Ağlamak ve gülmek, mimik, fiziksel değişiklik veya işaretleri bütün insanların evrensel dili. Ağaçlarla konuşmak tamamen farklı bir lisan. Her ağacın anlatım şekli kendinde saklı. Yani ağaçların konuşma dili bizim kullanma kılavuzu dediğimiz kitapçık kendisinde mevcut. Görsel, kimyasal veya hissettirme.

Bütün çiçekler güzel ama renk ve kokuları farklı. Meyveler de güzel. Ekşi, acı, tatlı. Bunları anlatan ağaçların kendisi. Görsel olarak mevsim ve zaman anlatımları var. Taze yaprakları ve yeşil tonları ilkbaharın, ham yeşil ve gelişmiş yaprakları yazın, yeşilden sarının tonları sonbaharın habercisidirler. Bir kısmı yapraklarını dökerek bir kısmı da yeşilin en koyusuna dönerek kışın habercisi olurlar. Her ağaç kök,kabuk, bal gibi fiziksel ve aromatik yapıları ile konuşur. Anlatmak istediğini farklı ifade eder. Misal senin ondan uzaklaşmanı istiyorsa koku ve tozlar ile uyarır. Ne işte kullanılacağını lifleri, sertliği, damar yapısı, orman içindeki yaşam ortamı, akıttığı reçine ve kendine has salyası ile anlatır. Açıkca ‘ben bu olurum’ ya da ‘bu olmam’ derler. Ağaçlarla iç içe yaşayan kişiler bunu çok iyi bilirler. Bahçemizde veya parklarda güller renk ve kokularıyla bizi cezbederler. Koparmak istersen dikenleri seni uyarırlar ‘ Koparma beni, ben evrenselim. Ben herkese gülmek isterim’ derler.

Yılda 3-5 ayını onlarla yaşayan, doğa ve ağaç aşığı, 65 yaşında, ahşap oymacılığı yapan bir usta olarak onlarla diyalogumu anlatmak için 300-400 sayfa yazmam gerekli sanırım. Ağaçlar ne olacağını, kendilerinin ne yapılabileceğini, kendileri söyler. Ben sadece şekillendirir, çalışmamı yaparım. Onlar bana söylemezse sonunda elimde yontulmuş odun kalır. Ormanda yorulduğumu anlayınca bir kaç ardıç tohumu çiğner, nefesimin açıldığını, yorgunluğumun bittiğini anlarım. Yapraklarından ayakkabımın içine koyarak acıları, terlemeyi,kötü kokuları önlerim. Fazla oksijenden olulşan başağrımı yaprak ve tohum çiğneyerek kurtulurum. Orman içinde benim doktorum, eczacım işte ağaçlar. Konuşmak böyle bir şey. Ağaçlar iyi bir sağlıkçı, iyi bir hekim, iyi bir usta, iyi bir öğretmen ve sadık bir dost. Onları korumanın, çoğalması için çalışmanın asli görevimiz olduğuna inanıyorum.

Atnen BALTACI

Ücretsiz kart suistimal edilmekte

Olay Gazetesi 09/01/2016 tarihli Söz Sizde Köşesi’nde, “Ovaakça ve Alaşar’da Bukart sıkıntısı” başlıklı yazı ilgili birimler tarafından incelenmiştir.

Bursa Büyükşehir Belediyesi hudutları dahilinde hizmet veren, tüm toplu taşıma araçlarının entegre edildiği Elektronik Ücret Toplama Sisteminin elektronik kart harici yöntemlerle sağlıklı çalışması mümkün değildir. Nedenlerine gelince, ulaşım planlamasının ihtiyaca cevap verecek şekilde doğru yapılabilmesi için biniş verilerine ihtiyaç duyulması ve akıllı kart dışında ki kartlarla yapılan binişlerin istatistiki verilerde sapma oluşturmasıdır. Bütün yolcuların akıllı kart ile biniş yapması sağlandığı taktirde; trafiğin çok yoğun seyrettiği ilimizde, yolcuların araç sürücüleri ile kimlik belgesinin doğruluğu, ay, gün itibariyle hak sahibi olup olmadığıyla ilgili tartışmalarını ortadan kaldırır ve turun tam vaktinde planlandığı şekilde tamamlanması ve yolcuların zamanında yerlerine ulaşmaları sağlanır. Ücretsiz kart biniş istatistiklerinin incelenmesinde; günde 50’ye varan binişlerin yapıldığı, bu hakkın suistimal edildiği, ihtiyaç değil gezme amaçlı kullanıldığı ve işletmecilerin mağdur edildiği görülmüştür. İstanbul ve bazı diğer büyükşehirlerde de sınırlama getirildiği bilinmektedir. İstismar edilmeksizin kullanılan, ücretli biniş istatistiklerinin incelenmesinde, aylık ortalama 100-110 biniş yapıldığı tespit edilmiş, buna rağmen engelli yolculara, bu ortalamadan daha fazla ve saat sınırlaması getirilmeksizin günlük 6 biniş ücretsiz geçiş hakkı verilmiştir.

Bilgilerinize sunar iyi çalışmalar dileriz.

Büyükşehir Belediyesi

Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü