Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

Ucuz kredi umudu ilkbahara kaldı

Enflasyon canavarı cüzdanları kemirmeye devam ediyor.

Eylül ayına ait son veriler yükseliş trendinin hala gündemde olduğunu net biçimde ortaya koydu.

TÜİK’in açıkladığı rakamlar Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) eylülde gıda hariç tüm ana harcama gruplarında yükseliş kaydettiğini gösteriyor.

Neyse ki enflasyon spetindeki en ağırlıklı grup gıda olduğundan…

Bu gruptaki aylık yüzde 0,23’lük düşüş yıllık TÜFE’deki yüksek hıza bir miktar fren yaptırmış durumda.

Ancak, eylüldeki güzel havaların gıdayı desteklemesine rağmen yıllık bazda yüzde 11,2’ye yükselen tüketici enflasyonuyla karşılaştık.

Yani temel dinamikler yukarı yönlü bir manzara çizmeye devam ediyor!

Çekirdek enflasyonun son 13,5 yılın zirvesine oturması da şaşırtıcı değil bu anlamda.

Neticede enflasyondaki tek hane beklentilerini bir müddet ötelememize yol açan bir tablo var karşımızda.

Çünkü…

Öncelikle kur baskısı devam etmekte.

Enerji kaynaklı yük de kendini hissetiriyor bugünlerde!

KDV ve ÖTV indirimlerinin kalkmış olmasına rağmen…

Genel talep de nispi olarak halen güçlü seyrediyor.

Eğitim ve giyimde görülen kısmi mevsimsel etkiyi de artçıl yansımalarıyla dikkate aldığımızda…

Ekim ve kasım aylarında kaçınılmaz bir çift haneli enflasyon manzarası karşımızda demektir!

Üretici fiyatlarındaki yüzde 16’nın üzerinde seyreden trend de bu tabloyu teyit ediyor.

Ancak, yılı tek hanede kapamak için hala umut var.

Anormal bir gelişme olmazsa baz etkisinin devreye gireceği aralıkta TÜFE yüzde 9,4’e kadar çekilebilir.

Yine de özellikle döviz ve enerji kaynaklı tırmanış ihtimali gözardı edilmemeli.

ABD ve jeopolitik kaynaklı negatif riskler enflasyonda sürpriz olasılığını gündemde tutuyor.

 

Enflasyonda kalıcı düşüş ne zaman?

 

Dolayısıyla özellikle para politikası konusunda daha gevşek bir seyir beklemekte pek mümkün değil.

Oysa ki hem vatandaş hem de iş dünyası parayı daha ucuza bulmak istiyor.

Yani daha düşük faizli ucuz kredi peşinde herkes!

Nitekim de siyasiler de en yüksek seviyeden bu talebi dile getirmekte.

Ancak görünen o ki; Merkez Bankası mevcut tablo itibariyle birkaç ay daha elini faiz ve benzeri enstrümanları sürmeyecek.

Çünkü küresel atak riskinin kur yoluyla enflasyonu etkileme potansiyeli taşımakta.

Kısacası faizlerde düşüş için bir başka baharı beklememize yol açan bir enflasyon tablosu ile karşı karşıyayız!

Peki 2018’in ilkbaharı umut veriyor mu?

Büyük oranda evet!

Çünkü yılın ilk aylarında baz etkisinin de yardımıyla TÜFE’de yüzde 8’e doğru bir gevşeme olabilir.

Olağanüstü bir dış gelişme yaşanmazsa MB’nin para politikasını gevşetmesi mecburiyet haline gelecektir.

Yani faiz indirimi gelecek yılın ilk aylarının başlıca gündemini oluşturacaktır.

Ancak enflasyonu kalıcı biçimde ve OVP’de hedeflendiği üzere yüzde 5’lere indirebilmek kolay değil!

Özellikle kur kontrol edilemediği sürece risk var demektir.

Cari açık yüzünden kur kontrolünün yüksek faiz faturasıyla yapılmasıysa paradoksal bir durum.

Ayrıca genel fiyatlama davranışları geçmiş enflasyonu geleceğe aktarıp duruyor.

Bu döngü kalıcı inişi zora soktuğu gibi dar gelirliyi de ezmekte.

Neticede halen enflasyonda dünya beşinciyiz.

Bu tabloyu kökünden değiştirmekse yeni OVP’ye göre en erken 2020’de mümkün olacak!         Tabii ki koşullar müsaade ederse.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X