Gündem yoğunluğundan kaçırıyoruz. Önceki hafta Bursa’da önemli bir toplantı gerçekleşti.
BUSKİ Genel Müdürlüğü malumunuz, Cumhurbaşkanı Recep Taypip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’dan Türkiye’de sudaki kayıp kaçak oranını en aza indiren Su ve Kanalizasyon İdaresi olarak ödül almıştı. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürülüğü’nün koordinasyonu ile başlatılan proje ile kentler ‘Su kardeşi’ ilan edilmişti.
Kardeş kentlerden gelen yöneticilerle BUSKİ’de deneyim paylaşım toplantısı yapıldı.
Bursa kent merkezindeki kayıp kaçak oranını AB standartların da altına indirerek Türkiye’de sükse yapmıştı.
BUSKİ Genel Müdürlüğü, Kahramanmaraş, Yozgat ve Şanlıurfa ile su kardeşi oldu. BUSKİ bir de 28 kente de modellik yapıyor.
BUSKİ, ayrıca hedef doğrultusunda başlatılan proje kapsamında kayıp kaçak oranını merkez ve 17 ilçede yüzde 10’a indirmek için çalışıyor. Bunun için de yeni yatırımlar gerek. Şebeke yenilenmesi, ilave hatlar, kontrol merkezleri. BUSKİ bütün bunları temin ettiği yerli ve yabancı finans kaynakları ile gerçekleştiriyor.
Bursa’nın ve BUSKİ’nin bu yöndeki başarısı ile bir kent sakini olarak kıvanmamak mümkün değil.
BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın liderliğinde, yapacakları yatırımlarla Türkiye’de kayıp kaçak oranı en az il olma unvanını devam ettireceklerinin altını çizmiş.
Yozgat’ın halen şebekedeki yüzde 67’lik kayıp oranını dikkate aldığımızda, Bursa’nın 90’lı yılları aklımıza geldi.
O vakitlerde Bursa’da bu oran yüzde 65’lerdeydi. BUSKİ’nin kurulmasıyla birlikte gerçekleşen altyapı yatırımlarıyla o oran şimdi yüzde 20’lere kadar indirildi.
Şehirlerimizin kevgire dönmüş su şebekelerinin yenilenmesi için büyük finans kaynağına ve yatırımlara ihtiyaç var. Arıtılmış ve işlenmiş suyun yüzde 70’e yakınını toprağa kaptıran belediyelerimiz büyük bir kaynak israfı ile karşı karşıyalar.
Bu konunun üzerinde daha çok durulması gerekiyor.
Su temini artık dünyanın bir numaralı gündem maddelerinden. Kurak geçen mevsimlerde bunu daha çok hissediyoruz. İşlenmiş suyu toprağa kaçırmadan abonelere ulaştırmaya ağırlık vermeliyiz. Bu konuda belediyelerimizin ellerinden devlet olarak tutulmalı ve finans anlamında desteklenmeli.
Halk Eğitim Merkezleri kalkınmada öncü olabilir
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren ve Türkiye genelinde sayıları bine ulaşan Halk Eğitim Merkezlerine ülkemizin ‘kalkınmadaki öncüsü’ olma fırsatı verilmeli. Bunu bizzat uygulamanın içinde olan Osmangazi Halk Eğitim Merkezi Müdürü Mehmet Köse söylüyor.
Haksız da değil.
Yurt genelinde yüzbinlerce insan bu yolla meslek edinmiş ve iş kurmuş durumda. İstihdam garantili kurslara Bursa’da yoğun bir ilgi olduğunu biliyoruz. Osmangazi HEM Müdürü Köse, bu amaçla HEM’lerin zengin işlevinin halka iyi tanıtılmasını, altyapısı hazır olanlarının özel işletmelerle protokol imzalayarak ihtiyaç duyulan kalifiye eleman yetiştirilmesine yönlendirilmesini öneriyor.
Köse ayrıca, kursiyerelere meslek öğrenme faaliyeti boyunca ödeme yapılmasını, yine, altyapısı uygun HEM’lerin kalfalık ve ustalık belgesi verebilmesi gerektiğini de hatırlatıyor.
Bursa Osmangazi HEM olarak da buna altyapılarının son derece hazır olduğunun altını çiziyor.
Türkiye’de yetişmiş eleman sorunu var. Otomotiv fabrikaları ve diğer bir çok sanayi kuruluşu kalifiye eleman bulmakta zorlanıyor.
Biz de tıpkı Köse gibi Halk Eğitim Merkezlerinin bu ihtiyacı karşılayabileceklerini düşünüyoruz.
Köse’nin bu önerileri bakanlıkça yabana atılmamalı.
Sağlık ocağı tamam ilkokul da isteniyor
Bursa’nın bir dönem çöküntü bölgesi idi. TOKİ’nin bölgeye inşaa ettiği tartışmalı konutlarla birlikte sosyal donatı alanı ve tesisleri ihtiyacı da doğdu.
Kiremitçi ve Doğanbey mahallelerinin bugün eski yapılardan arınmış ve gökdelenleriyle eksikleri var. Sağlık ocağı eksiğinin biraz üst semtte, bölgedeki Ticaret Borsası aracılığıyla çözülme aşamasında olduğunu biliyoruz.
Şimdi semte bir de ilkokul isteniyor. Yer var mıdır bilmiyoruz ama öneriyi semt sakinlerinden, Bursa’nın sorunlarına duyarlı hemşerimiz Cemil Aydın yapmış.
Aydın, elektronik postamıza gönderdiği iletiyle, Doğanbey Mahallesi’ndeki Millet Bahçesi’nin yanına bir de okul yapılmasını talep ediyor. Yıkılan İller Bankası binalarının ve arkasındaki yapıların bulunduğu Millet Bahçesi’nin 18 dönüm alan üzerinde inşaa edildiğini ve yarım kaldığını hatırlatan Aydın, bölgedeki okul ihtiyacına dikkat çekiyor.
Aydın, 2 bin 747 daireye sahip Doğanbey semti ve civarında 15 bin nüfus yaşadığını da hatırlatarak, semte bir ilkokul yapılmasının elzemliğine değiniyor.
Galiba bunun için önce arsa tahsisi ve plan tadilatı gerek.
Bizden iletmesi.