Dolar seçimler öncesinde başladığı yükselişini kararlı biçimde sürdürüyor.
Şubatta 5,20’lerde gezen kur artık 6 lira sınırında!
Beklentiler 2019’da bir yükselişi öngörüyordu aslında.
Ama beklenmeyen ataklar ve yangına körük tutan hamleler yine hesapları altüst etmeye aday görünüyor.
Mesela doların tüm dünyada değer kazandığı bugünlerde jeopolitik riskler de kapıda giderek birikirken Merkez Bankası piyasaların tadını kaçıracak adımları atabiliyor.
Nasıl mı?
MB yönetimi dün yapılan Para Politikası Kurulu toplantısında beklentilere paralel olarak faizlerde değişikliğe gitmedi.
Yani politika faizi olan haftalık repo faizini yüzde 24 seviyesinde tuttu.
Aslında burada bir fırsat penceresi varken ıskalandı.
Çünkü kurlar yükselme eğilimindeyken ve risk birikimi artarken faizde ufak bir yukarı ayar yapılabilirdi!
Böyle bir ihtiyaç olduğu yerel seçimlerin öncesinde swap piyasasında görmüştük.
Politika faizi dolaylı yolla yüzde 25,5 seviyesine çıkarılmıştı bir süreliğine.
Ancak, anlaşıldığı kadarıyla MB’nin faize yukarı yönde dokunma niyeti yok.
Tam tersine düşüş yönünde bir irade sergiliyor.
Ve asıl önemlisi zamanından önce bir indirime niyetlendiğine dair izlenim oluştu piyasalarda!
Niye mi?
Merkez’in faiz karar metninde önceki metinde yer almayan “ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” ifadesi yer almadı.
Yani faiz artışı kapısı kapatılırken iniş için sinyal olarak algılandı bu tavır.
Neticede bu algı zaten küresel çapta yükselmeye çalışan dolar kurunu 5,89 TL’den 5,98 TL’ye kadar çıkarıverdi!
Günlük bazdaki artış zirve değerindeyden yüzde 1,85’i buldu.
Kısacası son 6 ayın yeni zirveleri test edilirken 6,02 TL yeni direnç konumuna geldi.
Bu direncin gücü ise sorgulanır cinsten.
Aslında kurun seviyesi kadar ekonomiyi yakından ilgilendiren oynaklık düzeyi de son kararla birlikte ciddi biçimde arttı.
Oynaklığın yarattığı belirsizliğin ekonomik bünyemize zarar verdiğini unutmayalım!
Ocakta ve şubatın ilk günlerinde değer kazanan liranın dün itibarıyla yılbaşına göre yüzde 11,5 gerileyerek en çok değer yitiren gelişmekte olan ülke para birimi haline gelmesi dikkat çekici.
Kısacası MB’nin hem icraatları hem de algı yönetimi çok önemli.
Yoksa bir yanda istikrarsız piyasa hareketleriyle boğuşmak zorunda kalırız.
Diğer yanda da enflasyon baskısıyla boğuşuruz!
Merkez bundan sonra ne yapar?
Dolar endeksi 98,30 seviyesine çıkarak son 23 ayın zirvesini görmüş durumda.
Yani küresel bir baskı var TL üzerinde.
Aynı zamanda ABD ile hem S-400 hem İran’dan petrol ithalatı muafiyeti konusunda riskler mevcut.
Bir de İstanbul seçimleri için YSK’nın son kararını henüz vermemiş olması belirsizlik faktörü olarak karşımızda durmakta!
Ekonomik göstergelerin de henüz istenilen seviyelerden uzak kalması yanında MB rezervlerine ilişkin iddialar özellikle yabancı yatırımcının kafasını karıştırıyor.
Bu manzarada Merkez’in enflasyonda istikrarlı bir iniş trendi görmeden faiz indirimine gitmemesi lazım.
Enfalsyondaki mevcut seyirse en erken temmuzu işaret ediyor.
Ancak, MB’nin dün verdiği sinyallerin bundan sonraki ilk Para Politikası Kurulu toplantısının yapılacağı haziranı işaret ettiği düşünülüyor piyasalarda.
Dolayısıyla artık her gelişme piyasalarda daha duyarlı algılanacaktır!
Kıscası MB’nin gereğinde hızlı reaksiyon vermesi ve yönlendirme yapması hayati önemde.