Günay Bey, Söz Sizde köşesi ile vatandaşın şikâyet ve önerilerini yetkililere ulaştırmada aracı olduğunuz ve çözüm üretimine katkı sağladığınız gibi, ayrıca sosyal farkındalık ve bilinçlendirme ile ilgili yazılarınızı da okuyoruz. Bunun için teşekkür ediyor ve geçtiğimiz günlerde yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum. Oğlum Mert’in rahatsızlığı nedeniyle gece acil olarak ‘yüksek ateş ve ishal’ şikâyetiyle Yüksek İhtisas Hastanesi’ne (Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi) götürdüm ancak öyle bir yoğunluk vardı ki, hastaneye girmemizle çıkmamız bir oldu nerdeyse. Oradan oğlumu alarak özel bir hastaneye götürdüm. Orası da çok izdiham olmasa bile yine yoğundu. Bir süre bekledikten sonra muayene edildi, ilaç verildi ve döndük. Gecenin ilerleyen saatlerinde oğlum tekrar fenalaşınca yine acil olarak Bursa Devlet Hastanesi’ne bağlı olarak çalışan eski adıyla Bahar Hastanesi’ne götürdüm. Burası da oldukça yoğundu. Burada gerekli müdahaleler yapıldı. Serum takıldı. Ayrıca ilgilerinden dolayı da hastane personeline o yoğunluğa rağmen, nezaketleri için teşekkür ediyorum. Biz serumu beklerken tüm gece boyunca yaşadıklarımı oradaki sağlık çalışanına anlattım ve bu durumu anlayamadığımı ifade ettim.
Sonuç olarak, hep sağlık çalışanlarından şikâyet ederiz ama durumun pek de öyle olmadığını gördüm. Benim anladığım kadarıyla sağlık çalışanları gerçekten büyük bir fedakârlıkla çalışıyorlar ancak özellikle geceleri bu yoğunluğun sebebinin vatandaştan kaynaklandığını öğrendim. Çünkü, mesai bitiminden sonra, bazı vatandaşların acil olmadığı halde o saatleri tercih ettiğini, nezle olan, burnu akan, dudağında uçuk çıkan yani durumu acil olmayan kişilerin geldiği gibi, işyerine veya okula rapor götürmek için gelenlerin dahi olduğunu öğrendim.
Halbuki, acil denilebilecek durumlar çok daha farklı mesela, yüksek ateşli, kusma, ishal, travma, düşme, kırılma, kanamalı yaralı hasta, nefes darlığı, çeşitli atak ve nöbetler nezle ve soğuk algınlığıyla kıyaslanamayacak derecede acil durumlar.
Hal böyle olunca, acil olmayan hastaların yoğunluğundan, gerçekten acil durumda olan, müdahale edilmesi gereken hastalara erişim gecikiyor. Bir de bu durum üzerine sağlık çalışanının, doktorun psikolojisini düşünmek gerekiyor. O yoğunlukta ve streste olan birinden sürekli güleryüz beklemek de kabul edersiniz ki, insafsızlık olur. Her doktor için hayat kurtarmak, hastayı sağlığına kavuşturmak her şeyden önemlidir.
Vatandaş olarak biz üzerimize düşeni yaparsak, o hastanelerdeki şikâyetçi olduğumuz durum da ortadan kalkar, doktorlarımız da hastalara gerekli vakti ayırır, hayatla-ölüm arasındaki insanı kurtarmak daha kolay olur, diye düşünüyorum.
Vatandaş olarak farkındalık yaratmak ve bu konularda daha hassas olmamız adına paylaşmak istedim. Saygılarımla.
Barış Doğan
Sokak lambaları bir türlü tamir edilemedi
Yıldırım ilçesi 152 Evler Mahallesi’nde ikamet etmekteyim. Bir aydır 1. Şenay Sokak ile Katmer Sokak’taki bazı sokak aydınlatma lambaları yanmıyor. Defalarca UEDAŞ’a bildirmeme rağmen sorun hâlâ çözülemedi. Bir kez yetkililer geldi, bakım yaptı gitti. O gün aydınlatma lambaları yandı ve yine ertesi gün arızalandı. 15 gündür yine arızalı ve sokak karanlık. UEDAŞ yetkililerine bildirdim, arızanın çözüldüğü bildiriliyor veya orada bir parçanın değişmesi gerektiği söyleniyor. Arızanın bakımla değil de, tamir gerekiyorsa onu ben mi yapacağım. Ne gerekiyorsa yapılsın lütfen artık.
Sabahın erken saatlerinde, akşam saatlerinde okula, işe gidip gelen insanlar var. Bayanlar var. Çoluk çocuk var. İnanın tedirgin oluyoruz. UEDAŞ yetkililerinin buradaki arızayı gidermesini veya gerekiyorsa değiştirmesini rica ediyoruz. Saygılarımla.
Sabri Kulu