2014 yerel seçimleri öncesi yasalaşan 6360 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu radikal bir yerel idare reformuydu.
O vakit çokça konuşuldu, tartışıldı.
Uygulama, 30 kentin il sınırlarını Büyükşehir Belediyesi sınırı ilan ediyordu.
Muhalefet direnç gösterdi.
MHP, üniter yapıyı zedeleyeceğini öne sürdü.
CHP, belediyelerin, İl Özel İdarelerinin referandumsuz kapatılmasını hukuka ve demokrasiye aykırı olduğunu öne sürdü.
Anayasa Mahkemesi, muhalefetin bütün bu endişe ve gerekçelerini yersiz buldu.
Yasanın yürürlüğe girmesinin üzerinden epey bir zaman geçti.
30 kentte İl Özel İdareleri kapandı, 2 binden fazla belediyenin tüzel kişiliği sona erdi.
Köyler mahalle oldu, ilçe belediyelerinin gelirleri azaldı, hizmet yükü Büyükşehir’e geçti.
Yasanın mimarlarından biri olan Başbakanlık eski Müsteşarı ve İçişleri eski Bakanı Efkan Ala önceki akşam Seçim Özel programında Olay TV‘de konuğumuzdu.
Ahmet Emin Yılmaz Ağabeyin moderatörlüğünde meslektaşlarım Feridun Eyüpolu ve Mustafa Özdal ile birlikte kendisine sorular yönelttik.
Şüphesiz, 6360’ın mimarı olan Ala’yı karşımızda bulmuşken, yasanın uygulama sonrası geri dönüşümleri ve eksiklerinin bulunup bulunmadığını sormamak olmazdı.
Epeyce bir zamandır ilçe belediye başkanları Bütünşehir Yasası ile birlikte kendi gelirlerinin azaldığını iddia ediyorlardı.
Bu duruma Bakan Ala da hak verdi.
Nitekim AK Parti‘nin 1 Kasım seçim beyannamesinde, ilçe belediyelerinin gelirlerini artırıcı taahhüt de vardı.
Ala, “Reformun üstüne reform yapılmalı ki, eksikler, aksayan yönler giderilsin” sözleriyle, seçim sonrası halktan yetki almaları durumunda, yeni düzenlemelere gidilebileceğinin sinyalini verdi.
Yasanın Türkiye için doğru bir adım olduğunu altını çizen Ala, kırsala hizmet götürülerken çiftbaşlılığın ortadan kalktığını, İl Özel İdaresi ve belediyelerdeki araç-gereç ve iş gücünün tek elde toplanarak hizmetin hızlandırıldığını anlattı.
Buna bir de örnek veren Ala, İnegöl‘de Büyükşehir Belediyesi ile BUSKİ Genel Müdürlüğü‘nce yapılan bir sulama tesisinin açılışını yaptıklarını ve bir diğerinin de temelini aynı anda attıklarını, Özel İdare ve diğer kamu kurumlarıyla bu tür projelerin hızlı yapılamayacağını vurguladı.
6360 Sayılı yasayı 30 kente yaymadan önce İstanbul ve Kocaeli‘deki başarılı örneklerden yola çıktıklarını dile getiren Bakan Ala, alınan kararın Türkiye için faydalı olacağını, fakat eksik ve aksak yörnlerinin de geri bildirimler sonrası ortaya çıkacağını, bunlardan birinin ilçe belediyelerinin gelirlerinin artırılması diğerinin de kırsalda hızlı hizmet beklentisi olduğunu söyledi.
Vatandaşın mahalle olur olmaz bütün hizmeti hemen beklediğini, bunun da doğal olduğunu, ancak sistemin yaygınlaşmasının zaman istediğini, vatandaşın beklentilerine karşılık vermemin çok da uzamaması gerektiğini bildirdi.
Ala, yeni mahallelerde köylünün eskiden mera, yayla olarak kullandığı ortak alanların ve mülklerin yine köy statüsündeymiş gibi bedelsiz kullanmaları ihtiyacının görüldüğünü, düzenlemede bu eksiğin de giderilebileceğini aktardı.
Ala’nın sözlerinden 1 Kasım sonrası Büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile mahalle olan köyleri yakından ilgilendiren yeni adımlar geleceğini görüyoruz.
Bakan bir başka soru üzerine de, 7 Haziran‘da seçmene vaatlerde, konuyu detaylandırıp, açmadıkları için ‘hata’ ettikleri itirafındada bulundu.
Deneyimli kamu yöneticisi Ala’yı dinleyince, Bursa belediyelerinin yeni dönemde şanslı olacaklarını düşünüyoruz.