Gözlerin çevrildiği Merkez Bankası “sürpriz” yapmadı.
Çarşamba akşam saatlerinde sızdıralan indirim serisine ara verme kararı…
Dünkü Para Politikası Kurulu toplantısının ardından gerçeğe dönüştü çünkü!
Merkez Bankası faiz oranlarını sabit tuttu.
Açıklanan yazılı karara göre faiz koridorunun üst bandı yüzde 8,25 seviyesinde…
Alt bant yüzde 7,25 politka faizi ise yüzde 7,5 düzeyinde bırakıldı.
Yani Murat Çetinkaya ve ekibi…
Tek faize doğru yıl boyunca attığı indirim adımlarına bir yenisini eklemeyi riskli buldu.
Oysa önceki güne kadar bu yıl adına faiz koridorunun üst sınırında…
En az bir indirim için kamuoyunu hazırlamıştı.
Peki siyasilerin de vatandaşın da düşük faiz beklentileri niye boşa çıkarıldı?
Üstelik de son dakikaya kadar neredeyse indirim sinyalleri verilmesine rağmen!
Genel ekonomik tablo ve küresel gidişatı yanyan koyup…
Dünkü kurul kararlarının detaylarına bakınca…
Net bir çekincenin MB yönetiminin kafasında oluştuğunu görüyoruz.
Nasıl bir çekince?
Beklentileden iyi gitmeye başlayan enflasyona dair endişeleri dile getiriyor Merkez.
“Döviz kuru ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmeler enflasyon görünümündeki
iyileşmeyi sınırlamakta ve para politikasındaki temkinli duruşun korunmasını
gerektirmektedir”.
Aslında “Enflasyonda yükseliş riski var. Ama beni asıl korkutan döviz kurlarındaki yükseliş“ diyor MB yönetimi!
Keza açıklama metninde önceki aylarda yer alan gıda ve akaryakıt kaynaklı destekten de bahsedilmiyor artık.
Yani enflasyon kaynaklı bir endişe doğmuş vaziyette.
Yapısal riskleri daha da palazlandırabilecek olan kur artışlarının…
Yan etkilerini göze almak istemediği için Çetinkaya…
Tercihini “bekle gör” taktiğinden yana yapmış görünüyor!
MB neyi görmek istiyor?
Amerika’daki faiz artırım süreci ve başkanlık seçimleri…
MB’nin öncelikli takip alanı konumunda.
Avrupa’nın parasal genişleme sürecine dair belirsizliklerle…
Brexit fiyatlamalarını da görmek zorunda Merkez.
Keza Türkiye’nin Suriye ve Irak bağlamındaki jeopolitik riskleri…
Ve olası bir başkanlık referandumu da takip konuları arasında yer alıyor.
Doları zıplatabilecek bu gelişmeler nedeniyle…
Murat Çetinkaya’nın ‘yangına bir de biz benzin dökmeyelim’ deyip…
Faiz indirimiyle oluşabilecek kur baskısını göze alamadığı anlaşılıyor!
Ve kaygısı da sadece enflasyon değil.
Dış borç baskısı ve pahalı ithalatın büyümeyi sınırlamasıdan da endişe ettiği aşıkar.
Ve şimdi bu tabloda akıllara takılan soru…
“İndirime acaba sadece bir ay mı ara verildi”?
Piyasaların fiyatlama stratejisi
Yanıtı yukarıda sıraladığımız gelişmeler belirleyecek.
Ama bu yıl için faizlerde dibi görmüş olma ihtimalimiz de mevcut.
Yani vatandaşın daha ucuz kredi beklentisi bir başka bahara kalmış olabilir!
Piyasaların hoşuna giden faiz indirimine ara kararı…
ABD’den gelen kötümser veri akışıyla birleştiği için…
Doları 3,051 TL seviyesinde görebildik.
Ve teknik olarak 3,033 liraya doğru bir kanal açıldı.
Ancak inişin güçlenmesi için yeni gelişmelere ihtiyaç var!
Unutmayalım ki; mevcut belirsizlik atmosferinde…
Kurun kendini 3,07’nin üstüne atması da zor görünmüyor.