaklı’ya 2 bin 300 metre mesafededir. MTA’nın diri fay haritasına göre Orhaneli Fayı’na 20 km, Tavşanlı Fayı’na 30 km, Soğukpınar Fayı’na 45 km, Bursa Fayı’na 55 km mesafededir. Söz konusu proje kapsamında ilgili firma tarafından sahada yapılacak patlatma faaliyetlerinin çevreye olabilecek olumsuz etkilerinin detaylı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.”

AFAD uzmanları raporun sonunda şunlara da dikkat çekmiş:
“Proje alanının ve çevresinin jeolojik yapısı (kırık, fay, çatlak vs.) göz önünde bulundurularak patlatmalar sırasında oluşacak titreşimlerin başta sahaya en yakın konumda bulunan Gölcük mevkindeki konutları ve civar mahallelerde bulunan diğer konutları etkileyip etkilemeyeceğinin mühendislik ölçümleriyle  belirlenmesi, patlatmaların etkisiyle çevrede oluşabilecek heyelan, kaya düşmesi vb. kütle hareketleri risklerinin de ortaya konulması gerektiği kanaatine varılmıştır.”

Durum bu minvaldeyken, Bursa Valiliği’nin böylesi riskli bir alanda Çevresel Etki Değerlendirme’ye gerek görmemesi son derece düşündürücü.

Acaba bura yaşayan halkın da topraklarını terk edip, göçüp gitmesi mi isteniyor?

Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın bizzat Harmancık’a giderek sahayı incelemesi ve olaya el atması elzemdir.

Çevreye zarar verici tesis ve işletme izinlerin son dönem kentin güneyinde yoğunlaşması da gözden kaçmıyor.

Bunlara en somut örnek Orhaneli Termik Santrali’nin işletmeci şirketçe 3 yıl süreyle filtresiz olarak çalıştırılmasını içeren kanun.

O kanun bir gecede TBMM’den torba yasayla çıkarıldı.

O’nun da CHP tarafından iptali için Anayasa Mahkemesi’ne taşındığını  biliyoruz.

Keza, Büyükorhan ilçesine bağlı Karaağız Mahallesi’nde de bölge insanının topyekun karşı durdukları ‘kirletici’ bir santralin yargı kararıyla durdurulmuş olduğunu hatırlıyoruz.

Harmancık’taki yurttaşların da benzer bir girişimle Bursa Valiliği’nin, ‘ÇED gerekli değildir’ kararının ve işletme izninin iptali için idari yargıya gideceklerini öğrendik.