Gelişmiş ekonomi olmanın göstergelerinden biridir tasaruf!
Çünkü toplam tasarrufun milli gelire oranı…
Bir ülkenin kendi ayakları üzerindeki gelişme potansiyelini gösterimekte.
Dünyada yüzde 25’in üzeri makul kabul edilirken…
Türkiye’nin mevcut tasarruf/milli gelir oranı…
Dibe vurduğu yüzde 12 seviyesinden yükselişe geçmiş durumda.
Ancak hala yüzde 15 gibi düşük bir seviye söz konusu!
Vatandaşı tasarrufa teşvik etmek için çeşitli yöntemler sahaya sürülüyor.
Mesela “BES” adıyla hafızalara kazınan Bireysel Emeklilik Sistemi gibi.
19 sigorta şirketi yaklaşık 240 fonda BES katılımcılarının parasını…
İsteğe bağlı olarak belli koşullarda işletip nemalandırıyor.
Ayrıca BES’liler yatırdıkları her 100 liraya devletten de 25 lira almakta.
İşlem kesintileri gibi eleştirilecek yanları olsa da sistem ilgi gördü.
Ve 6,4 milyonu bulan katılmıcının birikimi 56 milyar lirayı aştı!
Ancak, devletçe yeterli görülmeyen bu rakamlar…
Hayatımıza BES’in zorunlusunu kattı!
Daha doğrusu teknik adıyla otomotik Bireysel Emeklilik Sistemi…
45 yaş altıdaki tüm çalışanları kapsayan yapısıyla vatandaşın karşısına çıktı.
Bir yanıyla zorunlu. Ama 2 aylık bir zorunluluk bu!
Sistemi beğenmeyen çıkıp parasını geri alabilecek çünkü!
Yani bir de garip bir çıkış serbestisi var.
Sistemin vatandaş açısından pratikteki getirisini götürüsünü…
1 Ocak 2017’den itibaren net biçimde görme şansımız olacak.
İşlemleri yapmak zorunda olan çalışanların bağlı bulunduğu şirket ve kurumlar içinse…
Şimdiden ciddi bir bürokratik yük geldiği aşikar!
Peki otomatik sistemi tatmak zorunda kalacak olan her çalışan için teorik olarak şu an ne sunulmakta?
Önce çalışanın maaşından ne kadar kesinti yapılacağına bakalım.
Teknik olarak prime esas kazancın yüzde 3’ü.
Yani maaş yükseldikçe otomatik olarak kesilen para artıyor!
Ve her yıl başındaki maaş artışına göre, primler de yükselmiş olacak.
Asgari ücrette şu an 49 lira 41 kuruş kesinti görünürken.
Bu miktar 1 Ocak’taki asgari ücret artışıyla birlikte 50 lirayı aşacak.
Devlet ne veriyor?
Devlet, teşvik amacıyla cayma hakkını kullanmayanların hesabına bin lira yatıracak.
Ve ardından her ay çalışan adına yatırılan paraya yüzde 25 devlet katkısı sağlanacak.
Ancak, devlet katkısını almaya başlamak için 3 yıl sistemde kalma şartı var.
3 yılın sonunda katkının yüzde 15’i alınabiliyor.
Tüm katkıya hak kazanabilmek içinse 56 yaş ve 10 yıllık bekleme süresi söz konusu!
Ama sistemin 45 yaş altındakileri hedeflemesi nedeniyle 10 yıllık bekleme süresi teoride kalıyor.
Yani tüm katkıyı almak için zorunlu olarak daha fazla beklenecek!
Bu arada emeklilik aşaması geldiğinde parasını toplu yerine aylık olarak alanlara, devlet yüzde 5 katkı daha sağlayacak.
Çifte standart ve rötuş ihtiyacı
Oysa BES’i olanların iptal ettirip, otomatik katılıma geçeme hakları yok.
Yani 45 yaş altındaki mecvut BES’liler bin lira ve ilave yüzde 5 hakkına sahip olamıyor.
45 yaş üstü BES’lilere de gönüllü olarak girdikleri bu süreçte benzer katkılar verilmiyor.
Buna karşın otomatik BES’lilerin fon seçme şansı yok. Ve işlem kesintileri de hala belli değil.
Dolyısıyla çifte standart algısına müsait bir görüntü de söz konusu!
Bir de düşük primlerdeki emekli aylıkları kimseyi tatmin edecek cinsten görünmüyor
Yani BES’in tümü adına bir miktar daha rötuşa ihtiyaç var.