Kaplıca, termal su kenti olarak bilinen Bursa bundan bir kaç yıl önceye kadar Avrupa Termal Kentler Birliği EHTTA‘ya üye idi. Ancak dönemin Büyükşehir Belediyesi yönetimi buradaki üyeliği gereksiz olarak değerlendirip, tasarruf gerekçe gösterilerek meclis kararıyla EHTTA‘dan ayrıldı.
Oysa, Brezilya‘dan, İspanya‘dan, Fransa‘dan, Almanya‘dan, Yunanistan‘dan bile termal kentlerin üye olduğu o birlikte Türkiye‘den sadece Afyonkarahisar kaldı.
Şimdi o birlikte bulunmanın kaymağını ise Afyon ilimiz topluyor. Birliğin üye şehirler için yayınladığı paket tur listesinde Türkiye‘den sadece Afyon‘daki termal konaklama tesisleri yer alıyor. 2 ila 7 gecelik konaklama fiyatları da 500 ile 1440 Euro arasında değişiyor.
Bursa bizce bu birlikte olmalıydı. Diğer Avrupa kentlerinin böylesi bir ihtiyacı yok. Turist zaten buralar kendiliğinden gidiyor. Hatta gelmesi de istenmiyor.
Bursa‘nın konaklama tesislerinin turiste, ülkemizin dövize ihtiyacı var. Kentimizin böylesi doğal zenginliğini pazarlamak şart.
Bunun yolu da böylesi örgütlerden, geniş turizm ağlarından geçiyor.
Bursa bu birliğe geri dönmeli. Eğer, aidat sorun ise bunu konaklama tesisleri kendi aralarından toplayıp karşılayabilirler.
Bursa‘yı kaybettiği o termal kent hüvviyetine yeniden kavuşturabilmek için Avrupa kentlerinde de pazarlamak gerekiyor. Türkiye‘den sadece Afyon‘un üye olduğu o birlikte Bursa da yeniden yerini almalı.
Bursa‘nın termal konaklama tesislerinin yöneticileri bu konudaki taleplerini Büyükşehir Belediyesi‘nin yeni yönetimine iletmeli. Başkan Mustafa Bozbey‘in buna soğuk bakacağını sanmıyoruz.
Bursa‘nın var olan bu zenginliği uluslararası örgütlerde de hissedilmeli. Bütçeye masraf oluyor diye buralardan ayrılmak Bursa‘yı uluslararası arenadan uzaklaştırır.
Bursa‘daki termal belgeli işletmelerimizin bu adımı atmalarında yarar var. Büyükşehir Belediye Meclisi de gereğini yapacaktır.
Bursa dururken Afyon‘un böylesi kuruluşlarda öne çıkması kentimize bir haksızlıktır.
İMO Bursa Şube’nin öneri ve uyarıları dikkate alınmalı
Hafta sonu basınla buluşmalarına katılamadık ama İMO Bursa Şube Başkanı Atilla Erdem‘in kentin seçim sonrası yeni yönetim anlayışına dönük ikaz ve önerileri yabana atılacak türden değil.
Erdem, kenti ve kentliyi yakından ilgilendiren konularda, ‘Ben yaptım oldu’ anlayışını İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak asla kabul etmeyeceklerini vurgulamış.
Yeri geldiğinde uyarı yeri geldiğinde de destekleyecekleri proje ve kararlar da olacağını anlatan Erdem’in yeni dönemde Bursa‘yı ve Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyelerini yakından izleyecekleri anlaşılıyor. Bu sözler bir ara durağanlaşan İMO‘nun önümüzdeki süreçte kent adına söyleyeceği çok şey olacağını işaret ediyor. Bundan kent kazanır.
Yanlışa daha baştan dur demekten Bursalılar kazançlı çıkar. İMO‘nun, bilimin ışığında her karar ve projeyi takibe alacağı anlaşılıyor.
Kent anayasası olarak bilinen 2050 hedefli 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı‘nın hazırlanmasında tüm belediyelerin, devlet kurumlarının ve tüm akademik odaların yer alacağı şeffaf bir süreç çağrısının da altı çizilmeli.
Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetiminin, buna dar bir çevre ile başladığı duyumları da alıyoruz.
Bu da sürece yara verir.
CHP Bursa’ya kayyum mu atadı?
Bursa‘nın, 31 Mart yerel seçimleri sonrası Büyükşehir Belediyesi‘nin 2 numaralı isminin kim olacağı merak ediliyordu.
O merak önceki gün giderildi. Adana Büyükşehir Belediyesi‘nin eski Genel Sekreteri Ergül Halisçelik Bursa’ya atandı .
Acaba bu atamada Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey‘in rızası var mıydı?
Bunu bilmiyoruz.
Ancak, CHP Genel Merkezi‘nin Bursa‘ya bu görev için farklı isim önerileri yaptığı biliniyordu. Eski vekillerden, belediye başkanlığı seçimlerini kaybetmiş eski milletvekillerinden, İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nden çokça isim dolaştı.
Bursa ile en ufak bir bağlantısı olmadığı konuşulan Halisçelik’in kenti, sorunlarını, ilçelerini, mahallelerini tanıması için acaba kaç ay veya kaç yıl gerekecek?
Bursa‘nın bu iş için kaybedecek zamanı var mı?
CHP, bürokrat atamalarında sözünü geçiremediği yeni Başkan’ı izlemesi ve kendilerine rapor etmesi için buraya halk diliyle, kayyum mu gönderdi?
Bursa‘nın ve siyaset kurumunun geçmişte bünye dışından yapılan bu tür görevlendirmelerden çok kazançlı olmadığını biliyoruz.
Büyükşehir’de Halisçelik kalıcı olur mu?
Hepsini zaman gösterecek.
Bursa‘nın çözüm bekleyen çok sorunu var. Adanalı bir bürokrat dolu CV‘sine rağmen bunların çözümüne ne kadar katkı koyabilir?
Başka bir ifadeyle, Başkan Bozbey’in yükünün ne kadarını alabilir?
İzleyip göreceğiz.