Vaka sayıları her gün biraz daha düşme eğilimine girse de yoğun bakımdaki hasta sayımız ve vefatlarımız hepimizi üzüyor.
Ama hâlâ durumun ciddiyetini koruduğu da bir gerçek maalesef.
Koronavirüs tedavisi gören yoğun bakım hastalarının yaşadıklarını sağlık çalışanlarının sözleriyle okuyalım.
Sağlık çalışanları, ölümle burun buruna gelen korona hastalarının son isteklerinden, en çaresiz anlarına kadar birçok duruma tanıklık ediyor.
Karşılaştıkları durumlar karşısında fiziksel ve psikolojik olarak etkilenen sağlıkçılar, “İnsanların yoğun bakımda ne yaşadığını saniyelik görseniz dışarı çıkmak istemezsiniz” diyerek herkesi uyarıyor.
Korona hastalarının kaldığı yoğun bakım ünitelerinde oldukça dramatik durumlar yaşanıyor.
Bazen hastaların son istekleri ise sağlık çalışanlarına gözyaşı döktürüyor.
Solunum cihazına bağlanarak uyutulmadan önceki zamanda hastalar, kimi zaman mektup yazarak sağlıkçılardan sevdiklerine ulaştırmalarını talep ediyor kimi zaman da çocuğunun sesini son kez duymak istiyor.
Sağlıkçıların elini tutarak “Bana biraz daha nefes ver” diye yalvarır derecesinde isteklerde bulunanlar yürekleri dağlıyor.
Covid-19 yoğun bakımda yatan hastaların son anlarına tanık olduklarını, bu durumun kendilerini psikolojik olarak çok etkilediğini belirten bir hemşirenin kısaca anlattıkları şöyle:
“Lütfen elinizi vicdanınıza koyun. Buradaki insanların son anlarında biz yanlarındayız. Onların son su içmesinde, son nefesinde biz başlarındayız. Biz onların neler çektiğini çok iyi görüyoruz. Dışarıda insanlar bunları görmeyebilir. En sevdiği annesinin burada son anında neler yaşadığını görselerdi, emin olun günlerce sokağa çıkmak istemezlerdi.”
“61 yaşında bir hastamız vardı. Hastayı ‘cpap’ cihazı ile takip ediyorduk. Solunum cihazına bağlamak istemedik çünkü bu hastalıkta akciğer son aşamaya geldiğinde ventilatör özellikle bağlanmışsa o hastanın cihazdan ayrılması çok sıkıntılı oluyor. Biz bu amcamıza ‘Biraz daha dayan, seni bu cihaza bağlamak istemiyoruz’ dememize rağmen amca ‘Boğazımı delin ve bağlayın’ dedi. Bu amcamızın en son söylediği sözler bunlar oldu. Şu anda amcamız solunum cihazına bağlı ve tamamen ilaçlarla uyutuluyor. Dünya ile bilinç olarak hiçbir bağlantısı yok.”
“‘Beni kurtarın, boğuluyorum’ diyen birçok hastayı kaybettik. Hastanın başında ağladığımız zamanlar da oldu. Hastaların yüzde 90’ı yakın çevresiyle temas ettiğini ifade ediyor. Bizden son istekleri oluyor. Çocuğunun sesini duymak isteyen oluyor. Mümkün olduğunca telefonla veya yazarak iletişim kurmalarına vesile oluyoruz. Bizlerin süper güçleri yok.”
“Lütfen zor durumda kalmadığınız sürece maskesiz dışarı çıkmayın. Toplu alanlara girmeyin. Burada yatan hastalarımızın birçoğu 65 yaş ve üstüdür. 70, 80 yaşında bir hasta sahilde gezerken, kafelerde otururken, alışveriş merkezlerinde dolaşırken bu hastalığı kapmıyor. Bunların en yakınlarındaki evlatları, torunları ve diğerleri bu hastalığı onlara getiriyor.”
İnsanların dışarıda gezmeye ve ziyaretlere ara vermesi gerektiğine önemle dikkat çeken bir başka sağlıkçı ise şunları anlatıyor:
“Daha önceden yoğun bakımlara 75 yaş üstü kötü bir hastalığı olan hastalar yatarken bu salgınla beraber biz daha genç hastaların yattığını gördük. 40’lı yaşlarda, 50’li yaşlarda hastalarımız konuşarak geliyorlar. Bu Covid-19 nedeniyle hızlı bir şekilde zatürreye girerek makineye bağlamak zorunda kalıyoruz. Yürüyerek, konuşarak gelen hastaların belki de 10 gün sonra ailelerine ölüm haberini veriyoruz. Bizim açımızdan psikolojik olarak çok yıpratıcı bir süreçtir. Toplum açısından da öyle fakat toplum bunun hepsine şahit olmuyor. Bu süreç o kadar dramatik bir şekilde işliyor ki çünkü insanlar bilinci açık ve nefes alamıyor. Dışarıda gezmek, aile ziyaretleri, toplu merasimler bunların hepsine ara vermek gerekiyor. Genç bir hastayı korona nedeniyle kaybetmiştik. Onu artık yeterli nefes alamadığı süreçte, makineye bağlayacağımız süreçte ellerimi tutmuştu ve ‘ben kurtulacağım değil mi doktor bey’ demişti. Ben de ona söz vermiştim, ‘kurtulacaksın’ demiştim. Maalesef hastayı kaybettik. Bu bizim açımızdan psikolojik bir travma hem de hasta yakını ve hastalar için büyük bir travmadır” şeklinde konuştu.
Sağlıkçılar pandemi mücadelesini fedakârca sürdürmeye devam ederken, evlerde izole olması gerekirken dışarıya çıkan vatandaşlara her gün rastlanmaya devam ediliyor. Sağlıkçılar ise tedbir çağrılarının karşılıksız kalmamasını bekliyor.