Türkiye‘nin gündemi terör belasını kilitllenmiş durumda.
Ülkemizin dört bir yanı ateş çemberi.
Bölücü örgüt Doğu ve Güneydoğu‘da hemen her gün farklı noktalarda eylemler yapıyor, güvenlik güçlerimizi şehit ediyor, devletin kurum ve kuruluşlarına, özel sektör yatırımlarına saldırıyor.
TIR’ları, araçları, iş makinelerini ateşe veriyor.
Yeniden arka arkaya gelen şehitlerimizin acısı yüreklerimizi dağlamaya başladı.
Yerel gündemimiz de bir hayli sıcak.
Terör gündemi arasında çok öne çıkamıyor.
Daha geçen hafta Bursa‘nın ortasına Demirtaş Organize Sanayi (DOSAB) Bölge Müdürlüğü tarafından kömürle çalışacak termik santral kurulmasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ‘olur’ verdi.
Bu kararın henüz imza müreakkebi bile kurumadan Orhaneli ilçemizin iki mahallesinde Koza Altın şirketince çıkarılması planlanan altın ve gümüş cevheri için ÇED öncesi halkın bilgilendirilmesi toplantısı yapıldı.
Haberin detaylarını gazetelerden okumuşunuzdur.
İlçenin Akalan ve Sögüt mahallelerinde açık ocak yöntemiyle çıkarılacak cevher için Bursa İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü uzmanlarıyla şirket yetkilileri halkı bilgilendirdiler.
Ancak, Akalan’dan gelen haberler, hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem de ruhsat sahibi şirket için hiç de iç açıcı değil.
Toplantı için geldikleri mahalleden bir bakıma, kibarca kovulmuşlar.
Vatandaşlar, düzmece bilgilendirme raporuna imza atmamışlar.
İki mahellenin tarım toprakları üzerinde altın ve gümüş cevheri çıkarılmasına karşı duranlar arasında AK Partili Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu da var.
Yani, Tatlıoğlu kendi partisinin bakanlığınca ÇED süreci başlatılan bir işe mahalle sakinleriyle birlikte karşı duruyor.
Bu önemli bir gelişme.
Bursa‘da bunun bir benzeri yok.
Daha evvel Karadeniz‘de AK Partili bir belediye başkanının termik santral projesine karşı çıktığını hatırlıyoruz.
Örneğin;
Bursa’da DOSAB’ın termik santral projesinde belediye başkanları da dahil yerel siyasetçiler ve bürokratların ağırlığı yatırımdan yana tavır almışlardı.
Tatlıoğlu aksini yapıyor.
Bunun anlamı şu;
Akalan ve Sögüt’te altın çıkarılmasına Bakanlık ÇED izni vermiş olsa bile Başkan Tatlıoğlu halkla birlikte eylemlerin en ön safında duracak demek.
Başkanın açıklamalarını okuduk.
Bölgenin su kaynakları ve tarım toprakları üzerinde altın madeni açılmasını doğru bulmadıklarını vurguluyor.
Bir belediye başkanının bölgedeki vatandaşlarla birlikte ÇED bilgilendirmesi için gelen heyete, ‘Biz burada altın çıkarılmasını istemiyoruz’ diyebilmesinin altını çiziyoruz.
Tatlıoğlu siyaseten belki risk alıyor ama hizmet götürdüğü ve oyunu aldığı halkla beraber hareket ediyor.
Onların yaşam alanlarının korunması için kendileriyle birlikte hareket ediyor.
Benzer bir karşı duruşa Keles‘teki iktidar partisi siyasetçileri cesaret edememişti.
Kozağacı Vadisi‘ne kurulmak istenen termik santral projesinin ÇED sürecinde halkın yanın da yer almamışlardı.
Orhaneli’den önümüzdeki dönemde sıcak haberler gelmeye devam gedecek gibi.
Ziraa, bölge halkının karşı çıktığı altın ve gümüş aramasına bakanlık bakalım DOSAB’da olduğu gibi izin verecek mi?
ÇED izni çıkarsa, tıpkı Başköy’deki mermer ocaklarına karşı verilen hukuki mücaadeleninin bir benzeri Akalan ve Söğüt için de yürütülecek görünüyor.
Başköy’de mermercilere karşı üst üste hukuki zaferler kazanan bölge sakinlerinin mücadelesi Aktalan ve Sögüt için de örnek olabilir.