Son yıllarda yapılan ameliyatlarla eli yüzü düzelen Bireysel Emeklilik Sistemi…
Uzun vadede en kazançlı yatırım aracı haline geldi!
Devletin yatırdığınız her 100 liraya 25 lira vermesi bile…
Yıllık mevduat faizi getirisini ikiye katlıyor.
Hisseden bonoya… Dövizden altına… Çok çeşit yatırım fonlarında yıllarca değerlenecek olan birikiniz de bunun üstüne kar kalacak.
Yani toplamda hem tasarruf hem de ciddi bir yatırım fırsatı sunuyor BES!
Öyle olunca da sistemdeki katılımcı sayısı hızla artarak 18 Eylül itibarıyla 5 milyon 741 bin kişiyi aştı.
BES’in Türkiye’de ulaştığı büyüklükse…
Devlet katkısı ve fon kazançlarıyla birlikte 40 milyar TL‘ye ulaştı.
Yeterli mi? Değil elbette!
Çünkü dünya standartlarında idealize bir çekim merkezi olamadı ülkemizdeki sistem. Ama, fon yönetim ve kesintiler anlamında olumlu adımlar geliyor.
Ve en önemli adımsa dün geldi!
Adı Bireysel Emeklilik Sistemi olduğu halde…
Şimdiye kadar emeklilik planı sunulmuyordu!
Toplu ödeme ağırlıklı bir sistemle katılımcılar paralarını geri almaktaydı.
Artık gerekli hazırlıkları tamamlayan sigortacılar…
Dün yürürlüğe giren Yıllık Gelir Sigortaları Yönetmeliği kapsamında emeklikliğin de kapısını aralamaya başlayacak.
Yıllık gelir sigortası uygulamasına göre…
Sigorta şirketleri, 56 yaş ve üzeri kişilere tek prim karşılığında, ömür boyu aylık sağlayacak ürünler sunmak durumunda.
Peki ödenecek aylık nasıl belirlenecek?
Sigorta şirketine, sunulan emeklilik ürününe, katılımcının katkı ve sağlık şartlarına göre değişkenlik gösterecek aylıklar!
Yani BES katılımcısının ömrüne ilişkin tahminleri içeren ölüm düzeyi tablosu ve sistemdeki parasıyla…
Sigortacının sunduğu faiz oranı ve rekabetin getireceği diğer ürün avantajları aylık hesabının ana unsurlarını oluşturacak.
Her yıl en az TÜFE oranında zam da mecbur!
Bu arada 56 yaşın altındaki kişilere de bir varlığa endeksli olmak koşuluyla ömür boyu veya belirli bir süre aylık ödeme içeren ürünler sunulabilecek.
Ancak, emekleme dönemindeki bu sistemde… Şu an cazip bir ikinci emeklilik ya çok para yatırmanıza… Ya da ömrünüzün çok fazla olmamasına bağlı ne yazık ki!
İhracatta enseyi karartmayalım ama…
Dün çakılma günüydü!
Açıklanan veriler;
Bir yanda Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervinin 99,6 milyar dolarla son 3 yılın dibine indiğini gösterirken…
Diğer yanda da Türkiye’nin eylül ayı ihracatının da çakıldığını ortaya koydu çünkü.
Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre eylül ihracatı 2014’ün aynı ayına oranla yüzde 19,8 geriledi.
Ama enseyi karartmayalım…
Çünkü… TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin de vurguladığı gibi bayram tatilinin vurduğu darbe gerçek manzaranın görülmesini engelliyor!
Eylül 2015’te tüm ekonomide 2014’ün aynı ayına göre 3 resmi iş günü kaybı söz konusu…
Yani aylık bazda yüzde 10 kaybın nedeni tatil kaynaklı.
Keza Euro/dolar paritsenin eylüldeki etkisi de bu orana yakın.
Neticede bu etkileri ayıkladığımızda eksi ihracat ortadan kalkıyor!
Bu tabloyu tatil etkisini kalkacağı…
Hatta 2014’ün ekimindeki bayram günleri nedeniyle de ek bir baz katkısının hissedileceği…
2015 Ekim ayı ihracat rakamlarında net biçimde görmemiz mümkün olacak.
Ancak, parite etkisinin düşürücü baskısı hala gündemde…
Ve dış talepte de ciddi bir hareket olmaması nedeniyle…
Yıl sonu itibarıyla yine eksi değerde bir ihracat artışıyla karşılaşmamız kaçınılmaz görünüyor!