Siz, bir kentin göbeğine termik santral kurulmasında sakınca görmez ve onay verirseniz, Bursa ve Bursalılar da sizi unutmaz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ÇED İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) üyelerini bu şehrin sakinleri er ya da geç öğrenecektir.
Onlar Ankara’da, masa başında Bursa’yı kirletici tesise izin verdikleri için bu şehirde hayırla anılmayacaklarıdır.
DOSAB Termik Santrali’ne ÇED uygun raporu verenlerin hiç birinin bu şehri düşündüğünü sanmıyoruz.
Onlar, ‘kara’ imzalarıyla DOSAB Termik Santrali’nin yapımına izin vererek bu kentin geleceğini, nesillerini de kirliliğe mahkûm etmişlerdir.
İtiraz neyi değiştirir bilmiyoruz?
Zira daha evvel toplanan binlerce imzanın İDK için çok bir alam ifade etmediği görüldü.
Şimdi yine itirazlar var.
İmzalar toplanıyor, halkın tepkisi sürüyor ama ÇED’e onay çıkmış durumda.
Olay’ın dünkü manşetinde, ibretlik gelişmenin detaylarını arkadaşımız Aykut Güngör aktardı.
Eğer son aşama olan yargı bu tesisin yapımına engel olmazsa, bilin ki, bu işin devamı gelecek, diğer organize sanayi bölgeleri termik santral için sıraya girecektir.
Marka kent hedefiyle yola çıkmış Bursa’da kötü örnek teşkil edeceğini düşündüğümüz tesis, şehirde faaliyet gösteren Bursa OSB, NOSAB, GÜSAB, Çalı, Kayapa, Akçalar, Kestel organize sanayi bölgelerine de müktesep hak doğuracaktır.
Bugünden tezi yok, Bursa merkez ve yakın çevresinde ne kadar organize sanayi bölgesi varsa, hiç gecikmeden Valilik ve İl Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne termik santral için ön başvurularını yapmaları bir hak olacaktır.
Aksi halde, sanayi bölgeleri arasındaki enerji temininde haksız rekabet meydana gelecektir.
Son söz;
Genel seçime ramak kala, tepki gören DOSAB Termik Santrali’nin ÇED onayını deklare etmek, herhalde bir siyasi iktidar için büyük cesaret olsa gerek.
16 yılda değişen ne?
Haftasonu, barakadan 3 dönem sonra yeni hizmet binasına kavuşan ve görevdeki 16 yılın değerlendiren CHP’li Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’i dinledik.
Bozbey 16 yıldır aynı şeyleri söylüyor.
Büyükşehir belediye başkaları ile kapışmayı her seçimde siyasi avantaja dönüştürdü.
1999’da kendi partisinin Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser ile 2004’de AK Partili merhum Hikmet Şahin ve 2014’sonrası da aynı partili Recep Altepe ile anlaşmazlığa düştü.
Bozbey 4. dönemin ilk yılının değerlendirmesini yaparken Büyükşehir Belediyesi’ne çok göndermede bulundu.
Bekletilen planlardan, el konulduğunu iddia ettiği tesislere ve vazgeçilen davaları hatırlattı.
Diyalog çağrısı yaptı.
Bozbey’in Altepe’ye diyalog çağrısı yaptığı saatlerde Nilüfer Belediyesi ekiplerinin Çatalağıl’da Büyükşehir Belediyesi tabelalarını söktüğüne dair fotoğraflar sosyal medyaya düşmüştü.
İki başkan arasına köprüler zaten çoktan atılmıştı.
Bunun, Gezi kalkışması sonrası hız kazandığını biliyoruz.
Nilüfer’de toplanıp, kent merkezine yürütülen ve geçtikleri güzergâh üstündeki yol, köprü, kavşak ve tabelalara AK Parti hükümeti, lideri ve ailesine dönük ağır küfürler yazan eylemcilerin arkasında Bozbey’in olduğunu düşünen Altepe’nin, o tarihten itibaren Başkan’a mesafeli durduğunu duymuştuk.
Son dönem Büyükşehir Belediye Meclis oturumlarında da Altepe’nin Bozbey’e şimdiye dek alışık olmadığımız karşılıklar verdiğine şahidiz.
4 yıl böyle gider mi bilmiyoruz?