Kur cephesinde savaş kızıştı…

Merkez bankaları tüm silahlarıyla 2015’te boy göstermeye başladılar.

İsviçre’nin para birimini Euro’ya endekslemeyi terk etmesini ardından…

Yeni sürprizlere karşı artık eller tetikte!

Diğer MB’lerin de karşı ataklarının gelmesi kuvvetle muhtemel çünkü.

Hatta İsviçre’nin sürpriz dizisini sürdürmesi ihtimalinden bahsediliyor.

Yani her ülkenin para otoriteleri vasıtasıyla…

Hem finansal istikrara hem de reel ekonomiye destek anlamında adımlarını daha da sıklaştırdığı bir döneme girdik.

Bu atmosferde en kritik mücadeleyi ise şu sıra Euro Bölgesi vermekte!

Çünkü tüm göstergelere duran bir ekonomiye işaret ediyor.

Dolayısıyla artık çok ciddi müdahaleler şart.

Gözlerin çevrildiği Avrupa Merkez Bankası’nın 22 Ocak’taki toplantısı bu nedenle özel bir önem taşıyor.

Bütün işaretlerin büyük bir parasal genişlemeyi zorunlu kılması…

Ve güçlü seyreden Amerikan ekonomisinin ters etkisi neticesinde Euro/dolar paritesinin son 11 yılın en düşük seviyesi olan 1,14’ü görmesi…

Piyasalardaki dengeler kadar dış ticaret üzerinden de reel ekonomiye yansıması olan kritik bir gelişme halini aldı!

Dolayısıyla kur cephesinde reel ekonomiye zarar verebilecek gelişmelere karşı tedbirli olmakta fayda var.

Bugün toplanacak olan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun alacağı kararlar bu anlamda büyük öneme sahip.

Faizler inecek mi? Kafalardaki temel soru bu.

Özellikle siyasilerin en yüksek mertebeden indirim beklentisini yansıtmasından sonra…

Bu soruya Merkez’in vereceği yanıt daha da önem kazanmış oldu!

Çünkü…

İç piyasadaki durgunluğun aşılması anlamında kredi maliyetlerinde ucuzlama olması kısmi bir fırsat yaratabilir.

Ancak, küresel koşullarla enflasyondeki seyir, güçlü bir fazi indiriminin de riskleri olabileceğini söylüyor.

Üstelik ihracat cephesinde kur savaşlarıyla artan çarpışmalarda ihracatçımıza da cephe lazım olduğu için…

Başçı ve ekibinin dış ticaret cephesini de gözeterek çok ince ayarlı adımlara imza atması önemli görünüyor.

Ve MB’nin faizle kur ayarlamalarının uzun soluklu bir takvimi içermesi gerektiği de unutulmamalı

Peki kur ve faizden bire bir etkilenen Bursalı sanayici ve ihracatçılar…

Nasıl bir parasal strateji bekliyor?

Bu sorunun yanıtı için Başkan Günal Baylan’a para poltikalarının sanayi ve ihracat üzerindeki uzun dönemli etkilerini bilimsel raporlarla ortaya koyan BUSİAD’ın beklentilerini sordum.

 

BUSİAD: Değerli TL’ye izin verilmemeli

 

Akademisyenlerin yaptığı bilimsel analizlere atıfta bulunan BUSİAD Başkanı Baylan, öncelikle TL’nin değerli olmasının yarattığı sıkıntılara dikkat çekti.

“Sanayicimiz ne çektiyse; uzun yıllar hakim olan değerli TL, yani düşük kurdan çekti! Dolayısıyla, Türkiye ihracatla büyüyecek ve cari açığını da azaltacaksa… Bunu ancak istikrarlı ve yüksek kurlarla başarabilir”.

Peki MB ne yapmalı?

“Merkez Bankası’nın stratejilerini hem istikrar, hem de rekabetçi döviz kuru anlamında oluşturmasında fayda görüyoruz.

Çünkü oynaklılar döviz borçları üzerinde baskı oluşturabilmekte!

Faiz kararı bu çerçevede küresel koşullarla sermaye akımlarının nasıl şekilleneceğini de dikkate alarak verilmeli.

Yani Merkez, ayarlamalarını sindire sindire, tedbirli biçimde yaparsa işdünyası adına marjinal fayda sağlamış olur”!

 

UİB: Rekabetçi Euro kuru istiyoruz

 

Para politikalarına dönük beklentilerini sorduğum Uludağ İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Orhan Sabuncu ise…

Özellikle Euro’daki değer kaybının yarattığı riskelere dikkat çekerek Bursalı ihracatçı adına rekabetçi kur talebini dile getirdi.

“TL karşsında 2,70 seviyesinin altını deneyen Euro çok ciddi sıkıntılar oluşturmakta. Rekabetçiliğimizi azaltan bu duruma karşı proaktif bir para politikası bekliyoruz!

MB, Euro/TL’yi daha rekabetçi seviyelere çıkaracak bir strateji izlemeli”.