Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Yüksek teknolojinin patinajı

Türkiye ekonomisinin orta gelir tuzağına sürüklendiği aşikar.

Kişi başına milli gelir çeşitli iç ve dış nedenlerle…

Yıllardır patinaj halinde!

Gelir revizyonlarına rağmen…

Bir türlü 20 bin dolar ve üzeri rakamlara ulaşamadık!

Peki neden?

Dış krizlerden başarısız darbe girişimlerine uzanan birçok neden var elbette.

Ama açıklanan son dış ticaret rakamlarının da gösterdiği üzere…

Türkiye’nin ekonomideki temel derdi…

Yüksek teknoloji üretimindeki yetersizlik ve bağımlılık!

Neticede ‘yükte hafif pahada ağır’ ürünlerin ithalatına milyarlarca dolar kaptırırken…

İhracatın içinde yüksek teknolojiyi görmek bile hayli zorlaşıyor.

Haliyle enerji bağımlılığının da etkisiyle dış açık sorunları yaşıyor Türkiye!

Dün TÜİK’in açıkladığı Ocak 2017 dış ticaret verileri…

Yüzde 10,3 artışla aylık dış açığın 4,3 milyar dolara çıktığını gösterdi.

İthalat da ihracat da artmış ocakta.

Neyse ki ihracat biraz daha hızlı artmış!

Ama teknoloji yoğunluğuna göre dış ticarette…

Pek de iyimser bir tablo karşımıza çıkmıyor.

Nasıl mı?

Türkiye’nin ihracatında aslan payı yüzde 92,9’la imalat sanayine ait.

Bu sanayi bazlı ihracatın sağlandığını gösteren bir veri.

Ancak iş yüksek teknolojiye gelince manzara değişiyor.

Çünkü…

Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayinin toplam ihracatı içindeki payı…

Sadece yüzde 2,7 seviyesinde!

Varla yok arası bir oran neredeyse.

Üstelik 2016’nın aynı ayında yüzde 3,2’lik yüksek teknoloji ihracatımız söz konusu.

Yani azalma var.

Neyse ki;

Orta yüksek teknolojili ürünlerde durumum umut vaat ediyor!

Bu kategorideki ürünlerin sanayi ihracatımız içindeki payı ise…

Yüzde 33,6 düzeyinde bulunuyor.

 

Yabancı bağımlılığı yüksek

 

Yüksek teknolojiyi üretemeyince yabancıya muhtaç olmak da kaçınılmaz bir sonuç

Toplam ithalatımızda yüzde 77,5 oranında sanayi ürünü ağırlığı var.

Yüksek teknoloji ürünlerinin...

Ocak ayında itibarıyla imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı 15,8 seviyesinde!

Orta yüksek teknolojili ürünlerin payı da yüzde 42,2 ile neredeyse yarı ithalatı temsil ediyor.

Kısacası teknoloji seviyemizde atılım yapmadan

Büyük ve ileri ekonomi olamayacağımızı söylüyor rakamlar.

Neticede Bursa’da hızla artan Ar-Ge merkezlerinin önemi daha net anlaşılmakta!

Bir de özgün bir çözüm olma iddiasındaki TEKNOSAB’ın

Bursa’nın ileri teknoloji yolculuğunda sıçrama yaptırma ihtimali unutulmamalı.

 

Otomotivin derdi

 

“‘Kişi başına düşen araçta’ 10 yıllık beklenti yüksek”.

Bu başlık önceki gün Anadolu Ajansı haberiyle karşıma çıktı.

Detayda ise “Türkiye’de her bin kişiye 150 araç düşüyor.

En yakın komşumuz Bulgaristan’da bu 300 adet, Romanya’da 325, Almanya’da 600, ABD’de 875 adet.

Bu bakımdan Türkiye aslında araç yoğunluğunun çok az olduğu bir ülke” diyen Renault Mais Genel Müdürü Berk Çağdaş’ın beklentileri yer almaktaydı!

Ve “Önümüzdeki 10 yıllık dönemde bu 150 adedin yaklaşık 200-220 adetlere gelmesini bekliyoruz.

Bu bile çok az”  diyen Çağdaş…

Sektör adına umutları parlatıyordu.

Peki gelişmişlik ve ekonomik büyüklükte Bulgaristan ve Romanya’nın gerisinde miyiz?

Hayır!

O halde araç yoğunluğunda onların bile yarısına niye ulaşamıyoruz?

Nüfus farkı elbette var.

Ama sektörün önündeki asıl engel aşırı yüksek vergi yükü!

Otomotiv yerlilik üzerinden büyüyecek…

Ve de Türkiye dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer alacaksa…

Daha makul ÖTV’ye ihtiyaç olduğu kesin!

Elbette uygun koşullu ve uzun vadeli kredileri de unutmayalım.

Bir de; yukarıda adı geçen ülkelerle bir farkımız daha var.

Gelir dağılımı!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X