6 Şubat depremlerinde Hatay ile birlikte 11 kentimiz etkilendi. Hasarın en büyüğü Hatay‘da idi. Ağır tahribat yaşandı. Binlerce insanımız depremde yaşamını yitirdi. Binalar yıkıldı, tarihi yapılar eserler yerle bir oldu.
Yıkılanlar arasında Hatay‘ın iki büyük mabedi de vardı. Biri Habibi Neccar diğeri Ulu Cami idi. Habibi Neccar’ı Konya, Ulucami’yi Bursa Büyükşehir Belediyesi ayağa kaldırma sözü verdi.
Bu konuda meclislerden kararlar çıkarıldı, bütçeye ödenekleri kondu. Konya mesafe aldı, hızlıca o camiyi ayağa kaldırdı. Bursa o işi bitiremedi.
Depremler sonrası 3 kez Hatay‘a gittik. Ağır bir yıkım tablosunu ve yeniden ayağa kaldırmak için devlet ve milletin canhıraş bir mücadelesini gördük.
Önceki gün Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıkladı. CHP‘li belediyelerin deprem bölgesinde çalışmalara engel olduklarını hatta Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nin söz verdiği Ulucami’nin yapımına başlamadığını söyledi.
Doğrusu biz de şaşırdık.
Yeni yönetim gerçekten o projeyi durdurdu mu?
Böyle olmadığı CHP’li Bursa Büyükşehir Belediyesi‘nden yapılan resmi açıklama ile ortaya çıktı.
Projenin Bilim Kurulu‘ndaki çok bilmiş adamların eksik imzası ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Hatay Anıtlar Kurulu bürokrasisine takıldığı duyuruldu.
Hatta bu konuda Bakan Kurum’dan da destek istendi.
Bursa verdiği o sözü tutmalı. Bürokratik oligarşi Türkiye‘nin gelişiminin önündeki en büyük engellerden biri.
Bu işi savsaklayan, geciktiren, yapmayan kim varsa da deşifre edilmeli.
Deprem konutları bitmiş, sıfırdan binlerce modern konut yapılmış, yıkık cami beyefendilerin keyfini ve imzasını bekliyor.
Karşılıklı suçlama değil, çözüm üretilmeli.
Hatay‘ın ve ülkemizin o değerli eseri daha fazla yerlerde sürünmemeli.
Bursaspor’u bekleyen tehlike
Sezonun ilk maçında Düzce‘de saha dışında yaşanan gelişmeler gösteriyor ki, Bursaspor sadece sahada değil dışarıda da birden çok etkenle mücadele edecek. Bursaspor taraftarına düşman ülke askeri muamelesi yapan Düzce Emniyet Müdürlüğü‘ndeki kendini bilmez kimi memurların kindar tavrı göstermiştir ki, bu sezon Bursaspor‘un işi hiç de kolay değil.
Gittiği her kentte şampiyonluğun favorisi bir takım olarak tahrik edilecek. Hem oyuncular hem teknik kadro hem yöneticiler hem de taraftarın üzerine gidilecek. TFF ve ilgili kurulları da Bursaspor‘a orantısız biçimde cezalar vermeye teşne durumda. Amedspor müsabakası sonrası 11 maçlık insafsız seyircisiz oynama cezasının nelere mal olduğunu, bu yüzden bir alt lige daha gönderildiğimizi iyi biliyoruz.
Bursaspor ‘un tüm bileşenleri, bütün bunları da hatırlayarak sakin ve temkinli olmalı.
Bu sezon da tüm cephelerden üstüne gidecekler. Kısa sürede transfer yasağını kaldırıp zımba gibi bir takım kuran, kent dinamiklerini harekete geçiren ve borçları temizleme yolunda önemli mesafeler alan yönetimin bütün bu olumsuzluklara karşı da hazırlıklı olmaları şart.
Dışarıda Bursaspor‘un bir maçta ipini çekebilecek bir şer atmosferi olduğu hatırdan çıkarılmamalı.
Ligin ortalarına gelmeden şampiyonluğumuzu garantilemeliyiz.
Takımdaki tecrübeli oyuncularımıza da bu konuda büyük sorumluluk düşüyor.
Diğer tüm takımlar, TFF ve tüm şer cepheleri şunu bilmeliler ki, Bursaspor bu ligin takımı değil.
O ait olduğu lige dönmek zorunda.
Bu uğurda ne yaparlarsa yapsınlar Bursaspor bunu başaracaktır.
Düzcespor‘u 2-0 gibi net skorla yenip sezona deplasmanda aldığı 3 puan ile başlayan futbolcularımızı ve teknik kadroyu tebrik ediyoruz.
Devamı kesintisiz gelmeli.
Eğitime destek için seferber olan mahalle
Okumanın, çocuk okutmanın da zor olduğu sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Asgari ücretli, kirada oturan ve birden fazla çocuğunu okula gönderen ailelerimizin işi kolay değil. Onlara destek olmak gerekiyor. Hele, kayıt için velilerden yasadışı talep edilen bağış rakamlarını duymak bile istemezsiniz. Bakmayın siz bakanların her yıl kayıtta bağış isteyen okul müdürlerine dönük tehdit ve danışıklı dövüşüne. Yüksek tarifeli o sistem tıkır tıkır işliyor.
Bir de mahallesini eğitime destek için harekete geçirenler var.
Osmangazi ilçemizin Sakarya Mahallesi bunu her eğitim öğretim yılı başında yapıyor. Mahalle Muhtarlığı ve derneği, varlıklı sakinlerden topladıkları paralarla ihtiyaç sahibi ailelere eğitim yardımı ve kırtasiye desteği sağlıyor.
Muhtar Nusret Aydın bu yıl da onlarca aileye o katkıyı yaptı. Mahalle ana baba günü gibi eğitim yardımı almak için toplaştı.
Bunlar dayanışmanın güzel örnekleri. Bir çift kalem ve defteri alamayacak kadar zorlanan aileler için gerçekten büyük bir katkı. Zarf içine konmuş harçlıklar da aileleri ve çocukları sevindirmiş.
Sakarya Mahallesi bunu üniversite öğrencileri için de yapıyor. Onlara da burs veriyor.
Nusret Muhtarı ve ekibini, ayrıca bu fona destek veren mahalle sakinlerini kutluyoruz. Karınca kararınca zordaki ailelere omuz veriliyor.
Bundan daha güzel ne olabilir ki?