Evet, gözlerini kapatarak farkındalık olmaz. Yazılarımızda toplum engelliyi tanımıyor nasıl davranması gerektiğini de bilmiyor.
Bir iletişimsizlik var sanki. Ben 42 yıldır görmeyenim. Görmeden el yordamıyla yaşama tecrübesidir.
Denemeler yanılmalar ve bağımsız hareket eğitimiyle güçlenen tecrübedir.
Sizin körlük deneyiminiz ışıkların kesilmesi ve sonrasında yaşanan telaştan ibarettir.
Biz görme duyusunun ezdiği diğer duyuları daha iyi tanıma fırsatını elde etmişlerdeniz.
Gözünüzü kapatarak anlayacağınız sadece görmeyenlerin aciz olduğu fikrini güçlendirir.
Ve sadece görmeyenlerin yardıma muhtaç olduğu fikrini güçlendirir.
Görmek her şeydir ve görmeden yaşanamaz düşüncesi ortaya çıkar.
Hâlbuki görmek önemlidir ama her şey değildir.
Bir gün göremez olursanız bu hayatın sonu da değildir.
Hatta kazanımları bile vardır. Ben orta, lise, üniversiteyi hep görenlerle okudum.
Arkadaşlarım görsel dünyanın kölesi olurken ben özellikle radyodan -o zamanlar sesli kitaplar azdı- engin bir kültüre sahip oldum.
Şunu iyi biliyorum ben konuşmaya başlayınca herkes beni dinliyor.
Eğer görmeyenler için gerçekten bir şeyler yapmak istiyorsanız kitap okuma ve tarama faaliyetlerine destek olun.
Görmeyenlerle tanışın, onlarla arkadaş olun, onların hayata dâhil olabilecekleri faaliyet ve etkinliklerin içinde siz de olun.
Gerçekten yardıma ihtiyaçları varsa onlara sorarak ve izinlerini de alarak yardımcı olabilirsiniz.
Okulda arkadaşı olun, işyerinde birlikte çalışın. Görmeyen komşunuzu tanıyın, en azından onlara zorluk çıkarmayın.
Evinizi kiralamak istediğinde ‘Bu kör benim evimi yakar’ demeyin. Sizden iş istediğinde potansiyeline odaklanın sesli ekran okuyucularla görmeyenler farklı alanlarda rahat çalışabiliyorlar.
Ben bu köre nasıl yardımcı olabilirim üstenciliğinden sıyrılıp, ‘Acaba bu arkadaşın mücadele gücü benim hayatıma neler katabilir, ben körlük duygusu ve bu konularda nasıl farklı bakış açıları edinirim’ diye düşünebilirsiniz.
Herkesin birbirinden öğreneceği çok şey var.
Yazımı köşenizde paylaşma nezaketini gösterdiğiniz için de size ve Türkiye’nin en büyük şehir gazetesi olan Olay gazetesine teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Salih Arıkan
Osmangazi Belediyesi’nden okur talebine yanıt var
Sayın Günay Yumruktay, Olay gazetesinin 23 Kasım 2019 tarihli Söz Sizde köşesinde ‘Demirtaş Bölgesinde Spor Tesisi İhtiyacı Var’ başlıklı bir şikâyete yer verilmiştir.
Belediyemiz yatırımlarının gerçekleşebilmesi için ilgili imar planlarında talep edilen fonksiyona uygun alan düzenlenmesi ve mülkiyetinin belediyemize ait olması gerekmektedir.
Buna göre yapılan incelemede; 1/1000 ölçekli Demirtaş Uygulama İmar Planı revizyonunda spor alanı olarak düzenlenen yerler olduğu, ancak mülkiyetlerinin belediyemize ait olmadığı tespit edilmiştir.
Düzenlenen alanların mülkiyetlerinin belediyemize geçmesi akabinde spor tesisi ihtiyacına yönelik projelerimiz, yatırım programımız kapsamında değerlendirilecektir.
Konuya duyarlılığından dolayı okurunuza ve konuyu bize ilettiğiniz için size teşekkür eder, esenlikler dileriz.
Osmangazi Belediyesi
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Bunu biliyor muydunuz?
► İnsan vücudundaki en sert kısım kemik değil, diş minesidir.
► Ortalama bir yaşamda, diş fırçalama için harcanan toplam süre 38 gündür.
► Diş hekimlerine göre diş fırçalama süresi 2 dakika olmalıdır. Ancak araştırmalara göre, diş sağlığına özen gösteren bireyler bile bu işe ortalama 48 saniye ayırıyor.
► Diş grupları da tıpkı parmak izi gibi benzersizdir.