Siyasi kriz ve hükümet belirsizliğini ortaya çıkaran 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarına ilişkin daha uzun süre değerlendirme yapılacağa benziyor.
Elbette, ülkenin hükümetsiz kalması düşünülemez.
NTV’de önceki gece, Mehmet Barlas bu durumu yorumlarken, “Hiçbir uçak havada kalmaz. Şu ya da bu şekilde, muhakkak iner” ifadelerini kullandı.
Buna benzer bir tespiti, Bursa‘nın usta habercilerinden, bir süre önce kaybettiğimiz merhum Erdal Çolak ağabeyimiz de yapardı.
O da, “Hiçbir yangın ilelebet sürmez. Arsa kurtulur, yangın yine de söner” derdi.
Türkiye’nin de hükümetsiz bırakılacağına ihtimal vermiyoruz.
Fakat, hemen her kesimde, kurulacak olası koalisyon hükümetinin uyum ve sürdürülebilirliği konusunda çekinceler var.
Liderler, sandığın mesajını aldıklarını sanıp, kırmızı çizgi olarak tanımlanan vazgeçilmezlerinde ısrar ederlerse, hükümet kurulamaz ama, henüz 7 Haziran’ın dumanı tüterken yeni bir seçimin kapısı aralanır.
Bu çerçevede, sandıktan niçin böyle bir tablo ortaya çıktı?
Biz bugün biraz buna değinmekte yarar görüyoruz.
Kararsızlar sırt mı döndü?
2 Haziran akşamı Olay TV‘de meslektaşlarımızla birlikte Bursa’nın siyasi parti il başkanlarını ağırladık.
O gece 3 saat boyunca, seçime 4 kala başkanları tek tek tek stüdyoya konuk edip, sorular yöneltmiştik.
AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun, CHP İl Başkanı Zafer Yıldız, MHP İl Başkanı Yüksel Yılmaz, HPD İl Eş Başkanı Yüksel Akgün,Vatan Partisi İl Başkanı Nadir Erol ve SP İl Başkanı Mehmet Atmaca ile konuşurken, başkanlar son ana kadar safını gizleyen yüzde 10’luk kararsız seçmen varlığına dikkat çekmişlerdi.
4 Haziran tarihli makalemizde bu durumu, kararsız seçmenin tercihini bizim kadar il başkanlarının da merak ettiğini vurgulayarak aktarmıştık.
O kararsız seçmen, tam olarak nereye gitti bilmiyoruz?
Şu bir gerçek ki, sandıkta en büyük oy kaybı yaşayan siyasi hareket bu kez AK Parti oldu.
Yüzde 9’luk düşüş oranı, AK Partililerin hiç de tercih etmeyecekleri bir sonuç olarak sandıktan çıktı.
Bu durumda, şöyle bir çıkarımda bulunulabilir mi?
Son ana kadar kararsız gözüken seçmenin önemli bir bölümü AK Parti’ye sırt mı döndü?
Başka bir ifadeyle, sonucu kararsızların belirleyeceğini düşünen il başkanlarının korktuğu şey başına mı geldi?
AK Parti açısından, yüzer gezer oy olarak tanımlanmayan seçmen kitlesinin 2011‘e göre 4 yıl sonra niçin kendilerinden uzaklaştığı, sanırız çok irdelenecektir.
AK Parti gönüllüsü bu büyük kitlenin tekrar dönüşü sağlanabilecek mi?
13 yıl sonra parti eğer bir düşüş eğilimine girmişse, dönüşün kolay olmayacağı söylenebilir.
Kürt oyları niye alınamadı?
Dün gece bir dostumuz aradı.
Bursa‘dan ilk kez vekil çıkaran HDP‘nin varlığına dikkat çekti ve AK Parti’nin kentteki Kürt seçmenden niye oy alamadığının da iyi sorgulanması gerektiğini anlattı.
7 Nisan’da açıklanan listeye Doğu ve Güneydoğu kökenli bir ismin seçilebilir sıraya konulmamış olmasının HDP’ye Bursa’dan bir vekil armağan ettiğini ileri süren dostumuz, “Liste yapanlar, Bursa’da böyle bir adaya niçin gerek duymadılar, bunun hesabını vermeliler” diye konuştu.