Memleketin dövize ihtiyacı var.
Ödenecek yüklü ithalat faturaları yanında hayli kabarmış dış borç geri ödemelerimiz mevcut.
Bir de vatandaşın doymak bilmeyen döviz açlığı var.
Öyle ki bankalardaki döviz mevduatı 192 milyar doları aştı!
Kur şoklarını yedikçe TL yerine dolara güvenen, dolar bağımlısı bir toplum olduk nihayetinde.
Bu tablonun tersine döndürülmesi için arayışlar olsa da kalıcı sonuç şüpheli görünüyor.
Neticede döviz talebimiz kaçınılmaz olarak ihracat ve turizm gelirlerine odaklanmamızı şart koşmakta!
Peki bu cephelerde durum nasıl?
Turizm gelirleri önceki yıllara oranla daha iyi bir performans sergiliyor.
Asıl döviz kapısı olan ihracatta ise aynı manzarayı ne yazık ki göremiyoruz.
Dış satım gelirlerimizin artış hızı bu yıl hayli düşük bir seviyede seyrediyor.
2019’un ilk 9 aylık bölünde elde edilen 132,5 milyar dolarlık ihracat geliri 2018’in eş dönemine göre sadece yüzde 2,5 artış kaydetti.
Yani geçen yıla göre yüksek seyreden kurların da ihracatçıyı desteklemediğini söylüyor veriler!
Peki neden?
Öncelikle son bir yıla damgasını vuran zamların iş dünyasının maliyet kalemlerini paramparça ettiğini görüyoruz.
Enerji ve hammadde zamlarıyla baş etmenin gittikçe zorlaştığını söylüyor iş dünyası temsilcileri.
Yani rekabetçi fiyat vermenin çok zor hale gelmesi yanında karlılıkların erozyana uğraması gibi handikapları yaşıyor ihracatçılar!
Neticede miktar olarak dünyaya daha fazla ürün satmamıza rağmen elde ettiğimiz gelir aynı oranda artmıyor.
Çünkü bazı ihracatçılar pazar kaybetmeme adına fiyat kırma yarışına girmiş vaziyette.
Yetmezmiş gibi küresel ticaret savaşlarının artçıl şoklarını yaşıyoruz.
Ve unutmayalım ki; ciddi bir kur savaşının ayak izleri gündemde.
Bu arada Euro/dolar paritesindeki düşüş de ihracat gelirlerinin düşük görünmesine yol açıyor.
Çünkü ağırlıklı olarak gelirlerimiz Avrupa kaynaklı.
Ancak, tüm ihracat gelirleri yani kazancımız dolar bazında kayıtlara geçmekte.
Daha zor bir yıla hazırlanmalı
Bu atmosferde ihracat cephesinden çok da fazlaca bir şey beklemek zor.
Yani en büyük döviz kapımız tüm mücadeleye rağmen aralanacak gibi görünmüyor.
Yılsonu ne olur derseniz…
Mevcut tablonun rakamlara dönük en taze yansımasını dün geldi.
Pek de iyimser bir manzara yok!
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin eylül verileri 15,22 milyar dolarlık ihracat gelirini karşımıza çıkardı.
Rakamları açıklayan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ithalatın ise 16,96 milyar dolar olarak gerçekleştiğini kaydetti.
Değişim ise oranları çarpıcı.
İhracat geçen yılın aynı ayına göre sadece ve sadece yüzde 0,08 artmış!
Yani onbinde 8’lik yok denecek bir artış söz konusu.
Buna karşın aylardır düşen ithalat bu kez yüzde 0,15 yükselimiş.
Neticede aylık bazda dış ticaret açığı, yüzde 5,77 artış kaydetmiş durumda.
Bu veriler ve küresel konjonktür önümüzdeki 3 ayda da ihracatın yerinde sayacağını gösteriyor!
Neticede 2019 sonunda ihracatın 180 milyar doları aşması zor görünüyor.
Küresel pazar anlamında 2020’nin son 8 yılın en zor yılı olması beklenirken umutları gelecek yıla taşımanın zorluğu da net biçimde kendini göstermekte.