Evet bu yazı özellikle hanımlar için. Çünkü mutfakta en çok bulunan hanımlar ve dolayısıyla tasarruf yapacak olanlar da onlar.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 1,7 milyon ton bitkisel yağ tüketiliyor. Bunun yaklaşık 350.000 tonu bitkisel yağ atığı olarak tüketilemez hale gelir. Su ve toprağa karışması halinde çevreye ciddi zarar veren bitkisel atık yağlar, evsel atık su kirliliğinin de % 25’ini oluşturuyor.
Peki atık yağ nedir?
Çevreye nasıl zararlar veriyor?
Ev hanımlarının ve tüketicilerinin bilinçlendirilmesi adına kısaca bu konuya değineceğim.
Bitkisel atık yağ nedir?
Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği kapsamında, bitkisel ham yağ rafine sanayinden çıkan soap-stock, tank dibi tortu ve yağlı topraklar, kullanılmış kızartmalık yağlar, çeşitli tesislerin yağ tutucularından çıkan yağlar ve kullanım süresi geçmiş olan bitkisel yağlar, bitkisel atık yağ olarak tanımlanmaktadır.
Bitkisel atık yağlar su ve toprağa nasıl karışıyor?
Her 100 kişiden 90’ı kullanılmış atık yağları lavaboya dökerek temizliyor. Lavaboya dökülen yağlar atıksularla birlikte kanalizasyonlara, göllere ve denizlere karışıyor. Yağlar çöpe döküldüklerinde ise çöplük alanlarda önce toprağa daha sonra kullanılabilir yeraltı sularına karışıyor.
Peki atık yağlar çevreye nasıl zarar veriyor?
Atık yağlar ekotoksik özelliğe sahiptir. Çevreyi kirletmekte ve bulunduğu ortamda yaşayan canlılara zarar vermektedir. Yeraltı sularını kirletmekte, sualtı canlı varlıklarını etkilemekte, kanalizasyon sistemlerinde ve atıksu arıtma tesislerinde tıkanıklıklara ve kirlilik yükünün artmasına neden olarak işletim ve bakım maliyetini artırmakta, toprağa döküldüğünde kirlenmelere neden olmaktadır.
Kullanılmış yağlar lavaboya döküldüğü zaman dren sistemine sıvanmakta, kanalizasyon borusu iç cidarında diğer atıkların yapışmasına ve zamanla borunun daralmasına neden olmaktadır. Bu şekilde tıkanıklıklara ve taşmalara neden olarak kanalizasyon sistemine ve arıtılması gereken atık yükünü artırarak atık su arıtma tesislerine zarar vermekte ve bakım işletme maliyetini artırmaktadır. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre lavaboya dökülen atık yağlar, kanalizasyon sistemlerinin % 40 oranında tıkanmasına neden olmaktadır.
Arıtılmayan atık suların içindeki bitkisel ve hayvansal atık yağlar, denizlere, göllere ve akarsulara ulaştığında suyun kirlenmesi ve sudaki oksijenin azalması sonucu; başta balıklar olmak üzere ortamdaki diğer canlılar üzerinde büyük tahribata yol açmaktadır. Ayrıca atık bitkisel yağlar özgül ağırlıkları nedeniyle su yüzeyini bir film tabakası gibi kaplamakta ve oksijen transferini önleyerek sualtı canlı varlığını yok etmektedir. Atık yağlar deniz anası oluşumunu da hızlandırır.
Görüldüğü gibi, evimizde kullandığımız yağları lavaboya döktüğümüzde en başta ev giderinden başlayıp denizlere ulaşana kadar çevreye verdiğimiz zararın haddi hesabı yok anlayacağınız.
Bu atık yağların ekonomiye yeniden kazandırılması konusunda ülkemizde ve şehrimizde gerekli hukuki alt yapı var.
Belediyelerimiz bu konuda çok dikkatliler ve Avrupa standartlarında geridönüşüme kazandırıyorlar. Yapacağınız şey, mahallenizde bulunan belediyenin bitkisel atık yağ kazanlarına bu atık yağları bırakmak.
Günay Yumruktay