İkisi de Avrupa Birliği ülkesi ama ikisi de topraklarından yaşayan Türk azınlığın uluslararası hukuktan ve ikili anlaşmalardan doğan hakların teslimi konusunda diretiyorlar.
Hem Bulgaristan hem de Yunanistan’da, ülkelerindeki Türk kökenli nüfusun dil, din, eğitim haklarının özgürce kullanmaları, kültürlerini, örf ananelerini rahat bir şekilde yaşamalarına izin verilmiyor.
Bu iki komşu ülkeye Avrupa Birliği’nden ve Avrupa Konseyi’nden de en ufak bir uyarı dahi yapılmıyor.
AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ile CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan Balkan kökenli hemşerilerimiz.
İkisi de Batı Trakya’da tarihe geçen 29 Ocak direnişini unutmadılar.
Prof. Dr. Özkan dün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde söz alarak, Batı Trakya Türklerinin Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü’nü kutladı.
Özkan şöyle konuştu:
“Batı Trakya Türkleri, Türk kimliğine dönük yıllarca süren saldırılara karşı direnişe geçtikleri günü 29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü olarak anmaktadırlar. 29 Ocak ne bizim ne de Batı Trakya Türklerinin hafızasından yıllarca silinmeyecek bir milattır. “
Vekil Özkan devamında şunlara dikkat çekti:
“33 yıl önce Yunanistan’da bir çok haksız uygulama ve baskıya maruz kalan Batı Trakya Türkleri kimliğini, kültürel değerlerini yok sayan antidemokratik uygulamalara karşı anayasal haklarını elde etmek için onurlu bir direniş başlattı ve temel hak ve özgürlüklerine indirilen bu darbeye ‘hayır’ dediler.”
Özkan konuşmasının sonuna şunları da ekledi:
“Milli Direniş ve Toplumsal Dayanışma Günü’nün Batı Trakya Türklerinin birlik ve beraberliğine ve omuz omuza verdikleri mücadelelerine ışık tutmasını diliyorum. 29 Ocak 1988’de soydaşlarımızın gösterdikleri haklı direnişi unutmayacağız ve unutturmayacağız”
Batı Trakyalı Vekil Çavuşoğlu da sosyal medya hesaplarından yayınladığı mesajda şunlara vurgu yaptı:
“29 Ocak Batık Trakya Türkleri Milli Direniş ve Dayanışma Günü’nü saygıyla yâd ediyorum. Bugün, tarihin gönüllü bekçiliğini yapan soydaşlarımız güven içinde olsun. Zira, artık daha güçlü bir Türkiye ve onları kendisine tarihin emaneti olarak telakki eden bir Cumhurbaşkanımız var. Bu vesileyle canını Batı Trakya’daki soydaşlarımızın haklarını korumak için feda eden Dr. Sadık Ahmet’i rahmetle anıyorum.”
Batı Trakya’daki soydaşlarımızın orada yalnız olmadıklarını gösteren anlamlı mesajlar bunlar.
İki vekilimizin bu açıklaması Batı Trakyalı soydaşlarımızın yüreğine su serpmiştir.
İMO’dan yine Yunuseli çıkışı
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın atıl durumdaki Yunuseli Havalimanı’nı değerlendirme düşüncesine mesafeli duran ve karşı çıkan akademik meslek odalarının başında geliyor.
Birçok konuda TMMOB’a bağlı odalarla uyuşmayan İMO da, Yunuseli arazisinin yapı amaçlı kullanım şekline diğer odalar gibi itiraz ediyor.
Aktaş’ın dün meslektaşlarımızın köşelerine yansıyan yeni açıklamalarının ardından İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak bir basın bülteniyle, “Yunuseli ile ilgili açıklamamızı yineliyoruz” ifadelerine yer verdi.
Albayrak, arazinin tümünün rekreasyon alanı olarak Bursalıların kullanımına sunulması taleplerini yinelediklerini belirtti.
Albayrak, “Sayın Belediye Başkanımızın ‘Yunuseli’de Bursa’yı üzecek bir şey olmayacak. Burası Bursalıların yaşam alanı olacak’ şeklindeki demecini ve Bursa’mıza ve Bursalılara verilmiş bir söz olarak kabul ediyor ve destekliyoruz.”
Albayrak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da, arazinin tümümün Bursalıların faydalanabileceği sosyal donatı alanı olarak tahsis edilmesi çağrısında bulundu.
Anlaşılan, odalar, bakanlık ve Aktaş bu konuda hala mutabık değiller.
Bu iş kentte daha çok tartışılacağa benziyor. Umarız yargıya gitmeden bir uzlaşı sağlanır.
Odaların bildiri itirazı
Önceki gün Bursa’daki Akademik Meslek Odaları, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektör atamasına tepkiden yola çıkarak ortak bir bildiri yayınladılar. Konuyu meslektaşımız Mustafa Özdal köşesine taşımıştı.
Bu bildiriye İnşaat Mühendisleri, Harita ve Kadastro Mühendisleri ile Orman Mühendisleri odalarının Bursa şube başkanları imza atmadılar.
İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak’a o bildiriye niçin imza atmadıklarını sorduk.
Albayrak, özünde üniversitelerin özgürlüğünü konu alan bildiri metnini beğendiklerini ancak, içinde bir siyasi parti il başkanının o eylemlerde yer almasının doğru bulmayan satırların olmayışı ve Türk polisine ‘katil’ sloganları atılmasının kınanmamasına itiraz ederek, imzada imtina ettiklerini söyledi.
Albayrak ve diğer iki şube başkanının doğru olanı yaptıklarını düşünüyoruz.