2015 çok virajlı bir yıl olarak yatırımcıyı bunaltmış durumda.
Çünkü…
Düz yolda gidebilme umudu bir yana…
Üst üste çıkan ani ve keskin virajlar direksiyon hakimiyetini fazlasıyla zorluyor!
Ve son haftalar bu manzarayı içeren çok net örneklerle doluydu.
Mesela geçen hafta…
Beklentimiz doğrultusunda doların rekor serisini sürdürdüğünü gördük.
Ancak, 3,06 lirayı aşan dolar yerinde durduğunu söylemek zor!
Çok dalgalı bir seyirden sonra haftayı yüzde 1,57 artışla 3,04 TL seviyesinden kapattı çünkü.
Oysa TL karşısında parite desteğini arkasına alan Euro‘daki değer artışı yüzde 3,18‘i buldu.
Ama sadece piyasa oyuncularının değil… Reel sektör ve ekonomi yönetiminin gözü de rekortmen dolardan başkasını görmüyordu!
Borsa İstanbul‘da ise haftalık kayıp yüzde 2,19‘u buldu.
Peki neydi Türk para piyasalarının tadını kaçıran?
Piyasaları ilgilendiren ana tema önceki haftalarla yine aynıydı aslında…
Dışta Amerikan faiz artışına dönük sinyaller ve Çin’in ekonomik performansı ana gündem olmaya devam etti.
Ama araya Brezilya’nın kırılan kredi notunun girmesi dalgalanma katsayısının yükselmesine neden oldu.
İçte ise güncelliğini koruyan siyasi belirsizlik baskısına…
Artan terör olaylarının olumsuz etkisi eklendi.
Temmuz ve ağustos aylarına ait reel ekonomik verilerin pek de keyif vermediği geçen haftanın moral kaynağı ise…
Yüzde 3,8‘le beklentileri aşan ikinci çeyrek büyüme rakamımız oldu!
Ancak, Fitch ve Moddy’s gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının mali performansımızı öven…
Ve kredi notumuzun korunmasına dönük mesajlarına rağmen piyasalarımız pek de sakinleşmedi.
Çünkü…
Tek başına bütçe dengesinin korunması not korunmasını sağlamayabilir.
Özellikle ABD’de faiz artışı eylülde başlar ve gelişmekte olan ülkelere etkisi sert olursa…
Notumuz sallanmaya başlar!
Bu dengesiz tabloya 1 Kasım sonrası yeni bir siyasi dengesizlik eklenirse…
İşte o zaman ‘yatırım yapılabilir ülke’ statüsündeki notumuzu tam anlamıyla riske girer!
Hele de bu manzraya bir de Çin kaynaklı sorunların nüksetmesi eşlik ederse…
2015’i epey zor koşullarda bitireceğimiz aşikar.
Piyasanın direksiyonu Fed’in elinde
Kısa vadedeki en önemli tetikleyicinin Amerikan faizleri olacağını düşünürsek…
Bu hafta 16 – 17 Eylül tarihlerinde toplanacak olan Amerikan Merkez Bankası Fed yöneticilerinin vereceği karar tarihi bir öneme sahip!
Yani yine keskin ve arkası görünmeyen bir viraja giriyoruz.
Fed’in faiz artırması en azından kısa vadede ciddi bir dalgalanmaya yol açacaktır.
Çünkü…
Kısmen fiyatlanmış olsa da bu gelişme artçı etkikerin netleşmesi anlamında taşların yerine oturması biraz zaman alacaktır!
Faiz artışının aralık aytına ötelenmesiyse… Mini bir bayram anlamına geliyor yatırımcı adına.
Dolayısıyla beklenti analizinde çok geniş aralıkların bu hafta öne çıkması kaçınılmaz bir durum…
Beklenti aralıkları çok geniş
BIST 100 Endeksi’nin olumsuz senaryoda ilk ciddi desteği 69 bin 800 puan civarında.
Ardındansa 68 bin seviyesinde olacaktır gözler!
Olumlu gelişmelerse önce 74 bin 400 direncinin sonra da 77 bin 700 puan seviyesinin geçilmesini sağlayabilir.
Dolardaki beklentilerse Fed’in faiz kararına göre 2,95’le 3,15 TL bandına yayılmış durumda!
Euro’nun gidiştı da 3,35 – 3,55 lira aralığında bir dalgalanmanın izlerini sunuyor bizlere.