Önceki akşam gözler yine televizyon ekranlarında kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı açıklamalara çevriliydi.

Vaka risk durumunu gösteren haritaların iki haftada bir güncelleneceği duyurulmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan hepimizi rahatlatan o açıklamayı yaptı.

Ülke genelindeki vaka seyrine bakarak tedbirlerde ve gevşemede yeni bir değişikliğe gitmeyeceklerini açıkladı.

Son iki haftada bir çok kentin vaka sayısında artış söz konusu idi. Doğrusu hepimiz tedirgin idik. Bunların içinde Bursa da vardı. Bursa’nın turuncu renge dönüşmesinden endişe ediliyordu.

Nitekim, Sağlık Bakanlığı 100 binde görülen pozitif vaka sayısını açıkladığında Bursa’nın rakamlarının 58’den 78’e yükseldiğin gördük. Vaka sayısındaki bu artış risk haritamızın rengini de değiştirebilirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vaka sayılarıyla birlikte hastanelerin doluluk ve yoğun bakım doluluk oranlarının da dikkate alındığını ve endişe edici bir veri olmadığını belirterek tedbirlerde değişikliğe gitmedikleri söyledi.

Bu durum elbette sevindirici. Ancak henüz salgının durağan bir seyir izlediğini ya da düşüşe geçtiğini görmüş değiliz.

Kurallara uyduğumuz müddetçe bunun altından kalkabiliriz.

Tehlike henüz geçmiş değil. Tedbiri elden bırakmamalıyız. Özgürlüklerimizi kaybetmemek için Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği 14 kurala uymaktan, uymayanları uyarmaktan başka çaremiz yok.

Aksi halde, bu belayı başımızdan savamayız.

Aşılama hızımız arttıkça daha güvenli hale geleceğiz. Bu yüzden aşılamada güven verici bir seviyeye ulaşana kadar bireysel ve toplumsal tedbirlere devam etmeliyiz.

Dün itibariyle ilimizdeki aşı sayısı ise 450 bine yaklaştı. Bunun 150 binine yakını 2. doz, 300 bine yakınını ise 1. doz oluşturuyor. Aşı vurulan sayımızı hızla artırmalıyız.

Aşı karşıtlığıyla mücadeleye ket vurmak isteyenlere de prim vermemeliyiz.

 

Belenören’in alkışlık övüncü

 

Geri bırakılmışlığı dert etmeden, okuyup ülkesine yararlı gençler yetiştiren öyle yerleşimlerimiz var ki, Keles’in Belenören Mahallesi buna güzel bir örnek.

Haber sitelerinde gözünüze çarpmıştır.

Keles ilçemize bağlı Belenören Mahallesi, okuyan sayısının bir hayli fazla oluşu ve Bursa kültüründe öne çıkmasıyla bilinen bir yerleşimimiz.

Haberde gördük ki, bu mahalleye kayıtlı bugün 450 üniversite mezunu olduğu anlaşılıyor. Bunların çoğu akademisyen, profesör, mimar, mühendis, avukat, doktor, öğretmen, din görevlisi. Hepsi vatanın değişik noktalarında hizmet ediyorlar.

Küçük bir kırsal yerleşimden 450 üniversite mezunu çıkarmak büyük bir övünç kaynağı. Çocuklarının büyütüp, okutup yetiştiren aileler ve Keles için gerçekten gurur duyulacak bir başarı.

Kendileri okuyamamış ama çocuklarını okutmaya önem vermiş kırsaldaki eli öpülesi büyüklerimizin ektikleri bu tohumların sevindirici meyveler vermesini takdir ediyoruz.

Belenören’in bölgedeki diğer kırsal yerleşimlere örnek olacak bu başarısında çilekeş anne babaların büyük emeği var.

Böylesi sevindirici bir başarıya sahip olan Belenören’in devlet büyükleri tarafından da ödüllendirilmesi gerekir.

 

 Mehmet’in yüzü hep gülecek

 

Engellilerimiz toplumumuzun bir parçası. Onları tüm zorluklara rağmen ayakta tutmaya çalışan öyle özverili ailelerimizi var ki, borçları ödenemez.

Ömür boyu engelli bireyi ile yaşamak zorunda olan ailelere devlet bütün imkanlarını sunuyor ama sivil toplum örgütlerinin desteği de önemli.

STK’larımız zaman zaman engelliler için azımsanmayacak katkılarda bulunuyorlar.

Bursa’da öne çıkmış STK’lardan DAĞDER’in Nilüfer Şubesi, ortopedik engelli iki hemşerisine akülü araç armağan etti.

DAĞDER Nilüfer Şube Başkanı Orhan Öztürk, Başkan Yardımcıları Erol Öztürk ve Seyfi Aydın, Çamlıca Mahallesi’nde oturan minik Mehmet Maral ile İbrahim Sevim’e akülü araçlarını teslim ettiler.

Akülü aracını teslim alan minik Mehmet’in yüzündeki mutluluk fotoğraf karesine de yansıdı. Artık akülü aracı sayesinde desteğe ihtiyaç duymadan özgürce gezebilecek.

DAĞDER Nilüfer Şube Başkanı Orhan Öztürk, dernek olarak iki engelli bireyi bulunan hemşerisine destek olmanın mutluluğunu yaşadıklarını söylüyor.

Derneklerimiz, sivil toplum örgütlerimiz böylesi dayanışmalar için hep var olmalı.

DAĞDER’in Nilüfer Şubesi yöneticilerini iki aileyi ve iki engellimizi küçük bir armağanla mutlu ettikleri için kutluyoruz.