Türkiye, Bolu Kartalkaya’da kaybettiği canlarının yasını tutuyor. 78 yurttaşımız hatalar ve ihmaller zinciriyle hazin bir şekilde yaşamdan koparıldı.
Kartalkaya’daki çok katlı turizm tesisisin, yangın planlarının olmayışı ve eksiklerinin bugüne dek giderilmeyişi büyük bir trajediye yol açtı.
Günlerdir televizyon ekranlarında yangındaki sorumlunun veya sorumluların kim olduğu tartışılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanı ve Bolu Belediye Başkanı’nın karşılıklı sorumluluk atışmaları sürerken, bir yandan da kimlikleri tespit edilen vatandaşlarımızın defin işlemleri yapılıyor.
Dün ise gazetelere vahim bir iddia yansıdı.
İddia diyoruz, çünkü bunu yapmanın büyük bir sorumsuzluk olabileceğini düşünmek bile istemiyoruz.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, yangınlara müdahalede öncü olarak adlandırılan bir aracı satarak makam aracı aldığı, vergi istisnasından faydalanmak için de itfaiyeye kazandırılan lüks marka SUV otomobili kendi makam aracı olarak kullandığı iddiası ortaya atıldı.
İddia gerçekten çok vahim ve düşündürücü.
Acaba, öncü aracın satışı ekonomik ömrünü doldurduğu için mi gerçekleşti? Yoksa iddia edildiği gibi makam aracı için mi satıldı?
Düşünmek istemiyoruz.
İtfaiyede, makam aracı almak için mevcut söndürme filosundan eksiltmeye gidilmesi büyük bir akıl tutulmasıdır.
Buna inanmak dahi istemiyoruz.
Eğer iddialar doğruysa, Başkan Özcan’ın bu aracı makam aracı olarak kullandığı, müdahale için gerekli diğer yüksek merdivenli araç eksiklerini gidermediği anlaşılıyor.
Belediyelerimizin, belki kırk yılın başında ihtiyaç duyuluyor gibi görülen yangın araç gereç, bina, personel ve diğer donanımlarını eksiksiz bulundurmaları gerekiyor. Sadece belediyelerimiz değil, yönetmeliklerle istenilen şartları tüm kuruluşların, işletmelerin de karşılaması kaçınılmazdır.
Kartalkaya faciası Türkiye’ye büyük bir acı ve ders olmuştur.
Bundan kurumlarımızın, belediyelerimizin, turizm tesislerimizin ve diğer firmalarımızın da kendince dersler çıkarmaları gerekiyor.
Ağır kayıplara yol açan böylesi bir facia sonrası elbette hukuk gerekeni yapıyor. Bu yüzden 14 kişi gözaltında.
Fakat, bizim de yurttaş olarak sorgulama görevimiz var. Tatil yeri araştırırken, gitmek istenilen tesisin can ve mal güvenliği için aldığı tedbirleri de sorgulamalıyız. Ucuzluğuna ve kalitesine bakarken, bunları da aklımızın köşesinden çıkarmamalıyız.
Büyükşehir statüsü olmanın avantajları
Kartalkaya otel yangını gösterdi ki, illerdeki yetki tartışmalarının aslında 6360 Sayılı Bütünşehir kanunu ile en azından 30 büyükşehir için ortadan kaldırıldığı anlaşılıyor.
Bursa, 1987’den beri Büyükşehir statüsündeki illerimizden biri. Bu sayede il sınırlarına kadar Büyükşehir Belediyesi’nin birden çok yetkisi var. Bursa’nın bu statüyle birlikte Uludağ’da güçlü itfaiye teşkilatı bulunuyor.
Çünkü;
Bütünşehir yasası, bu statüdeki belediyelere il sınırlarında, yangınlara müdahale, çöp bertaraf, cenaze defin, büyük ölçekli planlama, içme ve kullanma suyu temin ve atıksu bertarafı, katı atıkların bertarafı, çevre, eğitim, kültür sanat gibi halkın genelini ilgilendiren çoğu alanda tek yetkili kılmış durumda.
Bunların İl Özel İdareleri tarafından yeterince yürümediği geçmişte görülmüş ki, 2005’te 6360 Sayılı Bütünşehir Yasası çıkarılmış.
Keşke, Bolu ilimiz de Büyükşehir statüsünde olsaydı ve kayak merkezi Kartalkaya’da itfaiye teşkilatı konuşlandırılsaydı. 78 canımızı yitirdikten sonra bunları konuşmak ne kadar doğrudur bilmiyoruz ama Türkiye hızlıca Büyükşehir sayısını artırmalı. Kentlerin yönetimi, Ankara’dan değil, il merkezlerinden, güçlendirilmiş ilçe belediyeleri ile birlikte yürütülmeli.
Ankara’ya bağlı denetim mekanizmalarının böylesi sıkıntılara yol açtığı bir kez daha acı biçimde görülmüş oldu.
Dağ ilçelerine TOKİ konutları piyangosu
6 Şubat Kahramanmaraş ve Hatay depremleri gösterdi ki, devlet vatandaşı için inşaa ettiği konutları sarsıntıda hasar almayacak şekilde, yönetmeliklerin istediği koşullara göre sağlam biçimde yapıyor.
İlimizin güneyindeki Dağ ilçelerinden Orhaneli, Keles, Harmancık ve Büyükorhan’da TOKİ’nin yapacağı 665 konutun ihale tarihleri açıklanmış.
Bunların içinde ilk kez TOKİ konutu ile tanışacak olan Büyükorhan ilçesi de var. Diğer üç ilçede daha evvel bir ve ikinci etap TOKİ konutları yapılmıştı.
TOKİ’nin 2 senede tamamlayıp hak sahiplerine teslim edeceği konutların 152 adedi Harmancık, 103 adedi Büyükorhan, 270 adedi Orhaneli ve 140 adedi de sosyal donatı tesisleriyle birlikte Keles’e kazandırılacak.
“İlk Evim” projesiyle Dağ ilçelerine inşaa edilecek konutların yanı sıra önümüzdeki günlerde Bursa’nın diğer ilçelerinde ve merkezinde yapılacak TOKİ sosyal konutlarının ihale tarihlerinin de netleşmesi bekleniyor.
Kuraları daha evvel çekilen sosyal konutların yapımına 6 Şubat depremleri sonrası başlanamamış, devlet konut yapım ağırlığını 11 depremzede ilimize kaydırmak zorunda kalmıştı.