Sanayi cephesinden iyimser sinyal geldi.
Açıklanan veriler martta sanayi üretimimizin yıllık bazda yüzde 2,2 daraldığını ortaya koydu.
Yani üretim düşüyor.
Ama düşen üretime rağmen açıklanan rakamlar büyük sevinçle karşılandı!
Neden mi?
Öncelikle piyasa beklentisi yüzde 4,3 gibi çok daha ciddi bir daralmayı içeriyordu.
Yarı seviyesindeki gerçekleşme özellikle ekonomi yönetiminde morallerin yükselmesini sağladı.
Son aylarda kaydedilen düşüş hızlarına bakıldığında da minimuma inen bir rakamla karşılaşıyoruz.
Ve Şubat 2019’a yani bir önceki ayın performansına bakarak yaptığımız karşılaştırma ise yukarı hareket dikkat çekiyor!
Mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretim endeksi şubatta göre 2,1 artış kaydetti.
Önceki aylara oranla yılbaşından bu yana arındırılmış endekste kesintisiz bir çıkış olması 2019 adına sevindirici bir tablo niteliğinde.
Dipten çıkışın hızlandığına dair sinyallerin güçlendiği bir ilk çeyrek söz konusu.
Bu manzarayı destekleyen veri seti özellikle imalat sanayinde kendini gösteriyor.
İmalat sanayindeki 24 alt grubun 12’sinin genel üretim endeksini yukarı çekmesi olumlu bir işaret!
Çünkü şimdiye kadar alt gruplarda yukarı hareket eden sayısı 10’u bile bulmuyordu.
Üretime negatif etki eden üretim gruplarında ise önceki ayların favorisi olan metalik olmayan mineral ürünler başı çekti.
Yani cam, seramik, çimento gibi inşaat malzemelerindeki düşüş yine gündemde.
İnşaattaki durgunluğu sanayiye dönük yansımalarını görüyoruz.
Otomotiv, makine, ana metal sanayi ve fabrikasyon metal ürünler de de kayıplar devam ediyor!
Kısacası ağır sanayide henüz ciddi bir toparlanma işareti yok.
Ara malı üretiminin sanayi üretiminde 2,4 puanlık daraltıcı etkisi ile sermaye malı üretiminin 0,6 puanlık negatif katkısı yatırımlar bazında bu manzarayı destekliyor.
Yine de negatif etkinin sınırlanmaya başladığını görmek sevindirici!
Keza ihracat ağırlıklı sektörlerin olumsuz katkısında da düşüş var.
Buna karşın gıda, giyim ve mobilya sektörlerindeki üretim artışı sürüyor.
Ayrıca ana gruplardan dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları ile enerjiden iyimser sinyaller geliyor.
Yani iç piyasaya seçim öncesi pompalanan paranın bir karşılığını sanayi üretiminde görüyoruz!
Peki bu manzara kalıcı mı?
Piyasa oynaklığı ve dış riskler
Dipten çıkışın başladığına ilişkin net bir veri akışı var.
Ancak güçlü çıkış için yeterli işaretin olmadığını da görmek gerekiyor.
Çünkü yerel seçimler sonrası piyasalarda artan oynaklık dış baskıyla daha da üst seviyelere tırmanma çabasında!
Bu atmosferse reel ekonomideki toparlanmayı yavaşlatacak özellikler taşıyor.
Yani sanayi üretiminde de ikinci çeyreğin çok da iyimser geçmeyeceğini öngörmek zor değil.
Yüksek faizlerle ve kurların talebi zayıflatma riski hayli fazla çünkü!
Özellikle ana pazarımız olan AB’deki zayıflamanın ihracatımızı baltalaması riski de var.
Bu nedenle ilk çeyrek büyümesinin büyük olasılıkla yüzde 2 civarı negatif gelmesinin ardından sınırlı bir toparlama beklenebilir.
Yılsonu itibarıyla ise yüzde 1’i bulmayan bir milli gelir artış olasılığı var.
Ama piyasalardaki hareketlilik yıla yayılırsa sıfır civarı bir büyüme ihtimali de teknik olarak mevcut görünüyor.