Televizyon ekranlarında son günlerde Doğu ve Güneydoğu’daki kimi yerleşimlerde kamuya ait iş makinelerinin terörist eylemler için kullanıldığını görüyoruz.
Bunlar, HDP’li belediyelerin işbaşında olduğu yerleşimlerde yaşanıyor.
Düşünün, halka hizmet için kamu kaynaklarıyla satın alınmış makineler, bölücü örgüt tarafından sokak ve caddelerin hendek kazılmak suretiyle kapatılmasında, patlayıcı nakli ve yerleştirilmesinde kullanılıyor.
Batı kentlerimizde inanın bunu akıldan bile geçiremezsiniz.
5216 Sayılı Büyükşehir ve 5393 Sayılı Belediye Kanunu görevini kötüye kullananlar için önemli yaptırımlar içermektedir.
Keza, ceza kanunlarımız da seçildiği görevin sorumluluklarını yerine getirmeyenler için neler yapılması gerektiği açık biçimde belirtmektedir.
Öz yönetim safsatasıyla kanton bölgeler oluşturmak ve sözde buraların kontrolünü ellerine geçirmek isteyenlerin başarılı olmadıklarını da görüyoruz.
Bölgedeki halktan beklediği desteği bulamayan bölücüler, ağır kayıplarla sözde öz yönetim bölgelerini terk ettiler.
Peki, iş makinelerini bölücülerin emrine tahsis eden ve Türkiye Cumhuriyeti yasalarıyla seçildikleri koltukları ayrılıkçıların emirlerinin yerine getirildiği yerlere dönüştüren belediye başkanlarına ne demeli?
Herhalde, İçişleri Bakanlığı gereğini yaptı.
Sözde öz yönetim ilan ettikleri yerleşimlerin belediye başkanlığı koltuklarından uzaklaştırıldılar.
Yeterli mi?
Elbette değil.
Bir daha siyasi haklarını da kullanamamalılar.
Kamuya ait makinelerini, başkaldırı, ayaklanma eylemlerine tahsis edenler, Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde kanton bölge provalarına kalkışanların kamu ile ilişiği kalabilir mi?
Yerel yönetimler halka hizmet için vardır.
Halka hizmet yerine ayrılıkçı emeller ve kalkışma eylemlerine yönelenlerin o koltuklarda işi olamaz.
Görevden el çektirilen ve tutuklanan belediye başkanlarına ayrıca kamuya verdikleri zarar da tazmin ettirilmeli.
Belediye başkanlarının bize göre asıl sorumluluğu şudur:
Seçildikleri süre zarfında, kendilerini o göreve getiren hemşerilerinin yaşam kalitesini yükseltmek.
Emri altındaki araç, gereç ve personel sadece bu amaçla kullanılır.
Teröre, ayrılıkçılığa ve yasadışı işlere bulaşanlar o koltuklara oturamazlar.
Yarım asırlık okul
Bursa’nın en köklü okullarından biri daha Büyükşehir Belediyesi tarafından yenileniyor.
Hafta sonu Bursa İmam-Hatip Lisesi’nin yeni binasının temel atma töreni gerçekleştirildi.
50 yılda kent ve ülke yönetimine önemli isimler yetiştirmiş okulun yenileme işini Büyükşehir Belediyesi üstlendi.
25 milyon TL harcanarak içinde 51 derslik, spor salonu ve yurdu da olan dev bir kompleks yapılacak.
Bursa’daki İmam-Hatip camiasının üst örgütü BİHMED, bu yüzden okulun yapımını üstlenen Başkan Recep Altepe’ye müteşekkir.
Büyükşehir Belediyesi’nin, sadece İHL’yi değil, şehrin diğer köklü okullarını da yenilediğini biliyoruz.
Yerel yönetimlerin eğitime yatırım yapmasını sağlayan yasal düzenlemenin, bu tür projelerle ne kadar yerinde olduğu anlaşılıyor.
Konsey’in üye sayısı azaldı mı?
Merhum Semih Pala’nın ölümünün ardından Bursa Kent Konseyi’nde başkanlık için seçim yapılacak.
Şimdilik iki adayın adı geçiyor. Biri Hasan Çepni diğeri Şehmus Seviş.
Ancak, seçim öncesi Konsey’in üye sayısında azalma olduğu konuşuluyor.
Daha evvel bin 200’lerde olan STK sayısının 400’ün altına indirildiği ve kentteki muhalif bazı meslek odalarının da listede olmadığı ileri sürülüyor.