1 Kasım seçimleri ezici AK Parti zaferiyle sonuçlanınca, gözler belediyelerden gelecek hizmetlere çevrildi.
Sandıkları dolduran ve Türkiye ile Bursa ortalamasının çok üstüne çıkan mahalleler gözlerini belediyelere dikti.
Seçim geneldi ama, hizmet beklentisi yerele döndü.
1 Kasım sonrası genel vaatler kadar, yerel hizmet beklentisi de üst sıralara tırmandı.
Seçim öncesi bir yolunu bulup siyasileri, belediye başkanlarını sıkıştırıp hizmet alanlar avantajlı.
Ama sıraya girip, bekleyenlerin artık ellerinde güçlü bir argüman var.
Muhtarlar, “Biz sandıkları doldurduk, sıra şimdi sizde. Haydi bakalım, bir an evvel istediğimiz hizmeti yapın” diye belediyelerin kapılarını aşındıracaklar.
Gerçi, Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçe belediyelerinin de son dönem hizmeti yaygınlaştırdığını biliyoruz.
Ağırlık Büyükşehir’in üstünde.
Büyükşehir’in kent merkezi başta olmak üzere kırsaldan gelen hiçbir talebi geri çevirmediği bir gerçek.
Yaz aylarınıda hazırlanan kışlıklar için salça makinesine varıncaya kadar her talebi karşılayan Büyükşehir Belediyesi’nden 1 Kasım sonrası istekler daha da artacak.
Sadece Büyükşehir değil, rekor seviyede oy oranına ulaşılan ilçelerde ilçe belediye başkanlarının işi de zor.
Ziraa, AK Parti Bursa’nın merkez dışındaki ilçelerinde yüzde 65 oy ortalamasına ulaştı.
Örneğin;
iki ilçe var ki, buradaki sonuç Bursa’nın çok üstüne çıktı.
Biri Büyükorhan.
Diğeri İnegöl.
Büyükorhan’da yüzde 73‘lük oy oranını İnegöl’ün yüzde 70 ile takip ettiğini biliyoruz.
Dolayısıyla, buralardan genel ve yerel iktidarlara gelecek taleplerin daha fazla olacağını ve öncelik beklentisinin de had safhaya çıkacağını düşünenlerdeniz.
Vatandaşa hizmetin eşit dağıtılması gerekir.
Verilen oy oranına bakılmadan.
Fakat, bunun da oyla beslenen siyasiler için bir gösterge olduğunu söyleyebiliriz.
Seçim öncesi Olay Televizyonu‘nda konuk ettiğimiz İçişleri eski Bakanı ve Bursa Milletvekili Efkan Ala‘nın bir sözü dikkatimizi çekmişti.
Bakan Ala, çıkarılan 6360 Sayılı Bütünşehir Yasası’nın önemine vurgu yaparken bir şeyin üstüne basa basa vurgulamıştı.
“Göreceksiniz; 4 yıl içinde Bursa’da hizmetin gitmediği yer kalmayacak. Kırsal başta olmak üzere hemen hemen halkımızın bütün beklentilerini karşılayacağız” diyerek iddialı bir ifade kullanmıştı.
Ala’nın bunu, yerel yönetimlerin geniş hizmet yelpazesi, gelir, araç gereç ve personel ile yaygın hizmet ağına dayandırarak söylediğini düşünüyoruz.
Bu iddialı söylem hem Büyükşehir hem de ilçe belediyelerinin işini de güçleştirecek.
Bir bakıma bu sözler onları da bağlamış durumda.
Hızlı hizmet beklentisi içindeki bölgelerin bu anlamda siyasi baskı yapacaklarını söyleyebiliriz.
Artacak yerel yönetim gelirleri, isteklerin hızlı biçimde karşılanması beklentisini de beraberinde getirecektir.
Nitekim bu konuda da bir çalışma yapılacağı dillendiriliyor.
Lafın özü şu:
AK Parti belki kendisinin de beklemediği bir düzeyde halk desteğini arkasına aldı.
Bursa’daki yüzde 54’lük oy diğer siyasi partilerin belki de rüyalarında bile göremeyeceği bir oran.
Bursa’da Demokrat Parti sonrası bu düzeyde bir oy oranı yakalanmamıştı.
Halk desteğini alırken 78 milyona hizmet yükümlülüğünü, seçmeni direkt ilgilendiren vaatleri yerine getirme sorumlululuğunu da sırtlamış oldu.
AK Parti önümüzdeki 4 yılda bekleneni veremez, vaatlerini tam olarak yerine getiremezse, hem yerel hem de genel seçimde 7 Haziran‘ın akıbetine uğrayabilir.
Bu da, önce 2019 sonra 2023 hedeflerinin şaşmasına yol açabilir.