Belediyelerimiz yasanın öngördüğü terminler içinde yeni yılda kullanacakları bütçelerini meclislerden geçirdiler. Bunun için uzun süren bir hazırlık süreci geçirildi.
2024 mali yılı tahmini bütçelerini hazırlayan Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlarıyla, 17 ilçe belediyemiz artık 1 Ocak itibariyle yeni rakamlar üzerinde iş ve işlemlerini gerçekleştirmeye başlayacaklar.
Önümüzde yeni bir yerel seçim var.
31 Mart pazar günü vatandaşın önüne bir kez daha sandık konacak. Bu kez, yaşadıkları il, ilçe ve beldeleri kimlerin yöneteceği kendilerine sorulacak.
Yerel seçimler, kentlere hizmet edecek başkanları halkoyuyla belirlemek, meclisleri oluşturmak için büyük bir demokrasi şöleni.
Siyasetçilerin kaderindendir.
Bazen çok isteseler de göreve devam edemeyebilirler. Partileri, kimi zaman değişim ihtiyacı hisseder. Bunu da kamuoyu araştırmaları, teşkilat içi eğilim yoklamaları, 5 yıl boyunca ortaya konan performans ve yapılan icraatlar değişime ihtiyaç olup olmadığını belirler.
Bursa’daki kimi belediyelerdemizde değişim muhtemel. Ancak, değişecek belediye başkanları yeni seçileceklerin bütçelerini de şimdiden yapmış oldular.
Eğer partileri kendilerini göreve devam ettirmezlerse, yerine geleceklerin yol haritasını, bütçesini de kendileri yapmış oldular. En azından bir yıl süreyle bunun değişmesi mümkün değil.
Bu açıdan, değişecek belediye başkanları bir yıllık bütçe ve yatırım programlarını da yeni gelen isme devretmiş olacaklar. Ancak üç aylık sürede büçeleri kullanabilecekler.
Peki, Bursa’da hangi belediyelerde değişim olacak?
Bunu şimdilik biz de bilmiyoruz.
Siyaset kulisleri değil, partilerin genel merkezlerinin vereceği kararla bu durum en geç, 20 Şubat’ta, seçim kurullarına aday listeleri sunulana kadar netleşmiş olacak.
Sıcaksu’da bloklar yükseliyor
Sayıları ne kadar artarsa muhtemel bir depremde yıkık ve kayıplarımızın sayısı da o derece azalacak.
Hemen her gün Osmangazi ilçemizin Sıcaksu semtinden geçiyoruz. Buradaki termal bölgenin bir bölümünü kentsel dönüşüm amaçlı konuta açan Büyükşehir Belediyesi’nin TOKİ eliyle başlattığı blokları bir bir yükseliyor.
Geçerken dikkatimizi çekiyor. Yüklenici firma işi sıkı tutuyor. Dericilerden boşlamış o atıl alandaki yapıların imalatı hızlanmış durumda. Yerel seçime kadar belki de blokların büyük bölümünün karkası tamamlanacak. Çünkü, toprak seviyesini geçen bloklarda hızlı bir ilerleme göze çarpıyor.
Sıcaksu kentsel dönüşümü çok tartışıldı, halen de tartışılıyor ama bölgenin diğer salaş yapılarının ortadan kaldırılması ve vatandaşların güvenli, modern kent donatılarından olan yeni yapılara kavuşması açısından buradaki imalatları önemsiyoruz.
Gönül, elbette alanın tümünün termal projeler için kullanılmasından yana. Fakat, pandemi, depremler, ekonomik krizler ve bunların tüm dünyaya etkileri göz önüne alındığında buraya termal tesis yapacak yatırımcılar bulunamadı.
Bulunmuş olsa, Büyükşehir Belediyesi eline geçmiş bu alanının tümünü o amaçla kullanılırdı.
Yine de burada kamu yararı olduğuna inananlardanız.
Elde edilmiş alanın sadece kentsel dönüşüm amaçlı kullanılması durumunda bile kamusal fayda elde edilmiş olacaktır. Yıkılmaya yüz tutmuş bir tek çürük yapı sahibini bile ikna edip, buradaki modern ve güvenli yapılara taşımak da kamusal hizmettir.
Büyükşehir Belediyesi’nin kent merkezindeki ilçelerde yürüttüğü kentsel dönüşüm projeleri içinde bize göre Sıcaksu’nun da ayrı bir değeri var.
Sarsıntılar günlerdir sürüyor bu iyiye mi kötüye mi işaret?
Bursa’da Gemlik ve Mudanya merkezli geçtiğimiz günlerde yaşanan depremlerin ardından Kumyaka’daki artçı sarsıntıların sürmesi, bu bölgede yaşayan hemşerilerimiz kadar tüm Marmara’yı da korkutuyor.
Düşük şiddetli artçı sarsıntıların sürdüğü bölgede yaşananlar acaba fay hattı üzerindeki gerilimi azaltıyor mu? Yoksa, beklenen o büyük Marmara depreminin de habercisi mi? Veya sarsıntılar diğer fayları mı strese sokuyor?
Doğrusu, aktif faylar üzerindeki bir kentin sakinleri olarak endişelenmemek mümkün değil.
Yer bilimciler, Bursa’yı da etkilemesi muhtemel büyük İstanbul depremi öncesi yapılarımızın sağlamlaştırılması konusunda uyarılarını bıkıp usanmadan sürdürüyorlar.
Buna rağmen, belediyelerimizin ve TOKİ’nin yaptıkları dışında bireysel anlamda binasını yıkıp yenileyen veya güçlendirenlerimizin sayısı yok denecek kadar az.
Mudanya ve Gemlik Körfezi’nde devam eden artçı sarsıntıların bize birer uyarı olduğu gerçeğini kabullenmemiz gerekiyor.
Hem belediyelerimiz hem devletimiz hem de yurttaş olarak bizlerin daha fazla bekleme lüksü yok.
Hareket geçmek durumundayız.