Martta başladı. Ve 6. adım dün geldi.
Merkez Bankası, sadeleştirme sözünü tuttuğunu…
Faiz koridorunun üst bandında 25 baz puanlık indirimle gösterdi.
Neticede koridorun azami faiz düzeyi yüzde 8,5’e inmiş oldu.
Öncelikle mevcut koşullarda cesur bir adım bu!
Çünkü önceki yönetimlerde en ufak belirsizlik hemen “bekle-gör” tarzı bir duruşa yol açmaktaydı.
Oysa dün MB’nin Para Politikası Kurulu tereddütsüz bir indirim kararı verdi!
Neden mi?
Siyasette ve kamuoyunda ciddi bir beklentinin olması önemli bir olgu.
Ancak, yeni başkan Murat Çetinkaya ile birlikte…
MB politikalarında ekonomiyi büyütme yönünde bir tercih öne çıkmış durumda.
Şimdiye kadar enflasyonla mücadele ön plandaydı.
Ama adımlar dikkatli de atılsa… İç tüketimi canlandırma gayreti göze çarpıyor.
Yine de yapılan faiz indirimlerinin…
Büyümeye ani ve etkili bir yansıma yapması henüz söz konusu değil!
Çünkü baktığımızda tüketiciye, sanayiciye, çiftçiye ve esnafa göze çarpar nitelikte bir kredi ucuzluğunu göremiyoruz.
Neticede her faiz indiriminin ardından…
Vatandaştan gelen “konut, taşıt ve tüketici kredileri ucuzlar mı?” tarzı sorularla kaşılaşıyoruz.
Bu tür kritik sorulara yanıt ararken farklı birkaç açıdan bakmak şart.
Çünkü hem tek bir faiz türü yok. Hem de bankaların tek bir para kaynağı yok.
Üstelik bir de vade meselesi var!
Marttan bu yana üst bantta yapılan indirimlerin…
Bankaların elini rahatlanması ancak yeni yeni başladı.
Mevcut tabloda bankaların kullandırdığı kredilerin ana kaynağı…
Ya dışarıdan ya da toplanan mevduatlardan oluştuğu için…
Merkez’in sunduğu indirim fazlaca işe yaramadı.
Türüne göre vatandaşı ilgilendiren kredilerin yıllık maliyeti hala yüzde 13 ile 18 arasında değişiyor.
Özetle kısa vadeler için ucuzlama imkanı bir miktar var.
Ama uzun vadeli kredilerde ucuzlama için…
MB yönetiminin munzam karşılıklarda indirim gibi başka enstrumanları da devreye sokup…
Bankaların maliyetini azaltmayı sürdürmesi lazım.
Keza sadeleştirmeyi tamamlamak üzere tek bir faiz türüne doğru indirimleri devam ettirmesi de şart!
Yeni indirimler gelir mi?
Eylül ayı kritik. Bir yandan muhtemelen bir miktar yüksek gelecek olan ağustos enflasyonunun baskısı hissedilecek.
Diğer yandan da Amerikan Merkez Bankası Fed‘in faiz kararı adına kritik bir dönem söz konusu.
Dolayısıyla Merkez’in cesaretini kıracak bir tablo ortaya çıkabilir!
Ancak, yine de en azından 25 baz puanlık bir indirim kuvvetle muhtemel görünüyor.
Tüketicinin demokrasiye güveni tam
Kritik göstergelerden biri güçlü mesajlarla çıktı karşımıza.
Tüketici güven endeksi ağustosta bir önceki aya oranla yüzde 11,1 yükseldi.
Peki beklentileri fazlasıyla aşan keskin yükseliş ne anlama geliyor ?
Başta genel ekonomik durum beklentisi olmak üzere… Tüm alt endekslerde ciddi bir iyileşme var.
Öyleki otomobil ve konut satın alma ihtimalinde bile adeta zıplama söz konusu!
Vatandaşın mali durum beklentisi de yüzde 2,1’lik artışla tüketime destek mesajı veriyor.
Sözün özü dün açıklanan güven endeksi…
FETÖ’nün darbe girişimi ardından…
Tüketicinin ekonomiye olan güveninde güçlü bir toparlanma olduğunu gösterdi.
Türkiye zaten şoklara karşı olan direncini defalarca ispat ettiğinden…
Demokrasinin kazandığı bir ortamda başka sonuç beklenemezdi!