Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Buğra Küçükkayalar başkanlığında farklı adımlar atıyor.

İş dünyası birçok önemli sorunla boğuşurken, tarımın gündeme getirilmesi fazlasıyla dikkat çekici.

TÜSİAD’dan sonra kurulan ikinci SİAD olan derneğin önceki gece gerçekleştirilen Çekirge Toplantısı’nda “Türkiye’de Gıda Güvenliği ve Tarım” konuşuldu.

Başkan Küçükkayalar, açılış konuşmasında, Bursa’nın sanayi şehri kadar tarım kenti de olduğunun altını çizerek, ‘çok değerli’ tarım alanlarının kaybedilmemesi gerektiğini vurguladı.

***

BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Uyar Duman da, ‘Gıda ve Tarım Uzmanlık Grubu’nun raporu hakkında bilgiler verdi.

ABD, Hollanda ve Almanya örnekleri ile tarım ve sanayinin birlikte en iyi şekilde yapılabileceğini anlattı.

Ardından kürsüye gelen konuşmacı konuk tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım ise, bir zamanlar Rusya’yı buğdayla köşeye sıkıştırmaya çalışan Türkiye’nin bugün o topraklardan buğday ithal ettiğine dikkat çekti.

Türkiye’nin Rusya’dan buğday gibi tahıl ürünlerinin yanı sıra S-400 savunma sistemi de aldığını hatırlattı.

Ve ekledi:

“Demek ki her ikisi de olabiliyormuş.”

***

Bu arada…

Şu anda Ukrayna’nın ihraç edilmeyi bekleyen 20 milyon ton civarındaki tahılının Kremlin tarafından limanlarda bekletildiğini, bu durumun dünyadaki gıda krizini körüklediğini ifade edelim.

Söz konusu iki ülkenin küresel buğday arzının üçte birini sağladığını vurgulayarak…

***

Tekrar toplantıya dönecek olursak…

Büyükşehir Belediye Başkanvekili Süleyman Çelik, yerel yönetimlere yönelik göndermelerin ardından söz alarak, sanayicileri özeleştiri yapmaya davet etti.

Hemen yanında oturan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in omzuna elini koyarak…

Belediyenin tarımı geliştirmek ve verimli arazileri korumak için yaptığı çalışmalara değinen Çelik, buna karşın hazırlanan planların sanayiciler tarafından delindiğini kaydetti.

Bursa iş dünyasının önemli isimlerinden Yakup Altınöz de, “İsteyen istediği yere fabrika kuruyor. Bunun önüne geçilmeli” ifadelerini kullandı.

***

Orhan Tarım Genel Müdürü Şefik Yiğit ise Bursa’nın en zenginlerine, “Böyle giderse aç kalacaksınız. Genç nüfus gidiyor. Tarımdan kopan bir daha geri dönmez, aç kalmak istemiyorsak, çiftçiye, köylüye para vermemiz lazım” dedi.

***

Bütün bunlar konuşulurken, peynir, üzüm, jambona sarılı roka ile başlayan; ravioli ve sebzeli et tabağı ile devam eden, finalin dondurma ile yapıldığı lezzetli yemeğin sonuna gelinmişti.

***

Aynı anda…

Açık Hava Tiyatrosu’ndaki konserden, BUSİAD Evi’nin bahçesine Duman’ın gençlerle birlikte söylediği şarkının sözleri ulaşıyordu.

“Haberin yok ben ölüyorum.

Sen gelirken ben gidiyorum.

Dermanım yok ben ölüyorum.

Ayrılırken ben içiyorum.

Haberin yok ben ölüyorum.”

Aklıma bir gün önce, yani ‘5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde çekilmiş, Nilüfer Deresi’nin içler acısı halini ve buradan yapılan tarımsal sulamayı net bir şekilde ortaya koyan fotoğraflar geldi.

Duman ve gençlerin dediği o kadar doğru ki…

Bursa, hepimiz ölüyoruz.

Çevre için, tarım için, kısacası gelecek için bir şey yapmak lazım.

Sanayicisiyle, siyasetçisiyle, vatandaşıyla…

Hem de acilen…