Tarihimizin en kanlı terör saldırısıyla sarsıldık milletçe…
Dün de çatışmada şehit olan askerlerimizin haberleri geldi.
Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı ve sabır diliyorum.
Ne yazık ki;
İnsanlığı paramparça eden Ankara’daki korkunç saldırıyı kınamak…
Ve terörle mücadelede verdiğimiz şehitler adına nutuk atmak yetmiyor.
İçi dolu olmayan karşılıklı suçlamalar…
Güven ve huzur getirmiyor.
Çünkü toplum üzüntü ve kaygı içinde…
Saldırılar, bombalamalar, çatışmalar aldı başını gidiyor!
Türkiye, hayatta kalmanın şansa kaldığı bir ülke haline gelmemeli.
Bunun için de bireysel özgürlük ve güvenlik baştacı edilmek zorunda.
Ve güvenlik talebinin dikkate alınması adına…
Tüm sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor.
Öncelikle umutsuzluğa kapılmamak…
Ve olabildiğince sağduyulu davranarak provokasyonlara imkan vermemek gerekiyor.
Yılmadan devletten barış ve güvenlik talep edilirken…
Odalardan derneklere… Vakıflardan spor kulüplerine kadar…
Her kesim daha duyarlı biçimde ortak bir bilinçle hareket etmek zorunda.
Neticede ülke olarak dik durup toplumsal birlikteliği en üst seviyeye çıkarmalıyız ki…
Terör ve şiddetin arkasında olanlar istediklerini elde edemesin!
Sözün özü; kaosa izin vermemeliyiz.
1 Kasım görevi
Elbette kaos ortamına izin verilmemesinde asıl sorumluluk devletin ilgili birimlerinde ve siyasilerde.
Devletin ve siyasilerin; millet için ve millet adına var olduklarını unutmayalım!
Yani ne olursa olsun güven ortamını sağlanmak zorundalar.
Ancak, millet olarak çok net biçimde güvenliğimizi talep etmenin yanında…
Destek anlamında da ne gerekiyorsa üstümüze düşeni yapmalıyız!
Mevcut ortamda çok kritik bir hal alan 1 Kasım genel seçimlerinin…
Güvenle sonuçlandırılarak yeni hükümetin kurulabilmesinin önünü açmak da…
Hepimizin sorumluluğunu taşıdığı milli bir görevdir.
Çarşıya destek zamanı
Malum cuma gecesi tarihi çarşının bir bölümü yandı.
Daha büyük bir felaket oluşmadan yangının söndürülmüş olması sevindirici.
Tüm çarşı esnafına geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Ancak, mobilyacılar ve yorgancılar açısından durumun pek de iyi olmadığını görmek üzücü!
Cumartesi çarşıdaydım…
Alevlerin esir aldığı bölümlere yakından bakma fırsatım oldu.
Ortam tabandan tavana tam bir felaket bölgesini andırıyordu!
Hasar büyük boyutlardaydı.
Dolayısıyla tüm kent dinamiklerine görev düşmekte.
Bir yanda yangında zarar gören esnafa destek eli uzatmak lazım…
Diğer yanda çarşının yanan bölümlerini…
Hızlı biçimde eskisinden de güzel hale getirmek üzere elleri taşın altına koymak gerekiyor.