Flipboard
Faiz, koridor, munzam…
Merkez, hiçbir şeye dokunmadı.
Erdem Başçı yönetimindeki Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, eylülde elini taşın altına kaymama yoluna gitti.
Yani geçen ay yapılan bant sürprizi, eylüle yerini derin bir sessizliğe bırakmış vaziyette
Hal böyle olunca; kabına sığmayan dolar 2,263 TL`yi görerek son 7 ayın zirvesine çıktı!
Ve dolar böylece ekimde beklediğimiz 2,25 – 2,30 TL bandına bir hafta erkenden oturmuş oldu.
Kısacası küresel piyasalardan esen sert rüzgarlara, sadece `bekle gör` politikasıyla cevap veren MB yönetimi…
İç piyasa üzerindeki belirsizlik katsayısını da katmerlemekten öteye gidemedi!
Aslında MB`nin zor karar aldığı günleri yaşaması, Türkiye adına da sıkıntılı döneme işaret ediyor.
Bir yanda yavaşlayan büyümeyi canlandırmak üzere siyasetin beklediği faiz indirimi… Diğer yandan baştaABD`nin faiz artırımı ve jeopoitik riskler olmak üzere artan küresel baskı…
Ve bir türlü inmeyen enflasyonu da bu tabloya eklediğimizde karar mekanizmasında fazlasıyla sıkışmış bir para otoritesiyle karşılaşıyoruz!
Peki neticede kimseyi tatmin edemeyen bir politikayı niye sürdürüyor MB yönetimi?
Merkez elinde opsiyon tutma çabasında… Dünyadaki gidişata göre sürpriz kararlar için elinde koz olmasını istiyor çünkü!
Döviz satışı, gecelik fonlamaları sınırlama, ihtiyaç olur ve de cesaret ederse faiz artışı bile elindeki opsiyon listesinde yer alıyor aslında.
Nitekim önceki gün sessiz sedasız mini bir döviz satışıyla piyasa reaksiyonunu ölçme yoluna gitti.
Ama, piyasaları istikrara kavuşturmak küçük operasyonların işi değil!
Özellikle de tüm ekonomiyi etkileyen döviz cephesinde.
Yarım Euro ile yarım dolardan oluşan döviz sepetinin 2,56 TL civarındaki seyri de artık yukarı yönlü baskı altında…
Ancak, Merkez`in bu yükselişe fazlaca seyirci kalma lüksü yok!
Dolayısıyla sepetin 2,60`a kadar yolalmasına seyirci kalınsa da…
Dış kaynaklı bir gevşeme görülmediği taktirde MB`nin müdahaleden kaçma şansı da yok!
Konutta satışlar patladı mı?
`Balon var mı yok mu` tartışmaları arasında konut sektöründen `sürpriz` rakamalar geldi.
Geçen yıla göre her ay düşük satış rakamlarının kayıtlara yansıdığı bu kritik sektörde ağustos itibarıylaadeta satış patlaması yaşanmış!
TÜİK verileri diyor ki: Türkiye genelindeki konut satış adedi Ağustos 2014 itibarıyla 2013`ün aynı ayına oranla yüzde 25 artış kaydederek 105 bin 624`e çıkmış.
Ve neticede konut satışları bu yıl aylık bazda ilk kez 2013`e göre artış göstermiş oldu.
Hem de çok çarpıcı bir artış hızıyla!
Sektör adına sevindirici bir tablo bu… Ancak, durum göründüğü kadar iyimser bir görüntü içermiyor.
Çünkü…
Temmuz ayında çarpıcı düşüşe neden olan bayram tatili kaynaklı baz etkisi bu kez ters işleyerek… Sektörde ciddi bir canlanma varmışçasına bir görüntüye yaratmış durumda.
2013`te Ramazan Bayramı ağustostayken bu yıl temmuza denk geldi. Haliyle de arefeyle birlikte bayram dönemlerinde en az 4`er iş günü kayıp söz konusu.
Yani 2013-2014 karşılaştırmasında temmuz ve ağustos ayları konut sektörü açısından net bir görüntü vermekten uzak.
Temmuzdaki düşüş oranı ne kadar yanıltıcıysa ağustostaki artış da o kadar yanıltıcı!
Hesaplamalarım geçen ayki artış oranının takvim etkisi arındırıldığında yüzde 10`u bile bulmadığını gösteriyor.
Ancak, yine de bu yıl yüzbin sınırının ilk kez aşıldığı ağustostan yansıyan konut manzarasının gösterdiği temel görüntü… Piyasanın canlanma sürecine girdiğini teyit ediyor.
Keza, 92 bin 936 adetle en yüksek satış rakamının kaydedildiği hazirana oranla ağustostaki yüzde 13`lük artış umut vermekte!
Yani 2014`ün yeni zirve rakamı, eylülde yine tatile takılacak olsa da… Yılın son çeyreğinde biraz daha iyi tabloyla karşılaşma şansımız var.
