Devlet gelecek yıl ne kadar kazanıp ne kadar harcayacak?
Kasasına nereden para girecek? Paralar nereye gidecek?
Bu kritik soruların yanıtı 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi‘ndeki detayları açıklayan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal’dan geldi.
Ana hatlarıyla makro verilerin ne dediğine bakalım.
Bütçe teklifine göre 2020’de ekonomimiz yüzde 5 büyüyecek.
Enflasyon yüzde 8,5’e inecek.
Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 3’ün altında kalacak.
Cari açık yüzde 1,2 seviyesinde gerçekleşecek.
İstihdamda 1 milyon 52 bin artış olacak.
Ama işsizlik oranı yüzde 11,8’de seyredecek.
Gerçekleşmesi kolay hedefler değil bunlar!
Ama biraz baz desteği birazda gayretle bu seviyelere yaklaşılması mümkün görünüyor.
Bütçenin gelir gider tablosundaki başarı oranı da bu performanslara bağlı.
Çünkü gelecek yıl için bütçe giderleri 1 trilyon 95,5 milyar lira, faiz hariç giderler 956,5 milyar lira, bütçe gelirleri 956,6 milyar lira, vergi gelirleri 784,6 milyar lira, bütçe açığı 138,9 milyar lira olarak öngörülmüş.
Bu tabloda vergi gelirlerindeki artış oranlarının iyimserlik taşıdığını söylemek mümkün.
Ancak, Naci Ağbal’a göre yüzde 5’lik büyüme ve beraberinde getireceği iç talep kaynaklı ithalat artışı, vergisel cephede 2019’a göre oluşan pozitif baz etkisiyle birleşince hedeflere ulaşılacak!
“Önümüzdeki süreçte ekonomide yaşanacak toparlanma, iç talepte meydana gelecek iyileşme ve güven artışı sayesinde vergi gelirlerinde 2020 yılında hızlı bir toparlanma bekliyoruz.” cümlesi dikkat çekici.
Ağbal, global düzeyde faiz oranlarının aşağı gelmesini bütçe açısından olumlu bir gelişme olarak niteliyor.
Ancak faiz indirimleri küresel çapta yaşanan yavaşlamanın bir sonucu.
Dolayısıyla dış talep kaynaklı vergi gelirleri açısından bir risk oluşturmakta.
Üstelik Türkiye bir de olası yaptırım riskiyle karşı karşıya.
Yani küresel cephede madalyonun iki farklı yüzüne de bakmalı.
Belirsizlikler sorun olabilir
Naci Ağbal’ın belirsizlik vurgusu bu anlamda gerçekçi bir tespit özelliği taşıyor!
“Devam eden küresel ticaret savaşları, küresel alanda ve bölgede yaşanan jeopolitik riskler ile finansal piyasalara ve petrol fiyatlarına ilişkin belirsizliklerle 2020’de hem küresel ve ülkemiz açısından belirsizlikleri oluşturan temel faktör olarak ön plana çıkıyor”.
Peki bu belirsizlikler bütçeyi nasıl etkiler?
Negatif gelişmelerin öne çıkması halinde büyüme hedefinin ıskalanması sonucu vergi gelirleri istenilen seviyeye ulaşamaz.
Ve eğer ekonominin kamu tarafından daha fazla desteklenme ihtiyacı doğarsa da gider kalemleri öngörüleni aşar.
Bu durumda belirsizliklerin olabildiğince lehimize bir şekilde netleşmesini umut etmek gerekiyor.
Tasarruf baskısı ve EYT bilmecesi
Gelelim vatandaşın üzerinde durduğu tasarruf ve emeklilikle ilgili bütçe gerçeklerine.
BES’te 108,8 milyar liralık fon birikmiş.
Naci Ağbal ayrıca gelecek yıl BES ve diğer tasarruf kanallarıyla ekonominin ihtiyacı olan iç tasarrufların artırılması için önemli adımlar atılacağını söyledi.
Yani zamlar nedeniyle azalan alım gücü, tasarruf zorlamasıyla daha da eriyecek!
2020’de emekli aylıkları için 365,9 milyar lira kaynak ayırdıklarını bildiren Ağbal, EYT’ye ise herhangi bir kaynak ayrılmadığını açıkladı.
Demek ki olağanüstü bir gelişme olmazsa gelecek yıl EYT’yi bekleyenler hayal kırıklığına uğrayacak.