Önce cep telefonumuza PTT’den bir mesaj geldi. İstanbul’dan, Kadıköy’den adınıza bir kargo teslim alındı, falan barkod numarasıyla takip edin.

Meraklandık nedir diye?

Beklediğimiz o kargo iş yeri adresimize ulaştı. Gelen kargoyu açtığımızda ise devlet ait kargo şirketi aracılığıyla yürütülen bir misyonerlik faaliyetine rastladık.

Demek ki, yasal bir engel yok. Türkiye’de herkes istediği misyonerlik faaliyetini yürütebiliyor. İstediği kişiye kargo yapıp misyonerlik belgeleri gönderebiliyor.

Göndericiler acaba iş yeri adresimizi, telefon numaramızı nereden bulmuşlar dersiniz?

Buna Müslüman mahallesinde salyangoz satmak mı denir, ne denir anlayamadık.

Kargonun içinden küçük bir İncil, kilise adreslerini gösteren barkodlu kart ve üç küçük kitap çıktı.

Misyonerler o kadar cüretkar ki, bir de anket formu göndermişler.

Biz de merak ediyoruz.

Acaba, yurtdışında bir Türk vatandaşı ya da kuruluşu, İslam dinini yayma adına benzer faaliyeti gösterebilir mi?

Hele hele, bunu devlete ait bir posta ya da kargo şirketi aracılığıyla yapabilir mi?

Türkiye’de demokrasi ve özgürlük olmadığını düşünenler bu faaliyetlere ne derler?

Çok şükür ki, bizim ne dinimizden şikayetimiz var ne de inancımızdan şüphemiz var.

Kargo bu açıdan yanlış isme gönderilmiş. Kaldı ki, bizim gibi Müslüman olan başka bir isme gönderilse de doğru adres olmayacaktır.

Aynı kargonun yüzlerce, binlerce insana gönderildiğini düşünürseniz, misyonerlerin Türkiye’de ne kadar cüretkâr olduklarını daha iyi anlayabilirsiniz.

İnsanlarını kafalarını karıştırma adına bir Müslüman ülkede yürütülen bu cüretkâr faaliyetleri herhalde devletin ilgili kuruluşları yakından izliyordur.

 

Ağrı ile kardeş kent oluyoruz

Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi bugün yine pandemi tedbirleri altında şubat ayı oturumunu gerçekleştirmek üzere Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde toplanıyor.

Gündemde Bursa’ya ilişkin önemli maddeler var.

Onlardan biri Bursa’nın Ağrı şehri ile kardeş kent olması. Meclis kararı görüşecek.

Ağrı’da Savcı Sayan’ın Belediye Başkanlığı’nda bir kalkınma ve kentleşme hamlesi yürütülüyor. Batıdan da buraya destekler sağlanıyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş daha İnegöl Belediye Başkanı iken, Doğubeyazıt’a kayyum olarak görevlendirilen dönemin kaymakamı ve şimdiki Genel Sekreteri Ulaş Akhan ile ilçenin gelişim ve değişimi için birlikte çalıştılar.

Şimdi Ağrı’ya Büyükşehir Belediyesi eliyle verilen destek daha da artacak.

AK Parti’nin de Doğu’daki kentleri batıdaki belediyelerle eşleştirme projesi var.

Bursa’daki muhalefet bozuluyor ama Türkiye’nin her yönden geri kalmış bu illerine de güçlü belediyelerimizin destek olmaları gerekiyor.

Oralara sahip çıkmak bir devlet projesi.

Bu yönüyle kararın meclisten oy birliğiyle geçmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Geçmişte, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Rize’ye yaptığı meydan projesini eleştiren muhalefetin, bakalım Ağrı ile kardeşlik ilişkisi başlatılması talebine yaklaşımları nasıl olacak?

İzleyip göreceğiz.

 

Sokaklarda başıboş köpek korkusu

Fotoğrafı okurumuz Şevki Kapran göndermiş. Son dönem sahipsiz hayvanları koruyup kollama, onlara sahip çıkma ve besleme adına belediyelerimiz güzel çalışmalar yürütüyor.

Kentin caddelerine, sokaklarına, meydanlarına besleme odakları koyarak onların sokaklarda aç kalmamalarının önüne geçiliyor.

Ancak bizim de gözümüzden kaçmıyor. Bursa’da sokaklarda başıboş köpek sayısı giderek artıyor.

Acaba bu hayvanlar barınaklardan bilerek kent merkezine mi bırakılıyor?

Okurumuz bazen park alanlarındaki yürüyüş yollarında bile hemşerilerimizi rahatsız ettiklerini ve kalabalık sürü halinde dolaştıklarını söylüyor.

Televizyonda daha bir iki gün köpek sürüsünün saldırısına uğrayan bir yurttaşımızın haberini izlemiştik

Bursa’da da buna benzer bir tatsız hadise yaşanmaması adına meskun alanlarda, sokaklardaki başıboş köpeklerin toplanmasında fayda olduğunu düşünüyoruz. Bu açıdan ilçe belediyelerimize sorumluluk düşüyor.