Bursa‘da 8 yıldır inşaası süren 2 kilometrelik Doğancı Tüneli‘nde çalışmalar hızlanmış gibi. Hafta sonu memlekete giderken fark ettik. Tünelin Doğancı bölümündeki viyadükler tamamlanmış, mevcut yola bağlantı dolguları da devam ediyor. Bu görüntü bile projede artık sona yaklaşıldığını işaret ediyor.

Delme ve beton kaplama işlerinin de bittiği, iç kısımda elektromekanik çalışmalarının sürdüğü bilinen tünelin baraj çıkışındaki bölümünde ise toprak kayma riskine karşı yüzeyde ilave beton geçiş baksı inşaa ediliyor.

Bursa‘nın güneyindeki Orhaneli, Büyükorhan, Harmancık ilçeleriyle Kütahya‘nın Tavşanlı, Simav, Balıkesir‘in Dursunbey ilçelerinin de kullandığı etapta artık bu yıl içinde geçişlerin de başlaması hedefleniyor.

Yapımında yaşanan zeminsel ve finansal sıkıntılar nedeniyle hizmete giriş hedefi sarkan tünel, Dağ ilçelerine ulaşım süresini kısmen de olsa kısaltacak.

Karayolları 14. Bölge Müdürlüğü‘nün Bursa‘da en çok talihsizlik yaşadığı projelerden biri olan Doğancı Tüneli bugüne dek sayısını unuttuğumuz bakan, bölge müdürü, milletvekili, belediye, il ve ilçe başkanları eskitti.

Tek tüplü projenin bitmesini dört gözle bekleyen bölge sakinleri, son yerel seçimlerde

merkez ve ilçelerdeki tercihleriyle sanki iktidar partisine de bir uyarı yaptıklarını düşünüyoruz.

Şimdiye dek Dağ ilçesi seçmeninden neredeyse silme destek alan AK Parti‘nin aynı zamanda 31 Mart‘ta bölgenin sarkan yol ve tünel projelerinin de kurbanı olduğu dillendiriliyor.

Harmancık‘ı CHP‘ye kaptıran, Keles ve Orhaneli‘de hatalı kullanılan İYİ Parti oylarının geçersiz sayılmasıyla belediyeleri anca kazanabilen, merkezde Osmangazi‘de ise bölge insanının kendi adayları Erkan Aydın‘a yönelmesiyle Osmangazi‘yi ve dolayısıyla Büyükşehir‘i de kaybeden AK Parti, 2028 ve 2029‘da yine buna benzer hatalar ve yanlış tercihler yapar mı bilmiyoruz?

Geçtiğimiz hafta Olay Medya ziyaretinde AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Doğancı Tüneli‘nde artık sona gelindiğini belirterek, burayı açar açmaz da bölgenin asıl beklentisi olan ve kıvrım kıvrım çıkılan Kapıkaya etabındaki tünellerinin ihalesini yapacaklarını vurgulamıştı.

Kapıkaya tünellerine başlansa bile yöre seçmeni tercihini kimden yana kullanır, o da bir muamma.

Dağ ilçeleri sakinleri gecikmiş de olsa artık ilk tünellerine bu yıl kavuşacaklar.

Şimdiden hayırlı olsun diyelim.

Gök delinmiş gibi yağdı barajlar dörtte biri geçti

Kışın ortasında yağışsızlık da olur mu demeyin. Oluyor işte.

Kentimizi besleyen 2 büyük barajımızda su hacmi diplerde görünüyor. Haftasonu etkili olan yağış Doğancı ve Nilüfer barajlarımızın doluluk oranını yüzde 25‘in üstüne çıkardı. Baraj doluluk grafiği yükselme trendine girmiş durumda.

Asıl beklenti, Uludağ‘daki kar yüksekliğinin 2 metreleri aşması. Yağışlar devam ettikçe doluluk grafiğinin yukarı yönlü hareketi de devam edecek gibi duruyor.

Mali ve idari darboğazdaki BUSKİ Genel Müdürlüğü ise yağan her yağışın su rezervini artıracağını belirtmesine rağmen, aboneler halen tasarruf çağrılarını da yineliyor.

 

Dağ köylerimizdeki toprak satışı kaygısı 

Bursa‘nın büyük STK‘larından DAĞDER‘in öncülüğünde geçtiğimiz yılın sonunda Dağ bölgesi sakinlerine, birinci adreslerini ilçe ve köylerine alma çağrısı yapılmıştı. Böylece, topraklara sahip çıkmak ve ilçe nüfuslarını artırmak, beraberinde de belediyelerin kişi başı devletten alacağı vergi paylarını çoğaltmak hedeflemişti.

O çağrı yapıldı ama Büyükorhan ilçemizden Bayram Çakmak adlı okurumuz, köyü ile bağı kalmamış bölge insanının mahkeme yoluyla arazileri satış kararı aldırdıklarını, orada yaşayan gerçek nüfusun bundan mağdur olduğunu hatırlatmış.

Okurumuz Çakmak gönderdiği iletide şunları vurgulamış:

“Dağ yöresi belediye başkanları Bursa’daki hemşerilerimize birinci ikâmetgâhları dağ yöresine alın diyor ama şu sıralar dağda çok büyük bir sorun var. Köyü ile ilişkisi kalmamış kişiler ata topraklarını satış kararı aldırıyor. Bu işi ranta çeviren kişiler veya zenginler ihaleye girip alıyorlar, sonra da köyde oturan toprak sahiplerine fahiş fiyatlar isteyip, satıyorlar.”

Okurumuz ayrıca şunları da eklemiş:

“Tarım ve Orman Bakanlığı 10 dönümün altındaki tarım arazilerini bölmüyor. Dağ yöresi olarak bizi de Karacabey ve Yenişehir gibi ova ilçeleriyle aynı tutuyorlar. Zaten dağ köylerinde 3-4 dönüm araziler var. Onlar da böyle miras elinde olduğu için satış kararı aldırıyorlar. Bu gidişle köylerde Suriyeliler gibi olacağız.”

Kırsaldaki yerleşimlerimiz hızla boşalıyor. Kalanların arazileri de yine şehre göçmüş ve orayla bağı kalmamış bölge insanı tarafından mahkemelerde yabancıya satılıyor.

Bu da ciddi bir sorun.