Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınının etkileri tüm şiddetiyle görülürken bir yandan da işletmeler bu etkileri minimum zarar ile karşılayabilmek adına farklı aksiyonları birer birer devreye almaya çalışmaktadır.
Peki işletmelerin yüzde kaçı bu salgın ile mücadeleye hazırdı?
İnsan olarak hepimizin doğasında vardır anlık ya da günlük olarak yaşamak, problemlere anlık çözümler üretmek.
Fakat şu an öyle bir durum ile karşı karşıya kaldık ki günlük olarak çözüm üretebilecek bir şekilde ekiplerimizle bir araya gelemiyoruz, beyin fırtınaları yapıp etkili çözümler üretemiyoruz.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler açısından bakıldığında durum daha da vahim olarak karşımıza çıktı.
Çünkü Covid-19 salgınına kadar evden çalışma kavramı pek çok işletme sahibi tarafından sıcak bakılmayan bir kavramdı.
Fakat salgın sırasında küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri de farkına vardılar ki bundan sonraki süreçte uzaktan çalışma düzenine ayak uydurmak zorundalar.
Salgın sırasında da birtakım uygulamalar sayesinde bu düzene ayak uydurmaya çalışan işletmelerin sayısı epey fazla.
9001 Kalite Yönetim Sistemi’nin 2015 yılında yayımlanan versiyonu aslında işletmelere bu tarz riskleri yönetim sistemlerinde ele almaları konusunda rehberlik etmektedir.
Bugüne kadar pek çok küçük ve orta ölçekli işletme sahibi konuya çok fazla önem göstermezken bundan sonraki süreçte risk analizleri kısmını daha detaylı ve ciddi bir şekilde ele almaları kaçınılmazdır.
Risk analizlerini ciddi bir şekilde ele alan ve hazırlayan işletmeler risk ile karşı karşıya kaldıklarında alacakları önlemler konusunda tereddüte düşmeden emin adımlarla ve hızlı bir şekilde harekete geçerler.
Çünkü senaryoları hazırdır ve hangi durumda nasıl davranacakları önceden ekipler ile birlikte belirlenmiştir.
Böylelikle de kriz durumlarını en az kayıpla atlatarak varlıklarını sürdürebilirler.
Yaşantımızın hemen hemen hepsini evde geçirdiğimiz şu günlerde birçoğumuz popüler Netflix dizilerinden biri olan La Casa De Papel’i izlemiştir. Oradaki profesör karakterinin her bir duruma karşı yaptığı planları hepimiz ağzı açık bir şekilde büyük bir heyecanla izliyoruz.
Dizide de riskler değerlendirilerek olması durumunda atılacak adımlar detaylı bir şekilde belirlenmiştir.
Her bir işletme sahibi de aynı bu dizideki profesör karakterinde olduğu gibi kendi işletmesinin profesörü olarak ekibi ile birlikte işletme yönetimindeki olası riskleri detaylı bir şekilde ele almalı ve bunu çalışanları ile paylaşmalıdır.
Kalite Yönetim Sistemi, Çevre Yönetim Sistemi ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi konusunda mevcut olan risk analizleri tekrar ele alınmalı ve yaşadığımız bu salgın doğrultusunda güncellenmelidir.
Kısa, orta ve uzun vade planlarını bu analizler üzerinde çalışmalı ve ekiplerini bu konuda bilgilendirmeleri işletme yararına olacak çalışmalardır.
Uzun saatler süren, defalarca tekrarlanan toplantılarda yapılan beyin fırtınaları aslında zaman kaybı değil olası risk durumlarında oluşacak krizleri aşmanın birer basamağıdır.
Covid-19 salgını sonrası yeni bir dünya düzeni ile karşı karşıya kalmamız en büyük olasılıktır.
Bu hem özel yaşantımız için hem de iş yaşamımız için söz konusudur.
Günümüz şartlarında krizler ile yaşamak ve kriz anlarından en az kayıp ile çıkabilmek işletmelerin en önemli gündem maddeleri arasına yerleşti.
2000’li yıllardan bu yana çeşitli dönemlerde yaşanan ekonomik krizler aslında bu durumu bizlere hatırlatmıştı.
Şimdi ise tüm insanlığı etkileyen salgın durumu yeni bir kriz ortamını karşımıza çıkardı.
Salgın sonrası aldığımız aksiyonları tekrar gözden geçirerek olası farklı senaryolar çizmeli ve o durumlara hazırlık konusunda da çalışmalar yapılmalıdır.
Sonuç olarak yeni dünya düzenine ayak uydurabilmek adına salgın sonrası her bir işletme öncelikle olarak uzaktan çalışma altyapısını tekrar gözden geçirmeli ve uygun değil ise buna uygun hale getirmelidir.
Olası yeni bir kriz ortamını nasıl yöneteceğini masaya yatırmalıdır.
Bizler kötü günleri çok çabuk unutan bir milletiz. Fakat bunlardan ders çıkartmazsak geleceğe güvenle bakamayız.
Yazımın sonunu askerlik dönemimde çok sevdiğim şu söz ile bitirmek istiyorum: “Barışta ter dökmeyen savaşta çok kan döker”.
Unutmayalım ki sağlıklı günlerde çok ter dökmezsek kriz zamanlarında çok kayıp vermemiz kaçınılmaz bir sondur. Saygılarımla.
Tolga Yılmaz
Uzman Makine Mühendisi