İklim değişikliğiyle beraber kuraklık da gündemimize yerleşti.
Gün geçmiyor ki, medyada iklim değişikliği kaynaklı kuraklık ve olumsuz etkileriyle ilgili birtakım olumsuz haberleri duymayalım.
Bu konuda 15 yıldır yerel ve ulusal basında yayımlanan dergi ve gazetelere, haber sitelerine çok sayıda yazı yazdım.
Yazdığım yazılarda artan kuraklığı, kurumakta olan gölleri, vahşi sulama ve her geçen gün artan obrukları, Konya Ovası’nda yapılan sulu tarımın zararını, çölleşme tehlikesine dikkat çektim.
Doğal olarak para yakın, risk biraz uzak olduğu için kulak asılmadı. Sadece bana değil, bu kuraklığa dikkat çekenlerin de söylediklerine kulak asılmadı.
Maalesef, ısrarla her dereye bir HES politikası ve DSİ’nin göllere akan derelere gölet kurmasının sonuçları olumsuz olarak hayata yansıdı. HES yapımı iptal edilmedi ve devam ediyor.
‘Peki su planlaması yaptık mı?’ diye sorarsanız cevabım “Hayır” olacaktır.
Yaşadığımız şehir Bursa olarak yapacağımız ilk iş su planlaması yapmak olmalı.
Ayrıca toplum olarak bir an evvel alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz.
Su tüketimimizi hızla azaltmalıyız.
Parklara, refüjlere ve site bahçelerine suni dikmeyi bırakmalıyız.
Çok su isteyen bitkiler yerine daha az suya ihtiyaç duyan ağaçlar, çimler dikmeliyiz.
Her yıl park ve bahçelerdeki çimleri, yeşil alanları sulamak için binlerce ton içilebilir su harcanıyor.
Benim bu konuda çözüm olarak dikkat çekmek istediğim, bazı Avrupa ülkelerindeki uygulama şekli.
Örneğin Hollanda…
Burada yaşayanlar çimleri, büyüyen otları makine ile biçmiyorlar. Otların büyüdüğü alan çevriliyor, tellere düşük voltajlı elektrik veriliyor. İçine koyunlar salınıyor. Orası bitince başka alana geçiyorlar.
Bu arada Hollanda su rezervi ve kaynakları açısından bizden zengin bir ülke.
Benzer uygulamanın da bizde yapılması önerimin değerlendirilmesini yetkililerimizin dikkatine sunuyorum.
Denemeye değmez mi?
Saygılarımla.
Ekrem Hayri Peker
Kimya Mühendisi/Yazar
Ofislerdeki yoğunluk risk oluşturmuyor mu?
Okulların açılmasıyla birlikte bir haftadır dikkatimi çekiyor. Arabayatağı, Hamitler ve Şehreküstü’ndeki Seyahat Kartları Ofislerinde aşırı bir yoğunluk gözlemleniyor. Belki bir süre sonra normale dönecektir ama herhangi bir yerde bir yoğunluk haliyle virüs bulaş riskini de beraberinde getiriyor. Zaten vatandaş koronavirüs tedbirleri konusunda gevşek davranıyor. Yetkililer çözüm odaklı davranıp, bu yoğunluğu azaltacak önlemler alacağını ümit ediyorum.
Bir okur