Ekonomik gidişatı belirleyen ana unsurlardan biri tüketici eğilimleridir.
Yani vatandaşın moral motivasyonu…
İç piyasanın şekillenmesinde öncü role sahiptir.
Peki Türkiye’deki tüketici geleceğe nasıl bakıyor?
TÜİK ve Merkez Bankası’nın ortaklaşa ürünü olan tüketici güven endeksi…
Nisanda aşırı güzel olmasa da nispeten iyimser bir tablo çizdi!
Nasıl mı?
Marttan nisana tüketici algısında olumlu bir değişim olmuş.
Tüketici güvenini ölçen endeks değeri yüzde 2,2 artış olduğunu gösteriyor.
Martta 67 olan endeks nisanda 68,46’ya çıkmış.
Neticede ocaktan bu yana en yüksek tüketici güveniyle karşılaştık!
Peki vatandaşın ekonomiye olan güveni niye yükselmiş?
Detay verilere baktığımızda…
Tasarruf etme ihtimali ve genel ekonomik durum beklentisindeki iyileşme dikkat çekiyor.
Ancak, hanehalkı maddi durum beklentisi neredeyse yerinde saymış!
Endeksi oluşturan işsiz sayısı beklentisinde ise…
Ne yazık ki; negatif bir tablo oluşmuş vaziyette.
Kısacası vatandaşın ekonomiye dönük beklentilerinde kısmi bir iyileşme var.
Para piyasaların özellikle mart ayında istikrara kavuşmaya başlaması…
Ve döviz kurlarındaki hissedilir düşüş…
Beklentilerin pozitife dönmesinde ciddi bir paya sahip.
Keza ekonomik vaatlerin adım adım devreye girmesinin de…
Başlattığı bir ivmeden bahsetmek mümkün.
Ama pratikte henüz bir etkisini göremesek de…
Tüketici güvenini olumlu etkileyen faktörler arasında...
Martta başlayan faiz indirim sürecinin de muhakkak rolü olmuştur!
Çünkü gelecek analizi yapan bir çalışmayla tüketici güveni belirleniyor.
Faiz indirimleri beklentisi de sadace para piyasalarınca değil…
Vatandaş tarafından da satın alındığı için…
Moral kaynağı olarak işe yaradığını söylemek mümkün!
Peki bu moral kaynağı gerçeğe dönüşebilecek mi?
Faizde indirimin devamı anahtar
Çarşamba günü Merkez Bankası Başkanı olarak ilk icraatını….
Faiz koridorunun üst bandını 50 baz puan düşürmekle yapan…
Murat Çetinkaya’nın bu sürecin devamını getirmesi şart.
Yoksa son 2 aydaki 75 baz puanlık indirimin pratikteki etkisi sıfıra yakın olur!
Çünkü yüzde 10’a inen koridorun üst bandı…
Sadece piyasadaki faiz seviyelerine yaklaşmış oldu.
Yani piyasayı daha da aşağı baskılayacak bir tablo henüz ortada yok!
Bankaların kredi maliyetlerini de…
Kayda değer seviyede düşürecek bir fonlama faizi oluşmuş değil.
Ayrıca bankaların bazı vergisel yüklerini hafifletmek de gerekebilir.
Keza bankalara da büyümeyi destekleyeci tutum takınma görevi düşüyor.
Neticede faiz indirimi Çetinkaya’nın sinyalini verdiği gibi sürer…
Ve devlet bankaların yükünü azaltırken…
Bankalar da kesenin ağzını açarsa yaz aylarında tüketimi canlandıracak…
Düşük maliyetli kredilere ulaşmak mümkün olabilecek!