Üretim cephesinde sonbaharın ilk sinyalleri gelmeye başladı.
Eylül verileri tüketimden gelen işaretlere paralel bir görüntü veriyor.
Tüketici güven endeksindeki sert düşüşün ardından üretimin mevcut durumu ve geleceğine dair iyimser olmayan veri setleri açıklandı.
Öncelikle sanayi üretiminin öncü göstergesi olan kapasite kullanımı ile başlayalım değerlendirmeye.
Merkez Bankası’nın açıkladığı kapasite kullanım rakamları canlanma trendinin eylül ayında kısmen sekteye uğradığını gösterdi.
Eylülde imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı ağustosa göre 0,3 puan azalarak yüzde 76,3 oldu.
Mevsimsel etkiler arındığında ise kapasite kullanımındaki düşüş 0,2 puanda kalıyor.
Ancak, yaz aylarında başlayan pozitif trendin sonbahara taşınmadığını söylüyor rakamlar!
Peki yeni bir trendin başında mıyız?
Yoksa üretim tekrar yukarı yönlü harekete geçecek mi?
İç pazardan talep anlamında karışık sinyaller geliyor.
Faiz indirimleri bir umut sinyali olarak sanayi üretimindeki düşüşün sınırlı kalacağının göstergesi!
Ancak, enflasyon hala tüketimin önündeki engeller arasında bulunuyor.
Diğer yanda dış pazarda da ivme kaybıyla yüzleşiyoruz son aylarda.
Küresel çapta bir durgunluğun izleri var dünya ticaretinde.
Biz de bu süreçten nasibimizi bir miktar alıyoruz.
Brexit’in ne getirip ne götüreceği hala belli değil bu arada!
Sanayideki olası üretim trendlerini öngörübileceğimiz bir de endeks mevcut.
Dün TCMB’nin imalat sanayinde faaliyet gösteren bin 792 işyerinde gerçekleştirdiği anketin endekslere yansıyan sonuçları geldi.
Bu verilere göre reel kesim güven endeksi eylülde 3,7 puan azalışla 98,8 seviyesine inmiş görünüyor.
Hayli sert bir düşüş söz konusu!
Alt endekslere baktığımızda tümünde birden bir düşüş gerçekleştiğini görüyoruz.
Yani son üç aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, genel gidişat, gelecek üç aydaki üretim hacmi, sabit sermaye yatırım harcaması, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku ve gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarını ölçen alt endeksler inişe geçti.
Karlılık ve rekabet gücü azalıyor
Kısacası sanayicinin hem mevcut duruma bakışı hem de geleceğe dönük beklentileri bir miktar karamsarlık içeriyor!
Peki neden diye bakarsak karşımıza öncelikle yükselen maliyetler ve kur istikrarsılığı çıkmakta.
Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz zamları karlılığı da vurdu.
Rekabet gücünü de.
Son dönemlerde dövizdeki dalgalanmaların fiyat verme konusunda sıkıntı yarattığı da ortada!
Küresel ekonomiden gelen sinyallerin de iyimserliği azaltması kaçınılmaz.
Piyasa fiyatlamalarını etkileyen jeopolitik gelişmeler de eksik olmuyor.
Bu havanın kısa sürede dağılması pek mümkün değil.
Bardağın dolu tarafı
Reel ekonomide bardağın dolu tarafında ise iç piyasaya hitap eden ana sektörlere ait güven endekslerindeki yukarı çıkma gayreti kendini göstermekte!
Eylül ayı itibarıyla hizmet sektörü güven endeksinde yüzde 0,2’lik çok sınırlı bir yükseliş kaydedilirken perakende ticaretteki güven artışı yüzde 2,7 ile daha tatminkar bir seviyeye ulaştı.
En çarpıcı yükselişi ise yüzde 8,3’le inşaatta görüyoruz.
Faiz indirimlerinin etkisini hissettirmeye başladığı sektörde morallerin bir miktar düzeldiğini söylemek mümkün.
Sözün özü; sanayicide oluşan karamsarlık tüm reel ekonomiye aynı oranda yansımış görünmüyor.
Ama bu alanlardaki umutların korunabilmesi için piyasayı destekleyici adımların da gelmesi gerekiyor.